"Mün'im-i Hakikînin renk renk nimetlerini insanlara takdim etmek için iki musahhar hizmetkâr ve o büyük dolabı çevirmek için iki dümenci hükmünde halk etmiş..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte şu âyetler, evvelâ Cenâb-ı Hakk'ın insana karşı şu koca kâinatı nasıl bir saray hükmünde halk edip, semâdan zemine âb-ı hayatı gönderip, insanlara rızkı yetiştirmek için zemini ve semâyı iki hizmetkâr ettiği gibi, zeminin sair aktârında bulunan herbir nevi meyvelerinden herbir adama istifade imkânı vermek, hem insanlara semere-i sa'ylerini mübadele edip her nevi medar-ı maişetini temin etmek için gemiyi insana musahhar etmiştir. Yani, denize, rüzgâra, ağaca öyle bir vaziyet vermiş ki, rüzgâr bir kamçı, gemi bir at, deniz onun ayağı altında bir çöl gibi durur. İnsanları gemi vasıtasıyla bütün zemine münasebettar etmekle beraber, ırmakları, büyük nehirleri insanın fıtrî birer vesait-i nakliyesi hükmünde teshir, hem güneşle ayı seyrettirip mevsimleri ve mevsimlerde değişen Mün'im-i Hakikînin renk renk nimetlerini insanlara takdim etmek için iki musahhar hizmetkâr ve o büyük dolabı çevirmek için iki dümenci hükmünde halk etmiş. Hem gece ve gündüzü insana musahhar, yani hâb-ı rahatına geceyi örtü, gündüzü maişetlerine ticaretgâh hükmünde teshir etmiştir."(1)
Burada dolaptan maksat, kâinat ve kâinatın bir fabrika gibi işlettirilmesidir. Kâinat burada insana hizmet eden bir gemiye benzetildiği için, insana en yakın ve en ehemmiyetli iki hizmetkâr olan güneş ve ay da bu kâinat gemisinin dümencisi olarak tasvir ediliyor.
Evet güneş insana hem lamba hem soba, ay ise takvim olarak yaratılmıştır. Her ikisi de insan hayatı ve insana verilen sayısız nimetler için büyük ehemmiyet arz ediyor. Güneş ve ay olmasa yeryüzünde hayat olmazdı; bütün nimetler ise hayat üzerine bina edilmiş. Demek güneş ve ay dolaylı olarak insana verilen bütün nimetlere bir vesile oluyor. Bu ehemmiyetlerinden dolayı da kâinat gemisine dümenci olmayı hak ediyorlar.
(1) bk. Sözler, Yirmi Beşinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar