Meşverette İstediğim Olmazsa Ne Yapmalıyım?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kur’an-ı Kerim, seçkin insanların bir özelliğini “Onlar, aralarında şura yaparlar.”(Şura, 42/38) şeklinde anlatır. Taraf-ı İlahiden Hz. Peygamber (asv)'e, “Yapacağın iş hususunda onlarla meşveret et.”(Al-i İmran, 3/159) emri verilmiştir.

Hz. Ebu Hüreyre (ra) şöyle der:

“Ben, arkadaşlarıyla Resulullah'tan daha çok istişare eden birini görmedim.”(Tirmizi, Cihad, 35)

Mesela, Bedir Savaşı için ordu konakladığında, ashaptan Hubab b. Münzir, “Ya Resulallah, eğer burada konaklayışımız vahiyle değilse Bedir Kuyusuna gidelim. Suyu tutarız, düşmana avantajlı konumda oluruz.” Hz. Peygamber (asv), bu makul teklifi aynen kabul eder.

Hendek savaşı öncesinde şehrin etrafına hendek kazılması fikri Selman-ı Farisiye aittir. “Ya Resulallah, bizim oralarda böyle yapıyorlar, isterseniz hendek kazalım.” demiş, teklifi kabul edilmiştir.

Meşveret, bir meseleyi bütün yönleriyle ele almak ve külli bir nazarla olayı değerlendirmek olduğuna göre, bizim doğru olarak gördüğümüz ise sadece bizim bakış açımızdan görünen meselenin tek bir yönüdür. Halbuki başka cihette hadiseye bakanlar bizim doğru gördüğümüzü yanlış görebilir. Bu da gayet normaldir. Zira hak bir değildir, şahsa, yere ve zamana göre farklılık arzedebilir. Meşrepler ayrı ise hadiseye bakış da farklı olacaktır.

Peki yapmamız gereken nedir?

1. Meşveret’in tek başına ibadet olduğuna inanmamız gerekir.

2. Meşvereti müşavirle -yapılacak işler hususunda, ehil olan kişilerle- yapmak; her meseleyi her önüne gelenle yapmamak.

3. Üstadımız'ın “Zâten mabeyninizde samimî tesanüd ve meşveret-i şer'iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı manevînin fikrini, o meşveretle bildirir.” dediği gibi şahsı manevinin fikri meşveretle ortaya çıkar.

4. Bizim fikrimizin aksine bir fikir meşverette kabul görse dahi, kendi fikrimizden vazgeçip o fikre ittiba etmemiz gerekir ve bunu yaparken de Rehberi Ekmelimiz (asv)'in Uhud Savaşı'nda kendi fikrinden vazgeçmesini (neticeyi bir rivayete göre rüya ile kesin bilmesine rağmen) örnek kabul etmemiz lazım.

5. Eğer meşveret ettiklerimiz, fikrimizin (ki kesinlikle neticesinin muvaffakiyet olduğuna inandığımız fikir) aksine bir icraatta bulunsalar, netice tam tersi olacağı için zamanla bizim fikrimizi kabul edeceklerdir. Tabi bu da sebat ve zaman ister...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 11.618
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ziyaretçi (doğrulanmadı)

Telakkiyat-ı âmme elbette önemli. Lihye-i Şerife dair bölümde kabul-ü ümmet telakkiyat-ı âmme bir nevi hüccet hükmüne geçer buyuruluyor. Fakat aksine kati delil varsa bu durum buna istisna teşkil ediyor. Peki Efendimiz (ASM) neticeyi kesin bilmesine rağmen neden fikrinden vazgeçti sorusu akla gelebiliyor?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Mehmet Selim)

Bu konuda şöyle diyebiliriz: Ümmete meşveretin adabını öğretmek için.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)

Eğer mezkur rivayet hatalı değilse bunu rüya ile amel etmenin bağlayıcılığı olmadığını göstermek için de yapma ihtimali mevcut. Bu tabi sadece akla gelen bir fikir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karakter
tam benim aradğim siteee allah raı olsun kardeşler dua edin himet büyüsün
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...