"Kâinatı tefekkür etmek için, Risale-i Nur okumak şart değil." Diyenlere ne denilebilir?
Değerli Kardeşimiz;
Şu uçsuz bucaksız kâinat, insan aklının önüne serilmiş sonsuz hikmet ve tılsımlarla dolu ilahi bir kitap, rabbanî bir sergi ve eşsiz bir hazinedir. İnsan ise, esrar-ı kâinatı okuyan ve gizli defineleri açan en mükerrem bir mahlûktur. Cenab-ı Hakk’ın insanın mahiyetine yerleştirdiği ve istidadına ektiği daneler akıl,marifet ve tefekkür sayesinde neşvü nema bulur ve semere verir. İnsan, o akıl sayesinde en derin sırları keşfeder, hazineleri açar ve makulatın en yüksek tabakasına çıkar. Arz ve sema yapraklarını okuyarak, fikren cevelan eder.
Risale-i Nur, kâinat kitabını en güzel okutan ve gizli hazinelerinin kapılarını açtıran bir anahtardır. Malum anahtar olmadan hazine kapısını açmak müşkül bir durumdur. Bu sebeple "Ben Risale-i Nur'u okumadan da kâinatı okurum" demek biraz iddialı ve bencilce bir yaklaşımdır.
"Risale-i Nur kâinat hazinesini açan tek anahtardır" demek doğru olmaz. Çünkü her asırda Risale-i Nur gibi müceddid ve tefsirler gelip geçmiş.
Lakin bu asrın şartlarına gören, tefekkürü en güzel yaptıran, şüpheleri izale ettiren, taklidi imanı tahkiki imana çıkartan en harika ve yegâne eser Risale-i Nur'lardır desek, mübalağa yapmış olmayız.
Tabi bizim bu ifadelerimiz Risale-i Nur'un ehemmiyeti anlayıp takdir edenler içindir. Risale-i Nur'u tanımamış ve ehemmiyetini yeterince kavramamış birisine, anahtar kelimesini izah etmek pek mümkün değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü