"Delalet-i hâl ise, hususen çok cihetlerle gelse, şüphe getirmez." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, fıtratın şehadeti reddedilmez. Delalet-i hâl ise, hususan çok cihetlerle gelse, şüphe getirmez. Bak, hadsiz fıtrî şehadeti tazammun eden ve nihayetsiz tarzlarda lisan-ı hâl ile delalet eden ve mütedahil daireler gibi bir tek merkeze bakan şu mevcudatın muntazam suretleri, her biri birer dildir ve mevzun heyetleri, her biri birer lisan-ı şehadettir ve mükemmel hayatları, her biri birer lisan-ı tesbihtir ki, Yirmi Dördüncü Söz'de kati ispat edildiği gibi, o bütün dillerle pek zahir bir surette tesbihatları ve tahiyyatları ve bir tek Mukaddes Zata şehadetleri, ziya Güneş'i gösterdiği gibi, bir Zat-ı Vâcibü'l-Vücudu gösterir ve kemal-i ulûhiyetine delalet eder." (Sözler, Otuz Üçüncü Söz, On Üçüncü Pencere)
Şu içinde yaşadığımız şehadet âlemine dikkat ile baktığımız zaman, her şeyde ve her mahluk üstünde, sahib-i hakikileri olan Allah’a işaret eden, hatta fasih bir dil ile onu zikredip insanlara ilan eden levhaları görüyoruz. Kâinattaki her bir mahluk kendine mahsus lisanlarıyla Allah’ı tesbih ve tezkir ediyor. Bir elma, üzerindeki harika nakış, sanat ve ikramlar ile sahibini tanıttırıp, lisan-ı hâliyle Rabbini tesbih edip ilan ediyor.
İrade ve şuur sahipleri, bilerek ve irade ederek tesbih ve ibadette bulunuyorlar. İrade ve şuur sahibi olmayan diğer mahlukat ise, fıtrî vazifelerini yapmak suretiyle tesbih ve ibadet yapıyorlar. Onlar ne yaptıklarını bilmeseler de Allah biliyor, melekler de onlara nezaret ediyorlar.
Kâinatta her bir atom parçacığı, mükemmel vazife ve ibadet yapmasına rağmen, onlarda zerre kadar bir huzur ve şuur yoktur, ne yaptıklarından habersizdirler. Demek bir şeyin hasıl olması huzura bağlı değildir. Saat, bizlere vakti bildirir, ama kendisi bunun şuurunda değildir.
Cansız ve şuursuz varlıkların da kendilerine mahsus bir şekilde bilmesi ve tanıması olabilir, bu hikmet-i İlahiden uzak değildir. Cansız ve şuursuz mevcudat nasıl hâl dili ile Allah’ı tesbih edip zikrediyorlarsa, Allah’ı bilip tanıyabilirler de. Bizim bu zikir ve tesbihleri anlamaktan uzak oluşumuz, onların olmadığına delalet etmez.
Nasıl şeffaf şeyler üstünde yansıyan ışıklar, Güneş'in varlığına işaret ediyorsa, aynı şekilde bütün mahlukatın fıtrî ibadetleri de Allah’ın varlığına ve birliğine şehadet ve işaret ediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü