"İsm-i Âzamın altı nüktelerinin Allahu Ehad'e dair yedinci nükte-i âzamı" Üstad yedinci olarak Ehad ismini mi ilave ediyor?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İsm-i Âzam; gizli olduğu için, her âlim ve her veli kendi meşrebince bu ismi farklı anlamış ya da kendinde galiben tecelli eden ismi, İsm-i Âzam olarak görmüştür.

Üstad Hazretleri de Hz. Ali’ye (ra.) göre ism-i âzam olan “Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddüs” isimlerine kendi meşreb ve içtihadı ile Ehad isimini ilave ediyor.

Ferd ismi, Allah’ın birliğini ifade eder; eşi ve benzeri olmadığını ders verir. Vahid ve Ehad isimleri de Allah’ın birliğini ifade ederler. Ferd ismi; “Vâhid ve Ehad isimlerini tazammun eden bir ism-i âzam”dır.

Buna göre Ferd ismi, Vâhid ve Ehad isimlerinden daha şümullüdür.

Vâhid isminin mânası: Allah’ın bütün sıfatları sonsuzdur ve mutlaktır; bu sıfatlara sahip bir başka varlık düşünülemez.

Ehad isminin mânası: Allah vacib’ül-vücuddur, ezelî ve ebedîdir, bu sıfatlara sahip bir başka zat olamaz. Buna göre, Vâhid, Allah’ın sıfatlarında şeriki olmadığını, Ehad ise zatında şeriki olmadığını ifade eder.

Ferd ismi her iki mânâyı da ifade eder. Ferd ismi, “zâtında ve sıfatlarında şerikten, eşi ve benzeri olmaktan münezzeh olan yegâne zât” demektir.

Mahlûkat âleminde, Ferd isminin sonsuz delilleri ve nihayetsiz cilveleri mevcut. Kâinat sayısız yıldızlardan meydana gelmekle birlikte, tümü bir tek şeydir. Bu tek şeyin adına kâinat diyor ve bunda Ferd isminin bir cilvesini görüyoruz. Kâinatın bütün eczalarında, neticelerinde ve meyvelerinde de ferdiyeti görmek mümkün:

Bedende vazife gören bütün hücreler ve ruhta cevelân eden bütün latifeler, duygular bir vahdet teşkil etmekte ve bir tek ferd olarak ortaya çıkmaktadır. Böylece biz, tek bir varlık olan bir insanda da Ferd isminin bir cilvesini seyredebiliyoruz.

Keza, güneş sistemi bütün gezegenleriyle bir vahdet teşkil etmişler ve bir tek sistem olarak ortaya çıkmışlardır.

Her ağaç, dalları, yaprakları, çiçekleri ve meyveleriyle bir vahdet teşkil ederler ve bir ağaç olarak boy gösterirler. Misâller çoğaltılabilir.

Kendisine müstakil bir şahsiyet verilen her şey, Ferd isminin bir cilvesini taşır ve kendisinin bir tek şey olduğunu, ona ait sıfatların yahut onun hizmetine verilen varlıkların başka zâtlara isnad edilemeyeceğini haykırırlar ve Allah’ın ferdiyetini sonsuz dillerle ilân ederler.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

A.Mustafa
BİN BAREKALLAH RABBİM İLMİNİZİ OKYANUSLARDAKİ YAZILARI OKUYACAK BÜYÜKLÜKTE İLM-İ KUR-AN'I NASİP ETSİN. AMİN
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
drerkan
Çok güzel bir izah. Allah razı olsun.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Mahirayan
"Mesela Rezzak isminin ehadiyeti ile Allah isminin ehadiyeti arasında çok fark bulunuyor. Rezzak isminin ehadiyeti sadece Rezzak ismini küçük boyutta nazara gösterirken, Allah isminin ehadiyeti Allah’a mebni ne kadar isim ve sıfat varsa hepsinin mana ve inceliklerini küçük boyutta nazara gösteriyor. İşte Allah’a ait ehadiyet ile Rezzak ismine ait ehadiyet arasında böyle külliyet farkı bulunuyor." burayı biraz açar mısınız?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Allah ismi bütün isim ve sıfatları içinde barındırdığı için Allah isminin ehadiyeti diğer bütün isim ve sıfatları da içine alıp gösteriyor. Bu sebeple Allah isminin ehadiyeti bir isme tahsis edilemez. Tabiri caiz ise Allah ismi bütün isim ve sıfatların ortak bir çatısı genel bir damı konumundadır.

Üstadımız bu inceliğe şu şekilde işaret ediyor: اَللهُ Lâfza-i celâli, bütün sıfât-ı kemâliyeyi tazammun eden bir sadeftir. Çünkü Lâfza-i Celâl, Zât-ı Akdese delâlet eder; Zât-ı Akdes de, bütün sıfât-ı kemaliyeyi istilzam eder. Öyleyse, o lâfza-i mukaddese, delâlet-i iltizamiye ile, bütün sıfât-ı kemâliyeye delâlet eder.

Rezzak ismi rızık ile ilgili bir isim olduğu için manası diğer isim ve sıfatlardan ayrılıyor ve kendine özel oluyor. Mesela Rezzak ismi Kuddüs isminin tecellisi olan tanzif ve temizlik fiiline işaret etmiyor. Bu sebeple Rezzak isminin ehadiyeti sadece Rezzak isminin büyük ve azametli tecellisine bir fihrist bir prototip olabiliyor.

Allah isminin ehadiyeti ise bütün isim ve sıfatların bir özeti bir prototipi niteliğindedir.

Vahidiyet, Allah'ın birliğinin bütün kâinatta tecelli etmesi, Ehadiyet ise birliğin her varlıkta, her bir hücrede, hatta her bir zerrede ayrı ayrı tezahür etmesidir.

Vahidiyet bir ismin bütün kainatta büyük oranda tecelli etmesini ifade ederken ehadiyet ise bir ismin küçük ve okunaklı bir oranda tecelli etmesi anlamına geliyor.

Bu mana Allah ismi hakkında düşünüldüğünde ise bir isim yerine bütün isimler oluyor. Yani Allah’ın vahidiyeti bütün isimlerin bütün kainatta büyük oranda tecelli etmesi iken ehadiyet ise bütün isimlerin küçük ve okunaklı bir oranda tecelli etmesi anlamına geliyor.

İnsan aklının ilk aşamada kainatın genelinde büyük oranda tecelli eden vahidiyeti görüp tam huzuru kazanması pek müşkül olduğu için Allah akılları kainatta boğdurmamak için aynı manayı ehadiyet ile okunaklı ve küçültülmüş bir oranla tecelli ediyor ki herkes tam huzuru yakalayabilsin.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Adem68474

Allahu Ehad diye bir Esma Hz Üstadın bir keşfi mi izah edermisiniz 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Allahu Ehad terkibine Üstadımızın bir keşif ve tespiti nazarı ile bakabiliriz. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
nurcu56

İsmi Ferd'te Ehad ismi izah edildiği halde, İkinci Şua'da “Ehad” isminin yedinci bir İsm-i Âzam olarak izah edilmesinin hikmeti nedir?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Ehad isminin yedinci bir isim olarak ism-i azama dâhil edilmesinde şöyle bir hikmet mülahaza edilmiş olabilir.

Bir serçe kuşunun rızkını, hangi isim tedarik ediyorsa, bütün rızka muhtaç olan canlı mahlûkatın rızkını da aynı isim tedarik ediyor. Rezzak isminin serçe kuşunun cüz’î rızkını tedarik etmesine ve onun üstünde görünen tevhid deliline ehadiyet, bütün mahlûkatın ve canlıların rızkını tedarik etmesine ve onun üstünde tevhidin görünmesine de vahidiyet diyoruz.

Ehadiyet, cüz’iyattaki tecellidir. Umumî, küllî ve azametli tecelli olan vahidiyetin küçük bir numunesidir. En cüz’î nazarlar dahi ehadiyeti rahat bir şekilde ve ihata ile okuyabilirler. Ama vahidiyet tecellisini  cüz’î nazarlı  avamın ihata ile okuması ve huzuru kazanması zordur.

 Mahlûkatın umumunda ve eksriyetinde azamet ve haşmetle tecelli eden tevhid nurunu herkes tam mânası ile ihata ederek göremez, ama mahlûkatın bir cüz’ünde aynı tevhid nurunu herkes kolayca okuyup görebilir. Bütün hayvanatın rızkı üstünde tevhid mührü azametli yazılmış iken, serçe kuşunun rızkı üstünde aynı tevhid mührü daha mütevazi ve daha okunaklı bir şekilde yazılmıştır.

Bir serçe kuşunda tecelli eden cüz’î rızık, aslında küllî tevhidin  bir ucudur. İnsan, sofrasının başında yemeğini yerken, bütün serçelerin, otlayan koyunların, çiçeklere konan arıların, süt emen yavruların kısacası bütün canlıların kendi sofraları başında Allah’ın ihsan ettiği nimetlerle beslendiklerini düşünmeli. Böyle yaptığı takdirde, “Bütün bu bir buçuk milyonu aşkın hayvan türlerini kim besliyorsa, benim rızkımı da O veriyor, diyecektir. 

İşte nur-u tevhidin ehadiyetten vahidiyete doğru inkişaf etmesi ve insanlara kolay bir okumayı kazandırması, bu şekilde oluyor. Allah ehadiyet ile tecelli etmese, onun isimlerinin külliyetine yapışamaz, vahidiyetin azamet ve büyüklüğünü idrak edemezdik. 

Ehad ismi, diğer bütün isimlere açılan bir pencere olmasından dolayı bir cihetle büyük bir vazifeyi ve ism-i azama büyük bir hizmeti deruhte ediyor. Bu sebeple ism-i azamın yedinci küllî ismi olmayı hak ediyor denilebilir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
nurcu56

"Allahu Ehad" ile "Ehad" ismi arasında fark var mıdır?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Allah’ın isim ve sıfatlarının iki tarzda tecellisi vardır.

Birisi: Kâinatın umumunda küllî, azamet ve kibriya ile tecelli eden isim ve sıfatlara vahidiyet denir.

Diğeri ise: Kâinatın bir cüz’ünde ve cüz’îsindeki küçük bir modeli ve hususî tecelliyattır. Buna da ehadiyet denilir.

Kâinatın umumunda tecelli eden o isim ve sıfatlar, çok azametli ve muhit olmasından,  okunması ve ihata edilmesi herkese müyesser olmuyor. Onun için Allah, o kâinatın umumundaki azametli ve muhit olan tecelli yazısını  herkesin rahat ve kolaylıkla okuyabileceği bir seviyeye indiriyor.

Bu hakikate, şöyle bir temsil ile bakabiliriz; Mesela, büyük bir denizin üstüne, denizi ihata edecek kadar büyük harflerle kelime-i tevhid yazılsa, bu yazıyı  okuyabilmek için, denizi kuş bakışı ihata edecek bir mevkie çıkmak lazımdır. Ama buna herkes tam güç yetiremeyeceği için, o yazıyı yazan zat, aynı mânayı ve şekli ifade eden o yazıyı denizin damlalarına da  yazıyor. Böylece her nazar sahibi o denizin umumu üstündeki yazıyı damlalar vasıtası ile okuyor. Sonra o denizin üstündeki haşmetli yazıya intikal ediyor. Eğer damla olmasa, o yazıyı okuması mümkün değildir.

İşte, deniz kâinattır; o yazı ise Allah’ın  isim ve sıfatlarının tecellisidir. Damla ve üstündeki aynı yazı ise, kâinatın umumundaki o tecellilerin cüz’ündeki tecellisidir. Deniz, vahidiyeti; damla ise ehadiyeti temsil ediyor.

Bütün nebatat veya umum çiçekler, vahidiyeti,  tek bir çiçek ise, ehadiyeti gösterir. Vahidiyet, azamet ve kibriyayı temsil eder; ehadiyet ise, cemal ve şefkati temsil eder. Ehadiyet parçada tecelli eden tevhid iken, vahidiyet bütünde tecelli eden tevhiddir.

Vahidiyetin hüküm sürdüğü kesret ve kâinat arkasında Allah’ın Zat-ı Akdesini mülahaza etmek, yani fikir ile görmek çok zordur. Bu yüzden akılları kesrette boğdurmamak için ehadiyet ile cüzde tecelliye ihtiyaç vardır. 

Allah isminin bütün âlemlerdeki esmâ tecellilerine baktığı, Rahmân’ın en zahir mânasının Rezzak olduğu düşünüldüğünde bu ismin dünyadaki bütün canlılara baktığı, Rahîm isminin ise insanın mahiyetine ve bu mahiyetin yerinde kullanılmasıyla da ebedî saadete baktığı söylenebilir. Çünkü Allah dünyanın Rahman’ı, ahiretin ise, Rahim’idir.

"Allahu Ehad" isminde şöyle bir incelik bulunuyor; Allah ismi Zât-ı Akdese unvan olduğu için Zât-ı Akdese dayanan bütün isim ve sıfatlar Allah lafzında, dolayısı ile de Ehad isminde mündemiç oluyor.

Aslında külliyet ehadiyette değil, başına gelen Allah ismindedir. Şayet ehadiyetin başına Allah değil de daha hususî bir isim gelse, Rezzak gibi  ehadiyet de ona göre hususileşir külliyetini kaybeder.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...