Sebepler olmasaydı, Allah'ı daha net görüp ibadet etseydik, imtihanımız daha kolay olmaz mıydı?
Değerli Kardeşimiz;
Allah’a isyan etmeden doğrudan ibadet edip şükreden sayısız melekler var ve melekler hakkı ile bu vazifeyi ifa ediyorlar. Yani bu alanda insana ihtiyaç bulunmuyor.
Sürekli isyan edip Allah’a asi olan türler de şeytan ve aveneleridir ki bu alanı da onlar dolduruyorlar.
İsyan ile itaat arasında kalıp kendi iradesi ile itaati tercih edecek bir türe ihtiyaç vardır ki insanlar bu ihtiyacı karşılayan bir varlık formudur. Bu yüzden Allah insanı bu formda yaratıp imtihana tabi tutuyor denilebilir.
İmtihanın en büyük sırrı ise akla kapı açıp iradeyi bütünü ile elden alacak şekilde açık deliller ortaya koymamaktır. Bu yüzden Allah isim ve sıfatlarının önüne imana göre saydam küfre göre kesif bir tenteneli perde koyuyor. İnsan iradesi ile bu perdeyi araladığı zaman Allah’ı bütün haşmeti ile görürken yine iradesi ile perdeye takılıp kaldığında Allah’ı hiç göremiyor. İnsan iradesi ala-yı illiyun ve esefel-i safilin asansörünün başında duran bir fail gibidir, ikisinden birisine basmakta serbesttir.
Sebepler iki ucu keskin bıçak gibidir. Sebeplere mana-yı ismi ile yani eşyaya kendi hesabına bakarsan ülfet, gaflet ve inkâr bataklığına sürükler. Yok mana-yı harfi ciheti ile yani sebeplere Allah hesabına onun bir eseri bir sanatı olarak bakarsan, o zaman sebepler Allah’ı haşmet ile anlatan bir kitap hükmüne geçer. Demek düğümü insan iradesi ile çözüyor.
Allah, insanın kendi iradesi ve emeği ile ibadet etmesinden ayrı bir lezzet-i mukaddese ayrı bir keyf-i mukaddes alıyor diyebiliriz. Buna da bir şuunat-ı İlahi olarak bakabiliriz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar