Peygamber Efendimizin (a.s.m) sohbetlerindeki azim feyizler, Risale-i Nur derslerinde de bulunur mu?
Değerli Kardeşimiz;
Şunu hemen ifade edelim ki, hiçbir hususta sahabelere yetişilmez. İnsanın gözü zifiri karanlığa alıştığı bir durumda birden azametli bir ışığa maruz kalırsa, ondaki tebeddül ve tağayyür çok hızlı ve fevkalade olur.
Sahabe cahiliye karanlığı içinde karanlığın en koyu tonu içinde debelenirken, birden vahiy ve Hazret-i Muhammed (asm) güneşine maruz kalınca, harikulade ve fevkalade bir intibah ve tenevvüre mazhar oldular. Öyle ki vahiyden ve Hazret-i Muhammed (asm) zuhur eden manevî nur ve güneş, onların iliklerine kadar işledi, bütün letaif ve hissiyatını birden ayağa kaldırdı. Bizim belki elli senede ıslah edemeyeceğimiz bir duyguyu onlar bir nazarla, bir anda ve tek bir ayeti işitmekle ıslah ettiler.
“Geçen meseleyi bir derece tenvir edecek, başıma gelmiş bir halimi beyan ediyorum. Şöyle ki:"
"Bir zaman kalbime geldi: Niçin Muhyiddin-i Arabî gibi harika zatlar Sahâbelere yetişemiyorlar? Sonra, namaz içinde 'sübhane rabbiyel a’la' derken, şu kelimenin mânâsı inkişaf etti. Tam mânâsıyla değil, fakat bir parça hakikati göründü. Kalben dedim: 'Keşke birtek namaza bu kelime gibi muvaffak olsaydım, bir sene ibadetten daha iyiydi.' Namazdan sonra anladım ki, o hatıra ve o hal, Sahâbelerin ibadetteki derecelerine yetişilmediğine bir irşaddır.” (1)
Sonra sahabelerin ülfetten uzak tam uyanık hissiyatları ile âyetlere muhatap oluşunu anlatarak sebeplerini izah ediyor. Bu hâlin yeniden kazanılması için kuvvetli bir tefekkür-ü imanî ameliyatının lüzumundan bahsediyor.
Risale-i Nurlar devam ve ciddiyetle okunuşu nisbetinde, ülfet ve gafletten kurtuluşa çare olmaktadır.
(1) bk. Sözler, Yirmi Yedinci Söz'ün Zeyli.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Sahabelerin Bir Yansıması Nur Talebeleri mi?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü