Dinsiz ve putperest milletlerde ahlak düzgün ve iyi iken, Müslüman milletlerde tersi olmasını nasıl anlayabiliriz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Peygamberler, bu dünyada insanların maddi ve manevi terakkisi için Cenab-ı Hak tarafından vazifelendirilmiş özel muallimlerdir. Hemen hemen her topluma peygamberlerin geldiği ve onlara maddi ve manevi güzellikleri öğrettikleri bilinmektedir. İşte insanlık ister bu peygamberlerin öğretilerinden, ister peygamberlerin kendilerine öğrettikleri güzellikleri örf veya âdet adı altında uygulamalarından, isterse insanlığın fıtrat ve yaratılışında mevcut güzellikleri ortaya çıkaracak ortamlarda bulunmalarından veya kanunların cezalarından korkmalarından kaynaklı güzel ahlaklı olabilir veya oldukları zannedilebilir. Dolayısıyla her toplumda güzel ahlaklı olan veya zannedilen kişiler veya toplumlar olabilir ve olmuştur. Fakat tahkiki imandan kaynaklı yüksek ahlakların kalitesini başka hiçbir sebep tutamaz. Çünkü dünya ve ahiret dengesini gözeten bir inancın süslediği bir ahlaka kimse yetişemez.

İman ağacın kökü, ibadet gövdesi, güzel ahlak da meyvesi gibidir. Ağacın kökü sağlamsa ibadet ve ahlak da ona göre sağlam olur. Kök çürük ve zayıfsa ibadet ve ahlak da o oranda çürük ve zayıf olur.

Bu zamanda materyalist felsefe ve seküler felsefi akımlar yüzünden ağacın kökü mesabesinde olan iman sarsılmıştır. İslam ağacının kökü olan imana hücum her taraftan sel gibi geliyor.

Özellikle Süfyanın rejimi tahripkâr ve eğitim sistemi ladini anlayışıyla boyandığından, Müslümanların imanını sarsmış. Müslümanların ahlaki altyapısını çökertmiş ve iki ara bir derede bırakarak Müslümanları şaşkın bir vaziyete sürüklemiştir.

Böyle bir durumda ve ortamda yapılacak en iyi şey imanın takviyesi olacaktır. Risale-i Nur'un iman üzerine odaklanıp hep imana vurgu yapmasının nedeni de budur.

Müslümanlar ahlakı, din ve imandan aldıkları için Müslümanların din ile olan bağlarını kopardığın zaman ahlaki çöküş kaçınılmaz olacaktır. İslam dini dinlerin en üstünü ve en mükemmelidir. Dinlerin en üstününü ve en mükemmelini terk eden adam, artık başka dinleri kabul etmez, kanunları tanımaz ve onların terbiyesine girmez. Böyle olunca mürted ya da mürted kıvamındaki fasık Müslümanlar, tam bir anarşist olur ve toplumu zehirler güzel ahlaktan uzaklaşırlar.

Üstad Hazretlerinin vermiş olduğu misal gibi, süt ve yoğurt bozulsa yine işlenip kullanılabilir, ama sütün en mükemmel kısmı olan yağ bozulsa, artık bir işe yaramaz zehir olur. İşte bir Müslüman da güzel ahlakı ve bütün güzel hasletleri, İslam dininden öğrendiği ve onunla terbiye olduğu için, bu daireden çıktığı zaman artık ruhunda kemalat nevinden hiçbir şey kalmaz ve tam bir canavara dönüşür. Müslümanların karmaşık ve gayriahlaki vaziyetleri dini bağlarının zayıflaması ve dinden uzaklaşması sebebi iledir.

Müslüman dünyasının düzelmesi, güçlenmesi, ahlaki anlamda kemale erişmesinin en büyük dinamiği din ve iman bağlarının güçlenmesi ve tahkiki bir iman anlayışı ile mümkün olabilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Nasıl ki süt ve yoğurt bozulsalar yine yenilebilir. Yağ bozulsa yenilmez, bazen zehir gibi olur." İzah eder misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 438
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...