"Rahmân, öyle bir âlemde, öyle has ibâdına öyle ikramlar edecek; ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutur etmiştir. Âmennâ!" Bu ifade hadis midir? Bu habere “Amenna” diyen kişiler, o saadete ermek için neler yapmalıdırlar?
Değerli Kardeşimiz;
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri ferman etti ki: 'Ben Azimu'ş-Şân, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım.' "(1)
Mezkûr hadis-i kudsi aynı zamanda şu ayetin tefsiri mahiyetindedir. Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerimede şöyle buyurur:
“Yaptıklarına karşılık olarak Allah katında onlar için göz aydınlatan ne nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde, 32/17)
Cenneti, Hz. Cebrail (as) de tamamen bilmediği halde ehl-i şuhud bir velinin de cenneti görmesi kemaliyle ancak âhirette gerçekleşecektir.
Kaldı ki, oradaki ikramların buradan görünmesi o ikramlardan faydalanmak demek değildir. Bu dünyada semâ âlemini görmemiz, yıldızlarda gezmek demek olmadığı gibi, cennetteki nimetleri bu dünyada görmek de onlardan faydalanmak mânasına gelmez. İkrama mazhar olmak ancak cennete gitmekle mümkündür.
Diğer taraftan, cennet ehline en büyük ihsan rü’yetullahtır; bu ise ancak cennette gerçekleşecektir. Bu dünyada sadece Habib-i Kibriya Efendimiz (asm) miraç mucizesiyle rü’yetullah nimetine mazhar olmuştur. Ancak, Üstad Hazretleri; “O, miraç mu’cizesiyle beka âlemine girdi.” demekle bu hâdisenin dünyada değil, beka âleminde gerçekleştiğini bildirmektedir.
“Peygaberimiz mi’racda cenneti gördüğüne ve rüyete mazhar olduğuna göre bu hadisi nasıl anlayacağız?" şeklindeki sorunun cevabı da yine bu cümlede verilmiş oluyor: “O, miraç mu’cizesiyle beka âlemine girdi.”
Nitekim Musa aleyhisselam rüyete bu dünyada mazhar olmak istemiş ve İlâhî nurun dağa tecellisine dayanamayarak baygın düşmüştü. O halde cennet ve rüyet hakkında en doğru haber, soru cümlesinde geçen “...ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutur etmiştir.” beyanıdır.
(1) bk. Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Secde 1, Tevhid 35; Müslim, Cennet 2, (2824); Tirmizi, Tefsir, (3195).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü