"Gökyüzü bir ağız, bütün yıldızlar birer kelime-i hikmet-nüma, birer nur-i hakikat-eda ve arz bir kafa; ber ve bahr birer lisan ve bütün hayvanat ve nebatat birer kelime-i tesbih feşan suretinde arz-ı didar eder." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Sema dairesi bir baş, yıldızlar, güneşler, aylar ve gezegenler ise birer ağız, bunlara takılan hikmet ve faydalar ise bu ağızdan dökülen kelimeler ve cümleler hükmündedir. Evet, bugün astronomi ilmi sema dairesinin sayısız hikmet ve sırlarını çözüp, insanlığın nazarına takdim ediyor.
Güneş'in içindeki terkiplerden tutun, dünyanın eğikliğinden, mevsimlerin teşekkülüne kadar semanın binlerce sırlarını ifşa ediyorlar. Sema dairesindeki bütün bu sırlar ve hikmetler Hakîm ve Azîm olan bir Müdebbiri bize gösterip, isbat ediyor. Nasıl ki, yeryüzündeki her bir bitki ve hayvan sayısız hikmet ve maslahat dilleri ile Allah’ı bize isimleri ile tarif ediyorsa, aynı şekilde sema dairesi de yıldızlar ve gezegenlerin o harika sistemleriyle bize Allah’ı farklı isimlerle tanıtıyorlar.
Evet, konuşmak hâl ve kal olmak üzere iki türlüdür. Kal dili, normal ağız ile yapılan konuşmadır. İnsanların konuşması gibi. Bir de hâl dili ile konuşmak vardır. Mesela, dilencinin elini açıp tevekkülane durması, bir talep ve istemektir, yani konuşmaktır. İşte insan nasıl kal dili ile yani ağız ile Allah’ı zikir ve tesbih ediyor ise, bütün kâinat ve mahlukat da hâl dili ile Allah’ı zikir ve tesbih ediyorlar. Yani onun isim ve sıfatlarının manasını ve haşmetini hikmet ve hâl dili ile ilan ediyorlar.
Bu noktadan sema ve içindeki yıldızlar ve sair unsurlar hâl dilleri ile Allah’ın azamet ve haşmetini bizlere fasîh bir lisan ile bildirip ilan ediyorlar.
Sema bir baş ise, yıldız ve galaksiler bu baştan çıkan kelimeler ve cümleler gibidir. Bu kelime ve cümlenin konusu ise Sanatkârının azamet ve haşmetini ilan etmektir. Hayatı ve şuuru olmayan bütün mahlukat, bir nevi hayatlı ve şuurlu gibi konuşturuluyor.
Nasıl ki sema baş olunca, yıldız ve galaksiler onun kelimesi oluyor ise, dünya ve zemin kafa farz edildiğinde ise, zemindeki bitki ve hayvanlar kelime ve cümle oluyorlar. Semada Celal ismi galipken, zeminde Cemal ismi galip tecellî ediyor.
Netice olarak ister semada olsun, ister zeminde olsun, her şey ve her mahluk Allah’a şuurlu bir insan gibi ibadet ve tesbihte bulunuyor. Allah’ın isim ve sıfatlarını kâinatta ilan ve izhar vazifelerini görüyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü