Bir profesör risaledeki bazı rivayetleri belirtilen kaynaklarda bulamamış. Nakl-i sahih ifadesiyle aktarılan hadislerde de sehiv olup sahihliğinden şüphe olur mu?
- Ben buradaki hadislerin tashih edildiğini, gözden geçirildiğini öğrendiğimden bu sayfadaki nakl-i sahih ifadelerine dayanarak ağaçların gelip gitme mucizelerinin mütevatirliğine inanıyorum. Ancak bir ilahiyat profesörü bir makale yazmış ve sonuç kısmında bir rivayet için risalede kaynak olarak Buhârî ve Müslim’in adının verildiği halde söz konusu rivayetin Buhârî’nin Sahîh’inde geçmediğini belirtmiş.
- Ayrıca Beyhakî ve Hakîm’in kaynak gösterildiği bir rivayet için de Beyhaki'de de Hakim'de de bu rivayeti bulamadıklarını belirtmiş. Bunların hangi hadisler olduğu da anlatılmış. Bu kaynakları profesör mü bulamamıştır yoksa burada sehivler olduğu gibi nakl-i sahih ifadeli hadislerin sahihliğinde şüphe var mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Birincisi: Ağaçların gelip gitme mucizeleri, cüziyatları itibariyle mütevatir değil nev olarak mütevatirdir. Bediüzzaman Hazretleri bunu On Dokuzuncu Mektub’ın Onuncu İşaretinde şöyle ifade etmiştir:
“Şu mucize-i şeceriyeyi daha ziyade takviye eden, mütevatir bir surette nakledilen حَنِينُ الْجِذْعِ mucizesidir. Evet, Mescid-i Şerif-i Nebevîde, kuru direğin büyük bir cemaat içinde, muvakkaten firak-ı Ahmedîden (a.s.m.) ağlaması, beyan ettiğimiz mucize-i şeceriyenin misallerini hem teyid eder, hem kuvvet verir. Çünkü o da ağaçtır, cinsi birdir. Fakat şunun şahsı mütevatirdir. Öteki kısımlar, her birinin nev’i mütevatirdir; cüziyatları, misalleri, çoğu sarih tevatür derecesine çıkmıyor.”
Ayrıca soruda ifade edilen nakl-i sahih tabirine istinaden rivayetlerin mütevatir olması hadis usulü açısından doğru bir hüküm değildir. Bir rivayetin sahih olması, onun mütevatir olmasını gerektirmez. Ama mütevatir bir rivayet kesinlikle sahihtir. Mütevatir hadisin ne olduğuna dair sitemizde verilen cevaplara bakılabilir.
İkincisi: Bir makalede Buvat Gazvesinde Bir Teknenin Hz. Peygamber’in Parmaklarından Akan Su ile Dolması rivayeti için risalede kaynak olarak Buhari ve Müslim’in adının verildiği halde, söz konusu rivayetin Buhârî’nin Sahih’inde geçmediğini belirtilmesiyle ilgili olarak yazarın da ifade ettiği gibi bir sehiv eseri olsa gerek ki Buhârî’de ilgili rivayete biz de rastlayamadık. Rivayet Buhâri’de geçmemekte, ancak Müslim’de geçmektedir. Kitaplarımızdaki bu tip sehivlerin, erbabınca çok normal karşılandığı bilinen bir gerçektir.
Üçüncüsü: Bu durumun ilgili rivayet için nakl-i sahih ifadesinin kullanılmasına engel olacak bir tarafı yoktur. Çünkü zaten Müslim’in Sahih’inde (bk. Müslim, Ṣaḥîḥ-i Müslim, 4/2307) geçen ve âlimlerin sahih olarak kabul ettikleri bir rivayettir.
Dördüncüsü: Bediüzzaman’ın “Dokuzuncu Misal” başlığı altında sekizinci misaldeki Hz. Ömer’den rivayet olunan mucize-i sehabiyeyi teyid ve takviye olarak yine Hz. Ömer’den verdiği ve kaynak olarak da İmam Beyhakî ve Hâkim olarak zikrettiği rivayete ise ilgili kaynaklarda rastlayamadık. Ancak yazarın da belirttiği gibi onun ismini verdiği sahabeden yani Hz. Ömer’den değil de başka bir kadın sahabiye olan er-Rubayyiʻ bint Muavviz b. Afra’dan gelmekte ve bu benzer rivayet bazı sahih kaynaklarda nakledilmektedir. Rivayetlerin metinleri çok az denecek kadar farklı birkaç detayın dışında kaynaklardaki metinlere mutabıktır.
Bedir gazvesinde yağmur yağması mucizesinin gerçekleştiğini pek çok kitap kaydetmektedir. Ancak bu rivayetler de İbn Abbas’tan gelmekte ve rivayette Hz. Ömer’in dua talebi zikredilmemektedir. İbnu’l-Cevzî de
“O zaman katından bir güven olsun diye sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini üzerinizden gidermek, cesaretinizi arttırmak ve o sayede ayaklarınızı yere sağlam bastırmak için gökten üzerinize su indiriyordu.”
anlamındaki Enfal suresinin 11. ayetini açıklama sadedinde tefsirinde İbn Abbas’tan gelen Bedir’de yağmur yağdığına dair mucizeyi aktaran söz konusu rivayeti vermektedir. (bk. Zadu’l-Mesîr, II, 192)
Bediüzzaman Hazretleri bunu su mucizelerine değindiği işaretin sonunda şu cümleleriyle ifade etmiştir:
"Meşhur allâmelerden ve tashihte çok müşkülpesent, hatta çok sahihlere mevzu deyip kabul etmeyen İbni Cevzî gibi bir muhakkik der ki: 'Şu hadise gazve-i meşhure-i Bedir’de vuku bulmuş. وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمآءِ مآءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ âyet-i kerimesi o hadiseyi beyan edip ifade eder.'." (Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, Sekizinci İşaret)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü