Müminde feraset nasıl olmalı? Feraset ile istişare ilişkisi var mı? Yoksa günümüzde istişare ferasetin kapısı mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Üstadımız, yanılmaz bir ferasetin ancak şahsı manevide olabileceğini ifade ediyor. Hisler ve duygular yanılabilir, ama meşverete dayalı müşterek bir aklın yanılması nerede ise imkânsızdır ki; Peygamber Efendimiz (asv) bu noktada adeta garanti veriyor:
"Ümmetim dalalet üzerine ittifak etmez."(1)
Bir insan ne kadar istidatlı olursa olsun, yine nakıstır. Ancak bir şahsı manevinin ruhu ve aklı her açıdan hâdise ve eşyaya yaklaştığı için yanılma payı daha azdır. Birini görmediğini diğer görür. Birinin anlamadığını diğeri anlar ve hakeza... Bunun organize edilmiş şekline de meşveret denir.
Şahsı manevinin ferasetten öte kerameti dahi mümkündür. Samimi niyetlerle bir araya gelen bir cemaatin içine Allah'ın inayeti de dâhil olur.
Bu mananın detaylı izahı Yirmi Birinci Lem'a olan İhlas Risalesinde geçmektedir. Bir kısmını buraya alalım:
"İşte, ey Risale-i Nur şakirtleri ve Kur’ân’ın hizmetkârları! Sizler ve bizler öyle bir insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâlarıyız. Ve hayat-ı ebediye içindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Ve sahil-i selâmet olan Dârüsselâma ümmet-i Muhammediyeyi (a.s.m.) çıkaran bir sefine-i Rabbâniyede çalışan hademeleriz. Elbette, dört fertten bin yüz on bir kuvvet-i mâneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsı kazanmakla tesanüd ve ittihad-ı hakikîye muhtacız ve mecburuz. Evet, üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i mâneviyesi dört binden geçtiğine, pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet ediyor."
"Bu sırrın sırrı şudur ki: Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Mecmau’z-Zevaid, V/218.
(2) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü