Bediüzzaman Hazretleri Kürt müdür? Şakirtleri kendisine mehdi olduğunu söylemişler, Üstad Hazretleri de kendisinin Kürt olduğunu, mehdinin ise Ehl-i beyt'ten olup Arap olacağını söylemiş midir?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Bitlis’in, Hizan ilçesinin, Nurs köyünde dünyaya geldi. Bediüzzaman'ın doğduğu tarihlerde, Osmanlı'da eyalet sistemi vardı ve bu bölgeye "Kürdistan" deniliyordu. Bu bölgeden olduğunu gösterir bir şekilde, kendisine “Molla Said-i Kürdi” denilmekte idi.
Yani büyük zatların yaşadığı bölgenin ismi ile anılması, o dönemlerin gelenekleri içinde olan bir şeydir. Bunun tarihte birçok örnekleri mevcuttur. Mesela; İmam Gazali İran’ın Tus şehrinin Gazal kasabasında 1058 (h. 450) yılında doğdu. Doğduğu yer olan Gazali ile anılmıştır. Üstad'ın da Kürdî diye anılması bu sebepledir, yoksa o nesep olarak Kürt olduğu için değildir.
Üstad'ın nesep açısından Ehl-i beyt'ten olduğuna dair şöyle bir hatıra mevcuttur:
Bediüzzamanın varislerinden Seyyid Salih Özcan'ın naklettiğine göre, bir gün Üstad'la aralarında şu konuşma geçer:
- Salih sen seyyidsin, değil mi?
- Evet, Üstadım.
- Peki Seyyid Salih, sence ben seyyid olabilir miyim?
- Muhakkak Üstadım, siz seyyidsiniz.
- Seyyid Salih, ben anne tarafından Hüseyni, baba tarafından ise Haseni’yim. (Tanıyanların Dilinden, Salih ÖZCAN.)
Üstad'ın açık bir şekilde seyyid olduğunu eserlerinde yazmamasının sebebi; elinde kati bir senedinin olmamasıdır. Yoksa seyyid olduğunu reddetmiyor. Risale-i Nur; ispat ve katiyet mesleğinden olduğu için, kati olmayan şeyleri içine, mesleği gereği almıyor.
Sorunuzdaki Üstad'ın, "Ben Kürd'üm, mehdi ise seyyid olacak." ibaresini teyit eden bir hatıra veya kaydı biz bilmiyoruz ve rastlamadık. Ancak benzer manada şöyle geçiyor:
"Hem mehdilik isnadını hiç kabul etmediğime bütün kardeşlerim şehadet ederler. Hatta Denizli’deki ehl-i vukuf 'Eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri kabul edecek.' dediklerine mukabil, Said, itiraznamesinde demiş ki: 'Ben Seyyid değilim. Mehdi Seyyid olacak.' diye onları reddetmiş." (Şualar, On Dördüncü Şua, İddianamede benim hakkımda dört esas var.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Sayın kardeşim ;
"Ona "Kürdi" denilmesi ve kaside-i Hazret-i İmam-ı Ali de (r.a.) görülen "Ya midriken" kelimesinin hazf ve kalbiyle "Kürt" ima ve işaretinin bulunması, gerçekten Kürtlüğüne delalet etmez ve onun manevi silsile-i şerafet ve siyadetten tenzil ve teb idini icap ettirmez. Bu isnad ve izafe, Kürdistan da doğup büyüyen ve bu lakapla maruf ve meşhur olan bu zatın Risaletin-Nur'un tercümanı olduğunu sırf aleme ilan etmek içindir; yoksa Kürtlüğünü ispat etmek için değildir. Kürtçe bilmesi, o kıyafete girmesi ve öyle görünmesi, kendini setr ve ihfa için olup, hakiki hüviyet ve milliyetini ihlal ve inkar mana ve maksadıyla değildir diye düşünüyorum."
Eğer bu kısmın geçtiği mektubu iyi bir şekilde okudu iseniz, Üstad hz.leri bu kısmın üstünü çizerek tayyettiğini ve Hasan Feyzi ağabeye de bundan dolayı gücenmemesini söylüyor. Yani bu kısım Üstadın tashihli nüshasında yok. Üstad burayı çıkarmış. Bu ifade Hasan Feyzi ağabeyin şahsi görüşüdür. Ve Üstad hz.leri çıkardığı için de Lahikada dahil edilmemesi gerekirken maalesef yayınevlerinin çoğunluğu bunu dahil etmişler. Yani bu ifade Üstadın seyyid olduğuna dair bağlayıcı olamaz.
"Üstadın tashihli nüshasında yok. Üstad burayı çıkarmış."
Sayın demirkan kardeşim:Bu önemli bir idda bunun için bir deliliniz var mı
Aziz, Sıddık, Değerli, Mü'min kardeşlerim; Üstad Kürttür denilse bir şeyler değişecek mi? Kürtlerin içinde seyyid çok. Onların aslı bir nevi Araplara dayanıyor, bunu Üstad da söylüyor. Önemli olan verdiği mesajdır. Kışırla uğraşmayalım lüb'e inelim. Bizler Medresetü Zehra talebeleriyiz. Bu dava ırklar ötesi bir davadır. Çeşitlilik, bizim toplumumuzun tabii bir boyutudur. Birlik ve düzenimizi hissi kardeşten öte, mantıki esaslarla beslenmiş bir kardeşlik ortamının oluşmasını gerektirmektedir. Üstadımız bunu gerçekleştirmek için Eserleriyle bizlere yardimci oluyor. Ona bakalım problemlerimizi çözelim. Müsamaha elzemdir. Ne bir Türk, ne bir Kürd, ne de Arap, Üstadı kendi hislerine alet edemez. O bunu haketmedi. Saygılarımla
Üstad kürt değil, nitekim gözlerinin mavi yeşil olduğu şahitlerce mevcut. Ama bizim bunu ispatlamaya ihtiyacımız yok. Çünkü bu bir kapı. Ve bu kapıdan ancak, ırkçılığı bırakarak girilir. Dikkat ederseniz hiç bir ırkçıya üstadımızı sevmek nasip olmuyor.
Ne zaman ki; kürt olursa olsun, Allah her canlıyı eşit yaratır sonra ona makamlar verir derse; kapıdan rahatça girer ve seyyid olduğunu görünce de ayrı bir sevince kavuşur.
Çok ciddi abi ve kardeşlerle yıllardır derse gider gelirim . Cemat icinde Risalede olmayan hatıra ve nakillere çok ehemmiyet verilmez çokta itibar edilmez. Üsdadın seyidligi mevzu bahis olunca salih özcan abinin hatırasına başvurulur.
Kürdistan ismi Kürdlerin coğrafyası veya yurdu anlamına gelir. Demek ki o coğrafyada Kürdeler yaşadığı için Kürdistan denmiş. Ve üstad da bizzat Kürtlerden olduğu için kendisini Said-i Kürdi olarak tanımlamış. Asar-ı Bediiyye yi açın ve okuyun. Onlarca yerde Üstad hz.leri kendisini Kürd ve Kürdistanlı olarak tanımlıyor. Açık ve net bir şekilde de Seyyid olmadığını söylüyor. Sayın kardeşler referansımız Risale-i Nur'un bizzat kendisi olmalı. Risale-i Nur bu konuda açık ve net. Lütfen Risale-i Nur dışında Üstadın Seyyid olduğunu iddia eden ve aslı olmayan söylemlere kulak asmayalım.
Sevgili abiler..
Üstadımızın Türk veya Kürd olmasının nasıl bir önemi olabilir. İslamiyet cahiliye döneminden kalma kavmiyetçiliği yasaklamışken biz neden böyle bir tartışmayı yapıyoruz. Yorumlara bakınca Risale-i Nurlara gayet hakim olan abilerin bile bu konuda uzun uzadıya izahat vermeye çalıştıklarını görmek üzücü bir durum. Kürt kardeşlerimiz için kırıcı olabilecek manalar süzülüyor. Kaldı ki ben bir Türküm, Kürtleri İslamiyet hesanına çok seviyor ve varsa kırılanlardan özür diliyorum. Cebab-ı Hak mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Dilerse Mehdi'yi Bitlis'ten de çıkarır. Editörün böyle manasız ve faidesiz bir konuyu açmasını da anlayamadım. Selam ve dua ile...