Herkese aynı hastalık verilmemesi ya da hastalıkların şiddetinin eşit olmaması; adalet-i İlahiyeye uygun mudur?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstad Bediüzzaman bu konuda şöyle diyor:

"Ey şükrü bırakıp şekvaya giren hasta! Şekva, bir haktan gelir. Senin bir hakkın zayi olmamış ki şekva ediyorsun. Belki senin üstünde hak olan çok şükürler var, yapmadın. Cenab-ı Hakk'ın hakkını vermeden, haksız bir surette hak istiyorsun gibi şekva ediyorsun. Sen, kendinden yukarı mertebelerdeki sıhhatlı olanlara bakıp şekva edemezsin. Belki sen, kendinden sıhhat noktasında aşağı derecelerde bulunan bîçare hastalara bakıp şükretmekle mükellefsin. Senin elin kırık ise, kesilmiş ellere bak! Bir gözün yoksa, iki gözü de olmayan âmâlara bak! Allah'a şükret. Evet, nimette kendinden yukarıya bakıp şekva etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur." (Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, On Sekizinci Deva)

Hastalık her ne kadar neticeleri itibariyle hayırlı ve ahirete bakan ciheti ile faydalı olmuş olsa da bizatihi nimet değildir. Bu sebeple hastalığa her insana eşit dağıtılacak bir nimet gözüyle bakılamaz ki; adalet açısından değerlendirilsin...

Diğer bir husus; Allah herkese kaldırabileceği yükü yükler, kimseye kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez. Adaletli olsun diye herkese Hz. Eyyüb (as)’ın hastalığından verilse; o zaman çoğu insan bunun altından kalkamaz altında ezilir.

Herkese eşit davranmak zulme kapı aralar; ayakları felç olan birisine "Kalk yürü, hediyen biraz ileride..." denmez, denilse o adama zulümdür; ayakları olan birisine de felçli muamelesi yapmak yersizdir.

Allah kime nasıl muamele edileceği, kime ne kadar hastalık verileceği, kime ne kadar nimet verileceğinin hesabını çok iyi bilir ve hepsi de adalet ve şefkate uygundur. İlahi icraatların altında sayısız hikmet ve güzellikler bulunuyor, biz hepsini idrak etmekten aciz kalıyoruz...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 488
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ahmet.grgn58

1.) kanser vs. hastasini ele alacak olursak adam çok fazla acı cekiyor adam Allah'a isyan ediyor adam dayanamiyor bu durum Allah kaldırabileceği yük yukler ile karşılaştırabilir misiniz 2.) Herşey zıddı ile bilinir müslümanlar ziddini anlıyor peki kâfirler için nasıl durum olucak hastalık konusunda şimdi onlar Allah'ı bilmiyor 3.) Allah herkesin ziddini anlayamiyor adam müslüman degil Haşa Allah aherkesin anlayacağı şekilde yapamaz miydi hasa

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Öncelikle insan özgür irade sahibi ve kendi tercihlerini yapacak yetkinliğe sahip bir bireydir. Allah insanı bu fıtratta ve bu formatta yaratmış kimseyi imana ya da küfre zorlamıyor. Allah imtihan gereği insanın iradesini zorlayacak insanı kabule ya da inkara mecbur edecek şeyleri dayatmıyor.

Kainatı da öyle hassas öyle muazzam bir ölçü ve denge içinde yaratmış ki insan aklını ve iradesini kullanarak tevhide ve imana dair sayısız deliller bulabileceği gibi bütün bu delilleri karartıp bir yokluğa ve hiçliğe de kendini mahkum edebilir. Burada insan iradesinin büyük bir önemi ve tesiri var. Kimse kalkıp tevhide ve imana dair yeterli doneleri bulamadım ondan imansız kaldım diye bir mazeret beyan edemez.

Hastalıklar insana acizliğini, fakirliğini, çaresizliğini ikaz eden kuvvetli birer nasihat niteliğindeler. Hastalıkları insan dilerse fırsata çevirip büyük bir iman kaynağı yapabileceği gibi aynı hastalığı küfür ve isyan sebebi olarakta görebilir. Bu insanın tercihi ile ilgilidir.

Çok insanlar var ağır hastalıklara karşı sabır hatta şükür gösterdiği halde bazı insanlarda basit bir hastalık yüzünden ağlayıp isyan edebiliyor. Demek burada ağır yük yüklemekten ziyade insanın iradesini kötüye kullanıp kendi sabır kuvvetini dağıtıp inançsızlığın verdiği boşluk yüzünden isyana kapı aralama bulunuyor.

Tam aksine hastalık ve musibetler kafirler için imana en büyük bir vesile en etkili bir nasihattir. Çünkü kafir sıhhat ve konfor içindeyken gayet kibirli gayet kendinden emin gayet gaflet içindedir. Oysa hastalıklar insana acizliği ve çaresizliği tattıran aciz olmayan birisini hatırlatan kuvvetli bir vasıta etkili bir fırsattır. Kafir bu fırsatı değerlendiremiyorsa kendi iradesizliği kendi suçudur.

Bir çok mühtedinin hayat hikayesinde acizliği ihsas eden hastalıklar ve musibetler hidayetine vesile olmuştur.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...