Bediüzzaman kimdir; kısaca bir bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Bediüzzaman'ın kimliği gerçek manada ancak eserlerinin tamamında kendini gösterir.
"Hey efendiler! Ben imanın cereyanındayım. Karşımda imansızlık cereyanı var. Başka cereyanlarla alakam yok..." (Mektubat, On Altıncı Mektup.)
diyen bu büyük insan, bütün ömrü boyunca aynı çizgide bir manevi cihat yapmış ve milyonların imanının kurtuluşuna vesile olmuştu. Onun hayatı hakkında bilgi edinmekte en temel kaynak Tarihçe-i Hayat isimli eserdir. Bizzat kendisinin tashihinden geçmiş olan bu eser sorunuza güzel bir cevaptır.
Bununla birlikte Üstad'ın hayatının bir özetini aşağıda takdim ediyoruz:
Bediüzzaman Said Nursî, 1878'da Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya geldi. Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulade zekâ ve hafıza sebebiyle, önceleri Molla Said-i Meşhur diye tanındı. Daha sonra "Zamanın Harikası" anlamında "Bediüzzaman" ünvanıyla şöhret buldu.
Talebelik yıllarında temel İslami ilimlerle ilgili doksan kitabı ezberledi. Her gece bunlardan birini tekrar ediyordu. Bu tekrarlar onu, Kur'an ayetlerini derinlemesine anlamasına birer basamak oldu ve her bir Kur'an ayetinin bütün kâinatı ihata ettiğini gördü.
1900'lü yılların başında Doğu'da Medresetü'z-Zehra adında, din ve fen ilimlerinin birlikte okutulduğu bir İslam üniversitesi kurmak fikriyle hilafet merkezi olan İstanbul'a geldi ve hayatı boyunca bu fikrini gerçekleştirmek için gayret gösterdi. Doğrudan, istediği şekilde bir üniversite kuramamakla birlikte memleketin her tarafında şubeleri bulunan yaygın bir medrese sistemi tesis etti.
I. Dünya Savaşı yıllarında Doğu cephesinde gönüllü alay komutanı olarak hizmet etti. Savaş esnasında yaralanıp iki buçuk yıl Rusya'da esir kaldı. 1917'deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. Dönüşte, Genelkurmay'ın kontenjanından Osmanlı'nın en üst düzey dinî danışma merkezi olan Darü'l-Hikmeti'l-İslamiye'de görev yaptı. İngilizlerin İstanbul'u işgali yıllarında onların aleyhinde Hutuvat-ı Sitte adıyla bir risale neşretti.
Anadolu'da başlatılan İstiklal mücadelesine destek verdi.
1925 yılında Van'da eğitim faaliyetlerinde bulunurken, o sırada meydana gelen Şeyh Said hareketi sebebiyle, bu harekete karşı çıktığı hâlde, tedbir olarak önce Burdur'a, ardından Isparta ve Barla'ya gönderildi. Burada sekiz yıl kaldı. Risale-i Nur isimli Kur'an tefsirinin çoğu bölümlerini burada yazdı. Eserleri ve fikirleri sebebiyle 1935 senesinde Eskişehir Mahkemesine sevk edildi.
Sürgüne gönderildiği Kastamonu'da eserlerini yazmaya devam etti. 1943'te Denizli Mahkemesi'ne, 1948'de Afyon Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkemeler beraatla neticelendi.
1950'de çok partili hayata geçildiğinde, dini hak ve hürriyetler genişledi. Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırdı.
Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960'ta Urfa'da Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Allah razı olsun