"Hakikat-i İslâmiyenin esasları, altı erkân-ı imaniyeyle ve esas-ı ubudiyet ki, İslâmın beş rüknü olan savm, salât, hac, zekât, kelime-i şehadet, mecmuunun hülâsasıdır." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Nur fabrikasının sahibi, Birinci Şuanın dördüncü âyeti bahsinde, hakikat-i İslâmiyenin yedi esasını parlak bir surette ispat edildiği cümlesine dair soruyor ki: 'Erkân-ı İslâmiyeyi beş biliyoruz. Hem vücub-u zekât rüknü, risalelerde ne suretle izah edildiğini.' soruyor."

"Elcevap: İslâmın rükünleri başkadır; hakikat-i İslâmiyetin esasları yine başkadır. Hakikat-i İslâmiyenin esasları, altı erkân-ı imaniyeyle ve esas-ı ubudiyet ki, İslâmın beş rüknü olan savm, salât, hac, zekât, kelime-i şehadet, mecmuunun hülâsasıdır."(1)

Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetler, iman temelinde yükselen bir bina olduğu için, bir hükmündedirler. Bu yüzden, İslam’ın beş şartı ile imanın altı rüknü arasında çok sıkı ve kuvvetli bir münasebet vardır. Bu münasebete işaret etmek için "İslam’ın yedi hakikati" tabiri kullanılıyor.

Hakikat-i İslamiye; imanın altı rüknü ile İslam’ın beş şartına verilen bir isimdir. İslam bu on bir rükün ile hulasa edilmiş ve buna da İslam hakikatleri denilmiştir.

İmanın altı şartına ilave olarak, İslam’ın beş rüknü olan savm, salât, hac, zekât, kelime-i şehadet de yedinci bir rükün olarak değerlendirilmiştir.

İslam iman, ibadet ve güzel ahlak olmak üzere üç esas üzerine bina edilmiştir. İman bu üç esasın temeli ve kökü, ibadet gövdesi ve binası, ahlak ise meyvesi mesabesindedir. Temel ve kök olan iman ne kadar sağlam olursa, gövde ve meyve olan ibadet ve ahlak da o nisbette sağlam olur. Risale-i Nur'un bütün mesaisini temel ve kök olan iman hizmetine teksif etmesinin latif ve ince sırrı bundandır.

Risale-i Nurlar hem iman hakikatlerini izah ve ispat etmiş hem de ibadetin hülasası olan İslam’ın beş esasının hikmet ve lüzumunu izah ve ispat ederek, bu asrın insanlarının kafasındaki şüphe ve istifhamları tam manası ile halletmiştir.

İşte ubudiyet yani kulluk denilen şey bu üç esasın yaşanmasıdır. Yani sağlam bir iman, farzların ifa edilmesi ve ahlaklı olmak ubudiyetin özü ve esası oluyor.

(1) bk. Kastamonu Lâhikası, 122. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin
Allah razı olsun
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...