Üstadımızın "Ölüye Kur'an okumak" hakkındaki görüşü nedir, caiz olmadığı söylentileri var da, bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Yasin, Kur'ân'ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah'tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin'i ölülerinizin üzerine okuyunuz."(1)

Bu hadis-i şerif, Yasin sûresinin hem ölüm döşeğinde olan hastaya okunmasına, hem de ölmüş müminlerin ruhuna bağışlanmak üzere okunabileceğine işaret etmektedir.

Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de meseleyi açıklığa kavuşturmaktadır:

"Kim, babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret ederek orada Yasin sûresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar."(2)

"Ölen kimse, kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır."(3)

Şafii ve Hanbelî mezhebine göre, kişinin kendi kabri üzerinde Kur’an okumayı vasiyet etmesi caizdir. Çünkü, şu üç durumda Kur’an okumanın sevabı ölüye ulaşır: Kabrin yanında okumak, okumadan sonra dua etmek, sevabını ölünün ruhuna niyet ederek okumak.(4)

Bazı Şafii alimlerine göre, kabrin sahibi, -arkasından dua okunsun, okunmasın- kabri üzerinde okunan Kur’an sevabından faydalanır.(5)

Yukarıda vermiş olduğumuz kaynaklar ışığında meseleye baktığımız zaman, ölüler üzerine Kur’an ve Yasin okumanın caiz olmaktan öte ne kadar güzel ve rahatlatıcı bir amel olduğunu görüyoruz. Ayrıca Şafi uleması bu ameli caiz ve makbul görüyorlar. Hatta son cümleye nazaran ille de falanca adına olması dahi gerekmiyor, onun kabri üzerinde okunması, ondan faydalanması için yeterlidir. Bu son cümle de Şafi alimlerine ait bir görüştür.

Üstad Hazretleri de bir Fatiha’nın nasıl sayısız ruhlara hediye edileceğini şu ibareler ile akla yaklaştırıyor:

"Fâtır-ı Hakim nasıl ki, unsur-u havayı; kelimelerin, berk (şimşek) gibi intişarlarına ve tekessürlerine (yayılma ve çoğalmalarına) bir mezraa (tarla) ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedi (a.s.m.) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de okunan bir Fatiha dahi, meselâ, umum ehl-i imanın emvâtına (ölülerine) aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, mânevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtri telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor."

"Hem nasıl ki, bir lamba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba olur. Aynen öyle de, Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer."
(6)

Kaynaklar:

(1) bk. Müsned, V/26.

(2) bk. İbni Mace Tercemesi, IV/274.

(3) bk. Mişkatü’l- Mesabih, 1/723.

(4) bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, VIII/51.

(5) bk. Yusuf el-Erdebilî, el-Envar, 1/399.

(6) bk. Şualar, Birinci Şua, s.576

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...