Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin Doğum Tarihi Hakkında Net Bir Bilgi Var mıdır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bediüzzaman Hangi Tarihte Doğdu?

Bediüzzaman Said Nursi hakkında yapılan biyografik çalışmalarda, henüz miladi takvime göre ortak bir doğum tarihi ortaya konulamamıştır. Hatta biz bu araştırmamız esnasında gördük ki, doğru tarihe hiç ulaşılamamıştır. Yani miladi 1873’le başlayan farklı doğum tarihleri zinciri, düzeltilmek maksadıyla önce 1876 ve daha sonra da 1877 yılına çekilmiştir. Fakat, bizim Bediüzzaman’ın doğum yılı olarak ortaya koymaya çalıştığımız Miladi 1878 tarihine bu zamana kadar ulaşılamamıştır.

Takvim Sorunu

Said Nursi, yaşadığı dönem itibariyle üç ayrı takvimle muhatap olmuştur. Bunlardan ilki hicri takvimdir. Hicri takvim, Hz. Peygamberin (a.s.m.) Mekke’den Medine’ye hicretini milat kabul eden, yani miladi 622 yılında başlayan ve Müslüman Arapların ayın devrelerini esas alarak geliştirdiği bir takvimdir. Bir yıl -ayların gün sayısı toplamına göre- 354 ya da 355 gündür. Türkler de İslam’ı kabul ettikten sonra, 1 Ocak 1926’ya kadar bu takvimi kullandılar.

İkincisi Rumi takvim (mali takvim)’dir. Osmanlı Devletinde, Ay yılı ile Güneş yılı arasındaki on bir (1) günlük farktan kaynaklanan problemleri gidermek maksadıyla, XVII. yüzyılın ortalarından itibaren kullanılmaya başlanan Rumi takvim, mali ve idari işlerde ve yazışmalarda kullanılıyordu. Doğum tarihleri de bu tarihe göre kaydediliyordu. Rumi takvim 1926’dan itibaren bütçe dışında bütün resmi işlemlerden kaldırıldı.

Üçüncüsü ise 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanmaya başladığımız Miladi takvim (Gregoryen takvimi)’ dir. Hz. İsa (as)’nın doğumunu 0 (sıfır) kabul eden ve 15 Ekim 1582 tarihinde son şeklini alan bu takvime göre yıl, 365 güne sabitlenerek takvimin doğru gitmesi sağlanmıştır.

Hicri, Rumi ve miladi yıllar arasındaki gün farklılıkları ve artık yıllar nedeniyle, hicri takvime göre bin iki yüz doksan beş (1295) ve Rumi takvime göre bin iki yüz doksan üç (1293) olarak kayıtlı olan Bediüzzaman’ın doğum tarihini, bugün kullandığımız miladi takvime çevirmede yanlış sonuca ulaşmak kaçınılmaz olmuştur.1

Yanlış Tarihler

Doğum tarihiyle ilgili ilk yanlış bilgi 1957 yılında Bediüzzaman’ın talebeleri tarafından neşredilen "Tarihçe-i Hayat" isimli eserde verilmiştir. Bu eserde doğum tarihi hicri (H)1290-miladi (M) 1873 olarak yer almaktadır.2 Hicri 1290’ın miladi karşılığı 1873 olmakla birlikte3 H. 1290 tarihine başka hiçbir yerde rastlanılmamaktadır.

Bediüzzaman’ın doğum yılı olarak hicri 1295’in doğruluğundan şüphe yoktur. Zira hem Bediüzzaman’ın beyanına göre resmi makamlarca doldurulan kimlik belgelerinde4 doğum yılı olarak bu tarih yer almaktadır, hem de pek çok yerde5 geçen Rumi (R) 1293 tarihinin hicri karşılığı 1295’tir.6 Yani R. 1293 ile H. 1295 arasında sağlama yapılmıştır. Bu iki tarih de doğrudur.

Said Nursi’nin doğum yılı olarak şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ulaşılan ikinci yanlış sonuç ise M. 1876’dır.7 Bediüzzaman’ın kronolojik olarak hayatının anlatıldığı en önemli kaynaklardan olan, Necmeddin Şahiner’in kaleme aldığı, "Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi" isimli eserde yer alan bu yanlış, Rumi takvimden hicri takvime yapılan tarih çeviriminden kaynaklanmıştır. Zira, Rumi tarih 1293 olarak verilmektedir ki, bu M. 1876’yı karşılamamaktadır.8

Doğru Tarih Nedir Peki?

Elimizde doğumu gün ve ay olarak gösteren bir bilgi olmadığına göre kabaca, yıldan hareketle doğru tarihi yakalamak durumundayız. Bu konuda ulaşılan birçok kaynak Rumi olarak 1293’ü göstermektedir. Bunlardan en önemlileri Bediüzzaman’ın 26 Eylül 1337 yani 26.09.1921 tarihinde aldığı Hüviyet Cüzdanı9 ve yine 17 Teşrin-i evvel 1337 yani 17.10.1921 tarihinde kendi beyanıyla doldurulup Darü’l-Hikmeti’l-İslamiye reisliğine sunulan öz geçmişidir.10 Ayrıca Bediüzzaman’ın talebesi Müküslü Hamza’nın11 ve yeğeni Abdurrahman’ın(Nursi)12 yazdığı tarihçelerde de R. 1293 tarihi zikredilmektedir. Yine Said Nursi kendi eserleri olan Lem’alar13 ve Şualar’da14 doğum tarihini 1293 olarak ifade etmektedir. "Tarih Çevirme Kılavuzu"na baktığımızda Rumi 01.I.1293 ile 19.X.1293 arasındaki zaman dilimi, Miladi 1877 tarihine karşılık geliyor. Yani R. 1293’ün ilk on ayı M. 1877 yılının içinde yer alıyor. Bu noktadan hareketle doğum tarihini 1877 olarak kabul etmek doğru gibi gelebilir. Ki, bunu bazı eserlerde görüyoruz.15

Bediüzzaman’ın Doğum Yılı İçin Doğru Tarih 1878’dir

Ancak, yukarıda zikrettiğimiz M. 1877’yi karşılayan Rumi on ay içinde, Hicri 1295’i bulamıyoruz. H. 1295, tam da R. 1293’ün içindeki M. 1877 tarihinin bitiminden beş gün sonra başlamaktadır.16 Yani belgelerle sabit olan R. 1293 ve H. 1295 tarihlerinin miladi olarak kesiştikleri yıl 1878’dir.17 Bir başka ifadeyle Hicri 1295 yılının başladığı 01 Muharrem (R. 24 Kanun-ı evvel 1293) ile Rumi 1293 yılının bittiği 28 Şubat (H. 08 Rebiü’l evvel 1295) tarihlerinin kesiştiği Miladi dönem, 05 Ocak 1878 ile 12 Mart 1878 arasıdır.18 Bu durumda Bediüzzaman Said Nursi’nin doğum yılı, her halükarda 1878’dir. Yani Bediüzzaman Said Nursi, 5 Ocak 1878 ile 12 Mart 1878 tarihleri arasında bir günde dünyaya gözlerini açmıştır.

Umarız bundan sonra yapılacak olan yayınlar bu bilginin ışığı altında Bediüzzaman’ın doğum tarihini doğru bir şekilde yazarlar. Ve yine umarız bu küçük araştırma akademik disiplin altında yapılacak olan biyografi ya da tarihçe-i hayat çalışmaları için bir başlangıç olur.

Dipnotlar:

1. Takvimler ve çevirme yöntemleri için bk: Yücel Dağlı-Cumhure Üçer, Tarih Çevirme Kılavuzu, TTK Yay., Ank. 1997, C. I, s. 9-26.
2. Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşr., İst. 1998, s. 29. 1950’den beri çeşitli yayınevlerince baskısı yapılan Tarihçe-i Hayat’ın bütün nüshalarında bu tarihler aynen yer almaktadır.
3. Tarih Çevirme Kılavuzu, C. V, s. 224-227.
4. Hüvviyet Cüzdanı ve Darü’l Hikmeti’l İslamiyeye verdiği öz geçmiş için bkz: Sadık Albayrak, Son Devrin İslam Akademisi, İstanbul 1972, s. 197 ve devamı.
5. Abdurrahman Nursi, Bediüzzaman’ın Hayatı, İstanbul 1993, s.13; Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar, İstanbul 1996, s. 50, 325; Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Germany 1994, s. 596; Son Devrin İslam Akademisi, s. 197.
6. Tarih Çevirme Kılavuzu, C. V, s. 240-241.
7. Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Sadi Nursi, Yeni Asya Yay., İstanbul 1994, s. 43. Aslında Şahiner de eserinin ilk baskılarında M. 1873 tarihini kullanmış ancak daha sonra bunu, 1876 olarak değiştirmiştir. Hatta eserin yeni baskılarının “İçindekiler” kısmı tashihten geçmemiş olacak ki, bizim burada kaynak olarak gösterdiğimiz 1994 baskısının “İlk Hayatı” bölümü “1873-1926” şeklinde tarihlendirilmiştir.
8. Tarih Çevirme Kılavuzu, C. V, s. 237-241.
9. Son Devrin İslam Akademisi, s. 209, 210; Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayatı, İst. 1998, C. I, s. 464;
10. Son Devrin İslam Akademisi, s. 206.
11. Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Reçeteler-II, Tenvir Neşr., İst. 1990 içinde Müküslü Hamza Efendi, Bediüzzaman Said Kürdi’nin Tercüme-i Halinden Bir Hülasadır.
12. Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Reçeteler-I, Tenvir Neşr., İst. 1990 içinde Abdurrahman, Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatı.
13. Lem’alar, s. 50, 325.
14. Şualar, s. 596.
15. Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayatı, İst. 1998, C. I, s. 75.
16. Tarih Çevirme Kılavuzu, C. V, s. 240.
17. a.g.e., s. 240, 241.
18. Tarih Çevirme Kılavuzu, C. V, s. 240-241.

[bk. Risale-i Nur Enstitüsü web sayfası (23.3.2000), "Doğum Tarihi" başlıklı yazı.]

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 23.435
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

nurrumuz

Üstadımızın doğum tarihine dair Risalelerden aldığım bazı notlar.. 1. Olarak; DENİZLİ HAYATI Kastamonu'dan Denizli Ağır Ceza mahkemesine, yüz yirmi altı talebesiyle beraber 1943 senesinde sevkediliyor. (Tarihçe-i Hayat - 399)  İddianâmeye karşı itiriznamenin tetimmesidir. Bu itirazda muhatabım, Denizli mahkemesi ve müddeiumumisi Çünki ben, kabir kapısında, yetmiş yaşındayım. Böyle mazlum ve mâsum bir iki sene hayatı, şehadet mertebesiyle değiştirmek benim için büyük saadettir.  (Tarihçe-i Hayat ; Denizli hayatındaki mektubundan) buraya göre 1943 senesinde denizliye sevkedilen üstad bu mahkemede yetmiş yaşındayımburaya bakılırsa üstadın doğum tarihi: 1873 2. Olarak; 1948 senesinde açılan Afyon Mahkemesinde(Şualar - 540) Afyon Mahkemesinin bizi ittiham etmesine karşı itiraznamenin tetimmesidir. Çünki ben kabir kapısında, yetmişbeş yaşındayım. (Şualar - 369) Latince Ondördüncü Şuada(Afyon Müdafanamesi) üstadımızın bizzat kendisi 75 yaşında olduğunu 6 defa belirtmiştir ve 1 defa da Mustafa Sungur ağabeymiz belirtmiş. Afyon hapsi 1948 yılında ve üstadımız defalarca 75 yaşında olduğunu belirttiği bir tarih. buna göre üstadın doğumu 1873 olarak çıkıyor 3. Olarak; Emirdağ Lâhika Mektubları, birinci kısmı: 15 Haziran 1944'de Denizli hapsinden beraet ile tahliyeden sonra(Emirdağ Lahikasından) hem gayet zaîf, yetmişbir yaşında ihtiyar; hem kimsesiz, Emirdağ Lahikası 1) buraya göre bakılırsa üstadımız 1944 yılında emirdağa ikamet ettiriliyor.. 1944 yılında ve kendi ifadesi ile 71 yaşında olduğunu belirtiyor eğer üstadımız 1944 yılında bu mektubu yazmışsa yani 71 yaşında olduğunu belirten mektubu; buna göre üstadımızın doğum tarihi 1873 çıkıyor. 4. Olarak; PAKİSTAN BASININDA RİSALE-İ NUR VE ÜSTAD SAİD NURSÎ HAZRETLERİ HAKKINDAKİ NEŞRİYATTAN ÖRNEKLER 31 Ocak 1958 tarihli Students' Voice (Talebelerin Sesi) GazetesiNur Talebelerinin Üstadı seksen beş yaşında büyük bir âlim olan Üstad Said Nursî'dir. (Tarihçe-i Hayat - 722) burada 1958 yılında çıkmış bir gazetede üstadımızın 85 yaşında olduğu belirtilmişyani buna göre üstadımızın doğum tarihi; 1873 çıkıyor. 5. Olarak; [Bazı gazetelerde çıkan yalanlar hakkındaki bir tekzibi bera-yı malûmat gönderiyoruz.] bunun haricinde dünyevî şeylerle alâkadar olmayan, seksenyedi yaşında, Hastalığı münasebetiyle hizmetinde bulunan Tahirî, Zübeyr, Ceylan, Bayram, Sungur, Rüşdü (Emirdağ Lahikası 2) burada üstadımız için 87 yaşında ifadesi kullanılmış şimdi şunu arz etmek isterim ki: [Emirdağ Lâhikası-I ile bu Emirdağ Lâhikası-II arasında Nur Müellifi Üstadımız Hazretleri bazı talebeleriyle Afyon hapsine sevk ile, orada muhakeme edilmiş ve Afyon hapsinde kaldığı yirmi ay zarfında yazdıkları mektub ve müdafaaları Şualar'da ve kısmen Tarihçe-i Hayat'ta neşredilmiştir.] (Emirdağ Lahikası 2) Emirdağ Lahikası mektupları ekseriyetle üstadın afyon hapsinde kaldığı zaman zarfında yazılmışoysa bu yukarıdaki mektubu yazan ağabeylerden o tarihte ;Tahirî, Zübeyr, Ceylan, Sungur ağabeyler afyon hapsindelerdi ve yukarıdaki mektup ise bir mahkeme savunması değil bazı gazetelerde çıkan yalan haberlere dair bir mektupturdemek bu mektup afyon hapsinde yazılmamış üstadımızın hayatının son zamanlarında yazılmış 6. Olarak; Öyle de, ondördüncü asrın hâdim-i Kur'an'ı da dokuz yaşından altmış (seksenaltı) yaşına kadar bilâ-istisna doğrudan doğruya Kur'an namına hizmet ve hareketi ve zamanın padişahından en canavar reislerine baş eğmediği,  (Barla Lahikası;ndan) buraya göre de üstadımız için 60 yaşında ifadesi kullanılmış ve üstadımız 86 yaşında iken tashih edilen bir mektup olduğu anlaşılıyor 7. Olarak; Hutbe-i Şamiye eseri, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin otuzbeş yaşında iken Şam'da, Şam ülemasının ısrarı üzerine Câmi-i Emevî'de irad ettiği bir hutbedir. (Hutbe-i Şamiyeden) Tarihçe-i Hayattan Hutbe-i Şamiye için bi haşiye; (Hâşiye): Eski Said hiss-i kablelvuku' ile, 1371 de başta Arab Devletleri, Âlem-i İslâmın ecnebi esaretinden ve istibdadından kurtulup İslâmî Devletler teşkil edeceklerini, kırk beş sene evvel haber vermiş. İki Harb-i Umumî ve otuz-kırk sene devam eden istibdad-ı mutlakı düşünmemiş, Üçyüz Yirmi Yedide olacak gibi müjde vermiş, te'hirinin sebebini nazara almamış. (Tarihçe-i Hayattan) buraya göre bakılırsa üstadımız Şam Hutbesini 1327 de vermişbu tarih hicri ise, miladi 1909 yılına denk geliyor.. üstadımız 1909 yılında 35 yaşında ise 1874 doğumlu çıkıyor. belki diyorum, üstadımız o zaman yani 1909 yılında ay olarak yeni yaşına girmemiştir, 35 yaşında ama 36 sından gün alıyorsa üstadımızın doğumu 1873 çıkabilir. üstadımızın 35 yaşında iken Şamdaki hutbesini 1911 yılında verdiğine dair rivayetlere gelince; ben şahsen 1911 yılı ifadesine Latince Risalelerde rastlamadım ama elbette benim rastlamamam olmadığına delil olamazfakat şu var ki; Hutbe-i Şamiye eserinin ve 1911 yılında, Münazarat, Muhakemat, Divan-ı Harbi Örfi eserleri ile aynı tarihte basıldığına dair araştırmalar varyani belki Hutbe-i Şamiye eserinin baskı tarihi ile Hutbenin verildiği tarih sehven karıştırılmış olabilir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
maraş46

büyük zatlar genelde 63 yaşında vefat ediyorlar,yıllardır Üstadımızın uzun yaşamasının hikmetini düşünürdüm.Üstadımız 1935 de Eskişehir hapsine konuluyor ve burada Binbaşı Asım abimiz Ya Rabb canımı al diyor ve istkamet şehidi oluyor,acaba diyorum Üstadımız yerine Binbaşı Asım Abi mi vefat ediyor?1935 de Üstadımız 63 yaşına girdiğini kabul edersek doğum tarihi 1873 çıkıyor,malum Üstadımız sakal ve evlenme dışında bütün sünnetleri hayatında tatbik ediyor,niçin yaşıda sünnete uymasın?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...