33. Söz - Altıncı Bölüm
“İcad-ı eşyada müşevveşiyeti iktiza eden ve intizamsızlığa sebep olan nihayetsiz sehâvet ve bir cûd-u mutlak, gayet derecede bir insicam ve intizam içinde görünüyor. İşte, zemin yüzünü tezyin eden bütün nebâtâtı gör.” Bu cümleyi izah eder misiniz?
"Hem ihtilâf ve ayrılığı iktiza eden uzaklık ve bu’d-u mutlak dahi bir ittifak-ı mutlak içinde görünüyor. İşte, bütün aktâr-ı zeminde zer’ edilen her nevi hububata bak." Uzaklık manasını izah eder misiniz?
"Hem ehemmiyetsizliği, kıymetsizliği iktiza eden gayet derecede mebzuliyet ve nihayet derecede ucuzluk dahi,.." devamıyla izah eder misiniz?
"Yoksa câmid, âciz tabiatın, herbir şeyin içinde o şeyden yapılan eşya adedince mânevî makine ve matbaaları mı var?" Burada geçen manevî matbaalar ne mânaya gelmektedir?
"Öyle de zeminin yüzünü, belki kâinatı dolduran müteceddid eserler, bilbedâhe, gayet derece-i kemâlde bulunan ef’âli gösteriyor." Ef’al-i İlâhîyeden Cenab-ı Hakk’ın zâtının kemâline delalet eden hakikatlere kadar safha safha anlatabilir misiniz?
Üstadımız On Sekizinci Pencere’nin sonunda nazara verilen tefekkürü bir mirac-ı marifet olarak ifade etmektedir. Burada marifetin miracı ne anlama gelmektedir?
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Program Adı: Sorularla Sözler