On İkinci Pencere'deki kader ve kadere iman ile paragrafta zikredilen hayati hususiyetlerin münasebetini nasıl anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Her şey daha yaratılmadan ilahi ilimde mahiyetleriyle takdir edilmişlerdir. İlahi kudret, kader dairesindeki bu planlara göre eşyayı yaratmaktadır.
İnsanın iki türlü fiili vardır: İhtiyarî ve ızdırarî. İhtiyarî fiiller insanın kendi iradesiyle karar verdiği işlerdir. Kul neyi irade ederse, ilahi kudret de onu yaratır. Bu, imtihan sırrının bir gereğidir. Yani yürümeyi yaratan Allah’tır, kul camiye de gitse, meyhaneye de gitse Allah’ın verdiği güç ve kuvvetle gider. Birincisi hayır, ikincisi şerdir ve Allah hem hayrın yaratıcısıdır, hem de şerrin.
Izdırarî fiillerde ise irade eden de yaratan da Allah’tır. Organlarımızın şekilleri, yerleri, büyüklükleri, vazifeleri hep ilahi kader ile tayin edilmiş ve buna göre de ilahi kudretle yaratılmışlardır. Bunların birbirinden farklı oluşu, daha önce de Üstat'tan naklettiğimiz gibi “bir nevi kitabettir.” Yazı, harflerdeki farklı şekillerden doğar.
Aynı şekilde insanın iradesi dışında maruz kaldığı hadiseler de yine bir nevi kitabettir. Onlar da büyük mana taşımaktadırlar. Bu hadiselerden nefsimizin hoşuna gitmeyen, rahatımızı kaçıran hastalıklar ve musibetler de yine kader ile takdir edilmişlerdir. Bunlar kula aczini tam hissettirir, haddini bildirir, onu Allah’a iltica ettirir. Bunlar da yine kitabetteki eğri çizgiler gibidirler, ama hepsi manalı, hepsi hikmetlidir.
Lem’alarda, "Yeknesak istirahat döşeğindeki hayatın, hayr-ı mahz olan vücuttan ziyade şerr-i mahz olan ademe yakın" (bk. Lem'alar, İkinci Lem'a) olduğu ifade edilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü