"Terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır." Ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
"İttihad-ı İslâm Partisi, yüzde altmış, yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çalışabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır."(1)
Burada yüzde altmış-yetmişlik nisbetin karşılık geldiği kitle, mutlak ve müphem olduğu için, siyasetle uğraşanlar, parti yöneticileri ve parti tabanları kastedilmiş olabilir.
Siyasetin konusu olan devlet idaresindeki kaliteyi, projeleri, kalkınma hamlelerini millete anlatmadan, sadece dinîve millî duyguları galeyana getirerek oy toplamaya çalışan bir parti liderinin birinci hedefi, idareye sahip çıkmaya çalışmaktır. Bu durumda yapacağı faaliyetten ve millete hizmetten ziyade, dini kullanarak ulaşmak istediği hedefe yürüme gibi bir yanlışa girecektir.
Böyle bir partinin idarecilerinin ve tabanının hedefi, dini kullanmakla devlet idaresini ele geçirmek ve neticesinde menfaat elde etmektir. Şayet parti idarecilerinin yüzde altmış-yetmişi tam dindar olsa, o zaman dini siyasî emel ve hedeflerine malzeme yapmayacak, siyasetin esası olan devletin maddî ve manevî terakkisine vesile olacak projeleri ön plana çıkaracaktır. Böyle bir düşünceye sahip olan bir kadro iş başına geldiğinde, devlete ait projelerini hayata geçirme hamleleri yanında, siyasetin imkânlarını dine hizmet etmek için kullanacaktır.
Binaenaleyh Üstad Hazretleri, “yüzde altmış, yüzde yetmiş dindar olma” şartını koymakla, parti idarecileri, tabanı ve millet o seviyeye geldikçe, zaten ekseriyetin tercihi ile siyaset dinin hizmetine girecektir. Fakat Üstad'ın zamanında da şimdi de hal-i âlem buna müsaade etmediği için, din namına çıkanlar dini siyasete alet edeceklerdir. Zira terbiye-i İslamiye zedelenmiş olduğundan, insanların nazarı, din ve ahiretten ziyade, dünya ve menfaate müteveccihtir.
(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, 98. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü