Risale-i Nur derslerinde, başka kaynaklardan misaller verilebilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur'un meslek ve ruhuna uygun olarak verilen misalerin, manayı takviye ve teyit edeceği aşikârdır. Risale-i Nur'un esasında tefekkür ile zihnin hareket etmesi vardır. Bu yüzden Üstat, muhataplarını "imamın önündeki bir mevta gibi" değerlendirmez, onları sürekli olarak tefekkür etmeye ve fikir üretmeye teşvik ediyor.
Üstad'ın tarzı; akla kapı açmak, iradeyi bütünüyle elden almamaktır.
Onun için, Risale-i Nur’da yeknesaklık yoktur. Ehil olan kişilerin ders esnasında ayet ve hadislerin manasını vermesi, dersin manasına kuvvet olacak temsiller getirmesi gayet güzel ve manidardır.
Sohbetlerin gayesi, farklı istidatta ve meslekte olan kardeşlerin bir birinden faydalanmaları ve bir birlerinin anlayışından ve ilminden istifade etmeleri içindir.
Üstad'ın çok yerlerde, “Mühimlerini ben söyleyeceğim, incelerini sen tahric et.” demesi, işaret eder ki Nurlar, muhatabını fikri fiile ve tefekküre sevk eder ve teşvik eder.
Risale-i Nur’u vird gibi okumak, tahric ve tefekküre meydan vermemek ve âyet ve hadislerin manasını ehil olanlara verdirmemek, taassup ve dar bakışın eseridir. Hiç bir dayanağı ve delili yoktur. Ama bunun yanında, ders yapıyorum diye Nurları bir kenara atıp vaaz tarzı bir sohbet de Risale-i Nur'a ve tarzına uygun değildir.
Kısacası; Risalelerin verdiği mesajı destekleyen ve anlaşılmasına yardım eden her misali vermek mümkündür.
Üstad'ın, “Fena ve fâni bir adamın, güzel ve bâki şöyle bir sözü var...”(1) demesi buna delildir.
(1) bk. Mektubat, On Altıncı Mektup, Zeyl.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar