Sorularla Yirminci Mektup - 16. Bölüm

Kâinat ağacının "gayesi, faidesi olan meyvelerine bakmayıp ehemmiyet" vermemek ne demektir? İnsanlar nasıl bu kâinat ağacının gayesi ve faidesi oluyor? İnsanların başıboş bırakılması halinde hikmetin abesiyete kalb olması ne demektir?

O insanların "hırsız ellere" verilmesi, "boş yerlere" dağılması ve "zayi" olması ne demektir?

Hamdler, ibadetler, şükürler, muhabbetler; nasıl o insan meyvelerinin meyveleri oluyor? Bunların başkalara verilmesi ne demektir? Misallerle açabilir misiniz?

"Kâinat sarayının binasındaki makàsıd-ı Rabbâniyenin medarı olan zîşuur" kimlerdir?

İnsanın "Zîşuurun serfirâzı" olmasını açar mısınız? "Sâni-i Zülcelâl, o gayetülgaye olan şükür ve ibadeti, başkalara gitmesine müsaade etsin?" İzah eder misiniz, Şükür ve ibadetlerin gayet-ül-gaye olması ne demektir?

"Hem hiç mümkün müdür ki, hadsiz envâ-ı nimetiyle kendini zîşuurlara sevdirsin ve hadsiz mu’cizât-ı san’atıyla kendini onlara tanıttırsın..." İzah eder misiniz?

"Bir elmayı halk eden kim ise, bütün dünyaya gelen elmaları icad eden yine O olabilir." Bütün elmaların yüzünde aynı sikkenin olması ne demektir? Neden bütün elmaları inşa edemeyen bir elmayı halk edemesin?

"Mahmud-u bi’l-Itlak" tabirini açıklar mısınız?

"En küçük cüz’î bir zîhayat" kimler olabilir? Misal verebilir miyiz? Onların "en cüz’î bir nimeti" ne demektir?

"Öyle ise, hakikat-i kâinat, daima hak lisanıyla der: لَهُ الْحَمْدُ مِنْ كُلِّ اَحَدٍ مِنَ اْلاَزَلِ اِلَى اْلاَبَدِ" Hakikat-i kâinat ne demektir, Arabî ibarenin mealini verir misiniz?

Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Program Adı: Sorularla Mektubat