"Yirmiye karşı seksen adam, elinde topuz tutuyor. Halbuki, o biçare ve mütehayyir olan seksene karşı hakkıyla nur gösterilmiyor." ifadesinin günümüz siyasetiyle münasebeti nasıl kurulabilir? Hep nur mu verilecek, gerektiğinde topuz kullanılmayacak mı?
Değerli Kardeşimiz;
Bu zamanda batıl fikirlerin, İslam’a muhalif bidaların ve her taraftan hücum eden günahların tesiri ile insanların ekserisinin imanı tehlikededir. Onun için insanlara ebedî saadetin vesikası olan tahkiki imanı ders vermek vazifesi, neticesi şüpheli siyasî mücadeleden daha ehemmiyetlidir. Bundan dolayı Nur Talebelerinin en mühim vazifesi; önce kendisi tahkikî imanı elde etmek, sonra da bir başkasının tahkikî imanı elde etmesine ve kurtulmasına vesile olmaktır.
Siyaset yolu ile yapılan hizmet yüzde seksene fayda vermesi meçhul olmakla beraber, neticeye ulaşmak da şüphelidir. Gerek Türkiye'de gerekse İslam âlemindeki durum buna şahittir. En güzel siyaset; kafası karışık olan yüzde seksene imanı telkin etmek, nuru göstermek onları terbiye ve irşad etmektir. Zaten yüzde seksen hakikatleri görünce, siyaset de ona uyum sağlamak zorundadır.
Bir havuza musluklardan temiz su akarsa temiz su birikir, kirli su akarsa havuz kirli su ile dolar. Biz havuzu temizlemek istiyorsak, temizliğe musluklardan başlamamız lazım, zira havuzu su ile dolduran musluklardır.
İşte devlet ve onu idare edenler bir havuzdur; bu havuzu besleyen musluklar ise yüzde sekseni teşkil eden halktır. Halkın fikir ve düşünce dünyası temiz ve İslam’a uygun olursa, onun beslediği devlet de ona göre şekillenir.
Siyaset dâhilde, yani İslam memleketinde olursa, tarz ve üslup yumuşak ve müsbet olmalı, o zaman yapılan siyaset faydalı olur. Üstad Hazretleri de bu tarz siyasete müsbet bakmış; kendi döneminde tek partili ve baskıcı rejime karşı, çok partili ve demokratik rejimi açıktan desteklemiştir.
Dini, bir partinin tekelinde imiş gibi göstermek ve din adına hareket etmek çok zararlı ve telafisi mümkün olmayan neticeler doğurur ve doğurmuştur. Üstad Hazretleri siyaset sahasını bütünü ile boş bırakılmasını savunmamıştır. Sadece Risale-i Nur'un her kesime ulaşması için siyasete bulaştırılmamasının lüzumuna işaret ediyor. Ama şahıslar kendi namına siyaset yapabilir ve sahada hizmet edebilirler.
Allah, kâinatta zıtları birbiri ile çarpıştırmayı ve mücadele ettirmeyi bir kanun halinde belirlemiştir. Onun için onların tarihte gürültüleri hep olagelmiştir. Nasıl ki, karanlık, ışığın kıymet ve derecelerini gösterir. Onlar da imanın kıymet ve derecelerini göstermekte bir kıyas vazifesini görüyorlar.
Kaldı ki topuz, devletin işidir, halkın değil. Halkın karışması tam manasıyla kargaşaya sebep olur ve anarşiyi doğurur. Ölçü muhafaza edilemez.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü