Nurcu görünüp, Nurcular adına Atatürk'e hakaret eden kişiler hakkında ne dersiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur mesleğinde menfi bir şekilde şahıslara saldırmak veya şahıslarla uğraşmak yoktur. Üstad'ın hayatında da böyle bir hareket tarzı olmamıştır. Risale-i Nur Külliyatı'nın hiçbir yerinde şahıs ya da kurumlar hedef alınmamıştır.
Risale-i Nur mesleği şahıslarla değil, fikirlerle mücadeleyi esas almış külli bir iman hareketidir. Üstad, eserlerinde hep itidali tavsiye etmiş ve müspet hareket etmeyi talebelerine talim etmiştir. Bu sebeple Nur talebeleri içinde bugüne kadar hiçbir menfi hareket olmamıştır ve olmaz da. Şayet birileri Nur talebeliği namı ile menfi bir tavır sergiliyor ise, bilinsin ki onlar Nur talebeliğinin hakkını vermeyip, uygun olmayan davranış sergiliyorlardır.
Şayet birileri Risale-i Nur adına veya Üstad'ın ismini kullanarak sistemli bir şekilde menfi bir tavır sergiliyor ise, bunların arkasında gizli dinsiz komitelerinin parmağı olması veya farkında olmadan oyuna gelmeleri kuvvetle muhtemeldir. Özellikle derin yapılanmaların deşifre olduğu ve ülkenin birlik ve beraberliğinin bozulmaya çalışıldığı bu zaman diliminde, Müslümanların, özellikle de Nur talebelerinin itina ve itidalle hareket etmesi çok gerekli ve vacip bir vazifedir.
Üstad, kendi döneminde çok büyük zulüm ve sıkıntılara maruz kaldığı halde, hiçbir zaman asayişi bozacak ve milletin dirliğini ve birliğini dağıtacak menfi bir harekette bulunmamışken, birilerinin çıkıp Üstad ve Risale-i Nur adına menfi bir şekilde şahıslara sataşması, çok açık bir şekilde bu işin kumpas ve hile olduğunu gösterir. Nur talebeleri böyle kumpas ve hilelere karşı mutedil ve müspet hareketini muhafaza etmekle mükelleftir. Yoksa vebali ve günahı çok büyük olur.
Bizim vazifemiz, muhtaç gönüllere Kur’an ve iman hakikatleri olan Risale-i Nurları ulaştırmak ve onları her kesimden insanlara itidalli bir şekilde tebliğ etmektir. Bunun dışında menfi ve siyasi cereyanlarla bizim işimiz olmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Biz, kudsî hizmetimizde daima müsbet hareket ediyoruz. Fakat maatteessüf herbir emr-i hayırda bulunan manileri def'etmek vazifesi, bizi bazan menfî harekete sevkediyor.(Mektubat) Biz müsbet hareket ettiğimiz için, mecburiyet olduğu zaman tedafüî vaziyetinde idik. (Emirdağ Lahikası) Müsbet hareket Yani Allah'ın (C.C.) emrine uygun, tahribkâr ve tecavüzkâr olmayan, yapıcı ve tâmir edici tarzda olan, mizan, adâlet ve insafa uyan hareket manasına gelmektedir Muhterem Üstad'ın şahsına gelen zararlara mukabil hep müsbet hareket diyerek susup sabr ettiğini de risale-i nur eserlerinde okuyoruz...Fakat manası itibari ile de belirtilen bu müsbet hareketin fitnekar insanlar ile karşılaşıldıgı zaman susulması gerektiği gibi bir tarz da kullanılması gayet yanlış.Zira bilakis def-i şer celbi nefa racidir düsturu iktizasınca hizmete mani olucak engellerin ortadan kaldırılması için tamirkar vaziyette hakiki nurcuların gösterdikleri çaba tam musbet hareket kaidesine muvafık Nasıl "hukuk-u şahsiye" ve bir nevi hukukullah sayılan "hukuk-u umumiye" namıyla iki nevi hukuk var...Öyle de; Eğer zarar umuma dokunucak ise hakkın hatırı alidir düsturu nazara alınmalıdır... Bu çerçevede esasat-ı nuriyye kaidesine binaen fitnenin farkında olan bir takım nurcuların cansiperane hizmetlerinin eleştirilip mana-yı hakikisinin tağyir edilmesine mukabil tebrike şayan olduğunun kanaatindeyiz Vesselam!
Biz muhabbet fadaileriyiz husumete vaktimiz yoktur. Husumete vakti olanlar da sağa sola sataşırlar. Onların muhabbet fedaisi olmadığı bu halinden anlaşılır. Ateistlerin hangisine sorarsanız sorun Atatürk ün dinsiz ve ateist olduğunu söylerler. Onların böyle söylemelerinin amacı Atatürk ateistti sizde Atatürkçü iseniz Ataist olun ve dini inkar edin demektir. Bizler ateistlerin bu oyunlarına kemalist kardeşlerimizi düşürmememiz gerekir. Atatürk dinsiz değildi deyip dinden uzaklaştırılmak istenen kardeşlerimize din ve aklı mecz etme yollarını göstermemiz gerekir. Dini sevme kapıları açmamız gerekir.
Başlangıçta sadece Sorularla İslamiyet sitesinin planları ile başlanan bu hareketin ilk temelleri Erzurum Kültür Eğitim Vakfıbünyesinde atılmış, daha sonra İstanbul Suffa Vakfı’nın destekleri ile faaliyete başlanmıştır. Geçen zaman içerisinde bu ihya hareketi, faaliyetlerini Feyyaz Bilim ve Gelişim Derneği resmi çatısı altında devam ettirmiş, son olarak da görsel medya çalışmaları için Feyyaz Eğitim ve Kültür Derneği ile birleşerek Feyyaz Bilişim ve Yayıncılık Hizmetleri adını almıştır. Şu an hem internet hem de görsel ve işitsel medya çalışmaları ile hizmetlerine devam etmektedir.
Feyyaz Bilişim ve Yayıncılık Hizmetleri olarak amacımız; iman hakikatlerini ahirzamanın muhtaç gönüllerine ulaştırmaktır. Hedefimiz ise; bu amacımızı bütün dünya dillerinde gerçekleştirmektir. Ayrıca bu sitenin herhangi bir meşrep gayreti bulunmuyor bütün Nur camiasının ortak bir sesi nazarı ile bakılabilir.
Gayret bizden, muvaffakiyet Allah'tandır...
Feyyaz Bilişim ve Yayıncılık Hizmetleri
Sayın Editör bir şey sormak istiyorum.. "Cebrail şeytan ile barışmaz" sözünü bazı kimseler Üstad'a isnat ediyor.. ben bu sözü Risale-i Nurlar'da ve Hatıralarda bulamadım.. Bu söz Üstad'a mı aittir? Cevap verirseniz sevinirim.. Selam ve dua ile..
Birinci Madde:
Bir hadîs-i şerifin, âhirzamanda an'anat-ı İslâmiyenin zararına çalışacak diye haber verdiği adam, bu olduğunu ef'aliyle göstermesidir. Ben otuzaltı sene evvel o hadîsi tefsir etmiştim. Aynen bu adama manası çıkmış. Mahkemedeki müdafaatımın "Üçüncü Esas"ında izahı var.
Emirdağ-1 - 284