Üstadımız ibadete nasıl ehemmiyet vermiş ve talebelerine ibadete çok önem vermek konusunda tavsiyeleri nelerdir?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nurların geneline bakıldığında; insanın en temel görevlerinden birisi ve birincisi imandır, imandan sonra da ibadet gelir. İman bir kök ve gövde ise, ibadetler de bu kök ve gövdenin çiçekleri ve meyveleri hükmündedir. Bu zamanda kök ve gövde hükmünde olan iman, maddeci ve inkarcı felsefe tarafından ağır bir şekilde zedelendiği ve yıpratıldığı için Risale-i Nurlar bütün enerji ve dikkatini, kök ve gövdenin yeniden tamirine ve kuvvetlendirilmesine sarf ediyor. İbadet, iman köküne bağlı bir meyve olmasından dolayı, kök ne kadar taze ve kuvvetli olursa, onun neticesi ve meyvesi olan ibadet de o oradan taze ve kuvvetli olur.
Risale-i Nurlarda daha çok İslam’ın beş şartı nazara verilir. Namaz, zekât, oruç ve hac gibi farzlar iman zafiyetinden dolayı terke uğradıkları için, onların ikame ve ihyası için öncelikle tahkiki iman dersleri verilir; ikinci olarak da İslam’ın şartları üstünde önemle durulur. İbadetler içinde de en birinci sıra namazındır.
Bu zamanda şartlar çok ağırlaştığı ve çoklar imanını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı için, öncelikli mesele imanın kurtulması ve farzların edasıdır. Eski zamanda olduğu gibi bu zamanda nafilelerle meşgul olmak çok zor bir hale gelmiştir.
Bu husus Risale-i Nur'da şu şekilde izah edilmektedir:
"Ümit ve iman gibi pek âli sermayemiz var. Hocaefendi Hazretlerinin âli tavsiyeleri: Beş vakit namazını tâdil-i erkânla kıl. Yani, başka ibadete gücün yetmez. Namazın nihayetindeki tesbihleri yap. Yani, başka zikri yapamadım diye teessüf etme. Yedi kebâiri terk et. Çünkü sagairi arayacak zamanda değiliz. İttibâ-ı sünnet et. Zira bu zamanda arkasında gidilecek ve harekâtı taklide değer, saf, hâlis ve muhlis bir hâdi -ki, o da seni yine bu yola götürecektir- maalesef bulamayacaksın. Belki bu yola çıkaracaklar vardır; fakat kömürle elması kim fark edecek? Öyleyse, sen çalış, ondan daha iyi kılavuz bulamazsın."(1)
Özet olarak, bu zamanda tahkiki imanı elde eden, farzları yapıp büyük günahları terk eden birisi, inşallah necat bulur. Bunun dışında nafile ibadetlerle de meşgul olunabiliyorsa ne mutlu o insana.
(1) bk. Barla Lâhikası, (48. mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü