"Bid'alara müsaadekâr meşreplerini kendilerine perde yapmak isteyen, bid'alara bulaşmış bir kısım hocalar, sizin, muhabbet-i Âl-i Beytten gelen ve şimdi izharı lâzım olmayan içtihadınızı vesile ederek hem sana, hem Nur şakirtlerine darbe..." İzahı nasıl?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte şimdi gizli münafıklar, Vehhâbîlik damarıyla en ziyade İslâmiyeti ve hakikat-i Kur'âniyeyi muhafazaya memur ve mükellef olan bir kısım hocaları elde edip, ehl-i hakikati Alevîlikle itham etmekle birbiri aleyhinde istimal ederek dehşetli bir darbeyi İslâmiyete vurmaya çalışanlar meydanda geziyorlar. Sen de bir parçasını mektubunda yazıyorsun. Hattâ sen de biliyorsun; benim ve Risale-i Nur'un aleyhinde istimal edilen en tesirli vasıtayı hocalardan bulmuşlar."
"Şimdi Haremeyn-i Şerîfeyne hükmeden Vehhâbîler ve meşhur, dehşetli dâhîlerden İbnü't-Teymiye ve İbnü'l-Kayyim-i Cevzî'nin pek acip ve cazibedar eserleri İstanbul'da çoktan beri hocaların eline geçmesiyle, hususan evliyalar aleyhinde ve bir derece bid'alara müsaadekâr meşreplerini kendilerine perde yapmak isteyen, bid'alara bulaşmış bir kısım hocalar, sizin, muhabbet-i Âl-i Beytten gelen ve şimdi izharı lâzım olmayan içtihadınızı vesile ederek hem sana, hem Nur şakirtlerine darbe vurabilirler."
"Madem zemmetmemek ve tekfir etmemekte bir emr-i şer'î yok, fakat zemde ve tekfirde hükm-ü şer'î var. Zem ve tekfir, eğer haksız olsa, büyük zararı var; eğer haklı ise, hiç hayır ve sevap yok. Çünkü tekfire ve zemme müstehak hadsizdir. Fakat zemmetmemek, tekfir etmemekte hiçbir hükm-ü şer'î yok, hiç zararı da yok."(1)
“Sizin, muhabbet-i Âl-i Beytten gelen ve şimdi izharı lâzım olmayan içtihadınızı vesile ederek,..” Bu cümlede söz konusu içtihadın mahiyeti belirtilmemiş, hatta kasıtlı bir şekilde ketmedilmiş. Bu yüzden içtihadın ne olduğu konusunda kati bir şey söylemek mümkün görünmüyor. Lakin birkaç tahminde bulunabiliriz.
Birisi: İmam Hüseyin (ra)’ı şehit eden Yezid hakkındaki lanetin vacip addedilmesi olabilir ki; Vehhabiler bundan da alınırlar.
İkincisi: Sahabeler arasında vuku bulan Cemel Savaşı'nda Hazreti Ali (ra) lehinde şiddetli bir tarafgirlik gösterilmesi ve karşı taraf hakkında suizanna kapı açılması ki, bu hususta Vehhabiler çok alınırlar, hatta hücum ederler. Zira Vehhabilerin mesleği Ehl-i beyte karşı olmak ve onlar hakkında aşırı bir durum sergilemektir.
Zaten böyle bir görüş Ehl-i sünnetin görüşüne de uygun olmaz; zira o harpte karşı tarafta olanların başları cennetle müjdelenmiş sahabeler ve annemizdir. Bu hususa bahsi geçen yerin evvelinde şöyle işaret ediliyor:
"Çünkü Vâkıa-i Cemelde Aşere-i Mübeşşereden Zübeyir ve Talha ve Âişe-i Sıddîka (r.a.) bulunmasıyla Ehl-i Sünnet Velcemaat, o harbi, içtihad neticesi deyip, 'Hazret-i Ali (r.a.) haklı, öteki taraf haksız; fakat içtihad neticesi olduğu cihetle affedilir.'..."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, 152. Mektup.
(2) bk. a.g.e.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü