"Nurculuk" nedir, "Nurcu" kimdir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Nurculuk, Bediüzzaman Hazretlerinin yazdığı Risale-i Nur eserleriyle İslam'a hizmet etmeyi gaye haline getiren bir cemaattir.

Nurcu, Bediüzzaman Said Nursi'nin, Kur'an tefsiri olan Risaleleri okuyup istifade eden ve başkalarının da istifadesine çalışmak için gayret edendir.

Nurcunun gayesi, hem kendi imanını hem de başkalarının imanlarını kurtararak, saadet-i ebediyeyi kazanmaktır. Beklentisi ise yalnız ve yalnız Allah'ın rızasıdır.

Cemaatin hedef ve gayesini ifade eden birkaç lahika mektubunda geçen pasajları buraya alıyoruz:

"Hedefimiz ve programımız, evvela kendimizi, sonra milletimizi îdam-ı ebedîden ve daimî berzahî haps-i münferitten kurtarmak ve vatandaşlarımızı anarşîlikten ve serserilikten muhafaza etmek ve iki hayatımızı imhaya vesîle olan zındıkaya karşı Risâle-i Nur'un çelik gibi hakîkatleriyle kendimizi muhafazadır." (1)

"Ve husûsi vazifemiz de, Kur'ân'ın îmanî hakîkatlerini tahkîkî bir sûrette ehl-i îmâna bildirip, onları ve kendimizi îdam-ı ebedîden ve daimî ve berzahî haps-i münferitten kurtarmaktır. Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle ve bizim medar-ı ittihamımız olan cemiyetçilik gibi asılsız ve mânâsız gizli cemiyetle hiçbir münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmiyoruz." (2)

Dipnotlar:

(1) bk. Tarihçe-i Hayat, Afyon Hayatı.
(2) bk. Tarihçe-i Hayat, Kastamonu Hayatı

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
N
Okunma sayısı : 21.285
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

taharrici
MAŞALLAH
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ihlasnur

NURCULUK: Bediüzzaman Hazretlerinin yazdığı Risale-i Nur eserleriyle İslam'a hizmet etmeyi gaye haline getiren bir cemaattir.

Nurcu, Bediüzzaman Said Nursi'nin, Kur'an tefsiri olan Risaleleri okuyup istifade eden ve başklarının da istifadesine çalışmak için gayret edendir.
..

Tabirler verilmiş. ama hakikatlardan başka bir fark olduğuna dair:
* Risale-i Nur'un bahsettiği hakikatlerin aynını binlerce âlimler, yüz binlerce kitablar daha beligane neşrettikleri halde yine küfr-ü mutlakı durduramıyorlar.
Tarihçe-i Hayat ( 687 ) ifade var. demekki hakikatler aynı ama bir sistematik farkı var. Nurculuk öyle kangur lungur bir hizmet değil.

NURCU: Risale-i Nurun İman Hakikatlarını Risale-i Nurun Lahikalarının izah ettiği tarzda neşreden kimse olarak tabir etmek daha muvafıktır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
naim97001
Risalei nura intisap eden zatın en ehemmiyetli vazifesi onu yazmak ve yazdirmaktir. Ve intisarina yardim etmrktir. Onu yazan ve yazdiran risalei nur talebesi unvanini alir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

"Dostun hassası ve şartı budur ki: Kat'iyen Sözlere ve envâr-ı Kur'âniyeye dair olan hizmetimize ciddî taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid'alara ve dalâlete kalben taraftar olmasın; kendine de istifadeye çalışsın.

" "Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakikî olarak Sözlerin neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını edâ etmek, yedi kebâiri işlememektir."

"Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin." Mektubat

"Talebeliğin hâssası şudur ki: Yazılan Sözlere kendi malı gibi sahip olmalıdır. Kendisi telif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp neşrine ve ehil olanlara iblâğına çalışmaktır." Barla Lahikası

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
oğuzhangözüpek
iSLAM BİR KÜL DÜR İNKISAM KABUL ETMEZ.'' B.S.N. ra. Şöyle de denilebilir.''Allah'a cc iman parçalara ayrılarak iman edilmez.''veya ''Allah'ın emirleri bir bütün olarak kabul edilmeli,öyle mütalea edilmeli, kısımlara ayrılarak pazarlık eder gibi kabul edilmemeli.Asrı Saadette misalleri vardır.Zekatın bu seferlik es geçilmesini isteyen kabileleri Ebu Bekir ra redetmiştir.Yine bir harfın üstündeki işaretin alt tarafa geçmesini isteyen diğer bir kabileye verdiği cevap aslında bize de cevaptır.''O Herekeye iple ayı,güneşi ve tüm yıldızları bağlasanız Vallahi yine aşağı indiremessiniz.''Editörün yazdığı açıklama ve izah böyle mütalea edilmelidir.En üstteki Dostun şiarı aynı zamanda en alttaki Has TALEBENİNDE ŞİARIDIR.NUR TALEBELİĞİ İslamın/Kur'anın Risale-i Nur da açıklanan kısmını kabul edip geriye kalan kısmına gözünü kapayan,görmezden gelme gibi bir garabetlik değildir ve olamazda.Belki İslama ve Kur'ana hizmeti; Risale-i Nurda ki ve Sv.Üstadın hayatında uyguladığı düsturlar ile yapmaya çalışmaktır.Bazen KARŞILAŞTIĞIMIZ TAASUPVARİ YAKLAŞIM ŞU Kİ ; nasıl birileri tarih ilminin 1919 yılından ötesi yokmuş gibi davranıyorlar,aynen bunun gibi bazı safdil kardeşlerimiz de sanki Risale-i Nurdan önce İslam tarihi,ilmi,hayatı v.b yokmuş gibi tavır takınıyorlar. Herşeyin ifratı zarar ise bu tavır da zarardır.İnsanın merhameti Allah'ın cc merhametinin önüne geçemeyeceği gibi Hiç bir kelam da Kur'anın ve/veya Sünnetin önüne önüne geçemez.Zaten Sv.Üstad zaten Kur'anı kendisine en birinci Üstad edindiğini söylerken bu hakikate işaret ediyor. Madem hakikat budur.Risaleleri Kur'an ikliminde tenefüs etmeyi çok kolaylaştıran korunaklı gaz maskesi(Tarikat yolu oldukça meşakkatlidir) ,UFUKLARI yakınlaştıran,yıldızları görünür hale getiren bir dürbün,teleskop gibi görmelidir.BÖYLECE ASRIN ZARARLI-ZEHİRLİ havasını güvenle tenefüs edebilir, puslu görünen bazı iman hakikatlerini(Kader,Haşir gibi) görebilir, anlayabiliriz. Zaten de öyledir.Bu pencereden bakıldığı zaman geçmiş Alimlerin eserleri de kolayca anlaşılır hale gelmektedir.İşte Risale-i Nurun neşri ve yayımı bu hülasa ile yapıldığında ''Bütün'' tamamlanmakta İslamın tanımı,hakikati zihinlerde yerli yerine oturmaktadır.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Nurun fedaisi

NURCULUK ile ilgili Zübeyir Gündüzalp Ağabey'in tarifini aktarmak istiyorum.

Nurculuk demek, bugün aynen Resûl-ü Ekrem aleyhisselâtü vesselam efendimiz zamanında sahabe-i kiram hazeratı imana, islama, dine nasıl hizmet etmiş, işte o hizmetin bu zamanda bir numunesidir.

Hem de nurculuk demek, Risale-i Nur’u okuyanlara verilen bir isimdir. Risale-i Nur mesleği ise cadde-i kübra-i Kur’aniyedir. Yani doğrudan doğruya iman, doğrudan doğruya islamiyet, doğrudan doğruya Kur’an yoludur. İnsan Risale-i Nur’u okuduğu zaman Kur’an yolu nasıldır, islam yolu nasıldır onu öğrenir.

Netice itibariyle Risale-i Nur Kur’an ve iman nurunu ve peygamberimizin sünneti seniyye yolunu gösteren bir rehber-i ekmeldir. Yoksa başka mesleklerde olduğu gibi hususi bir meşrep, hususi bir mezhep değildir. İslamiyet içerisinde hususi bir meslek, mezhep değildir. Doğrudan doğruya islamiyeti gösterir.

Biz nur şakirdleri öyle bir şahs-ı manevinin kudreti ve hıfzı altındayız ki bu kudreti ve kuvveti bütün dünyanın dinsizleri, maddi kuvvetleri, atomları, füzeleri toplansa yine mağlup edemezler ve edememişlerdir.

Bulutlar bomba yağdırsa, denizler bombalarla toplar fırlatsa, yerler yanardağlar fışkırtsa asrımızın hizbullah ve hizb-ül Kur’anı olan nur şakirdlerini ve şahs-ı manevilerini yine mağlup edemezler ve edemeyeceklerdir.

Bu sır ve bu hakikatların hükmüyle ve Risale-i Nur’daki harika ilmi kuvvet ve kudretledir ki bugün Risale-i Nur’un en hakim ve hükümran bir devrini ve safhasını idrak etmektedir.

İstifade etmemiz dileğiyle.. Selam ve dua ile..

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...