"Rahmet-i İlâhiyeden ileri şefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, daire-i imkânda olamaz. Âsiler, cezalarını; masumlar, mazlumlar, zahmetlerinden on derece ziyade mükâfatlarını alacaklarını düşün..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Rahmet-i İlâhiyeden ileri şefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, daire-i imkânda olamaz. Asiler, cezalarını; masumlar, mazlumlar, zahmetlerinden on derece ziyade mükâfatlarını alacaklarını düşün. Senin daire-i iktidarının haricinde olan hâdisâta, onun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasında bakmalısın."(1)
İnsan Allah’tan daha şefkatli olamaz. Zira insandaki zerre kadar olan şefkat, Allah’ın sonsuz rahmetinin basit ve küçük bir tecellisinden ibarettir. Bu durumda, Allah’ın azaba ve cezaya layık gördüğü kimselere rahmet nazarı ile bakmak ve onlara acımak ve onları kurtarmak için cehennem ve azabı inkâr etmek yolsuz ve sapkın bir şefkat anlayışı olur.
Hümanist (insancıl) felsefenin şefkat anlayışı böyle yolsuz ve sapkın bir şefkat anlayışıdır. Kuzuları kıran kurda şefkat edip kuzuların hukukunu umursamamak şefkat değil zulümdür. Asiler, cezalarını; masumlar, mazlumlar, zahmetlerinden on derece ziyade mükafatlarını almaları İlahi hikmet ve rahmetin bir gereği bir tecellisidir. Cezayı şefkat dışı ve şefkate aykırı görmek, şefkat duygusunun yersiz ve sapkınca kullanılması demektir.
“Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, dâire-i imkânda olamaz.” Allah’ın hikmetinin üstüne çıkıp daha güzel daha mükemmel bir hikmet inşa etmek mümkün değildir. Zira Onun hikmeti en mükemmel ve en muazzam bir hikmettir. Kimse bu hikmeti aşıp daha mükemmel daha güzel bir hikmete ulaşamaz.
İlahi hikmet asileri cezalandırıp masumları mükafatlandırıyor ise, bundan daha ötesi daha mükemmeli olamaz. Bir zalimin bir kâfirin cehennemde ebedi azap çekmesi İlahi hikmet ve rahmete uygundur ki, Allah da buna müsaade ediyor. Bizim kalkıp bu zalim ve kafirlere şefkat ederek, cehennemi ve azabı inkâr etmemiz tam bir dalalet ve aynı ile bir sapkınlıktır.
Her şeye ve her hadiseye onun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasından bakmak gerekiyor. Yoksa insanın sapması ve küfre düşmesi an meselesidir.
1) bk. Kastamonu Lahikası, 38. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü