Risale-i Nurların insana taktığı gözlük nasıldır?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın kalbinde ne yerleşmiş ve aklında ne hükmetmiş ise, o hükme göre hâdiseleri yorumlayıpidrak etmesi insan fıtratının değişmez bir prensibidir.
Meselâ; pesimist yani karamsar bir filozof her şeyi karamsar olarak okur ve anlar, hayatı da ona göre şekillenir. Optimist yani iyimser bir filozof ise her şeyi iyimserlik penceresinden seydereder, hayatı da ona göre anlar. Kırmızı gözlük nasıl eşyayı kırmızı gösteriyor ise, siyah gözlük de eşyayı simsiyah gösterir.
“Evet, herkes kâinatı kendi âyinesiyle görür. Cenâb-ı Hak, insanı kâinat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır. Her insan için, bu âlemden hususî bir âlem vermiş; o âlemin rengini, o insanın itikad-ı kalbîsine göre gösteriyor. Meselâ, gayet me’yus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve me’yus suretinde görür. Gayet sürurlu ve neş’eli, müjdeli ve kemâl-i neş’esinden gülen bir adam, kâinatı neş’eli, güler gördüğü gibi; mütefekkirâne ve ciddî bir surette ibadet ve tesbih eden adam, mevcudatın hakikaten mevcut ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür. Gafletle veya inkârla ibadeti terk eden adam, mevcudatı, hakikat-i kemâlâtına tamamıyla zıt ve muhalif ve hata bir surette tevehhüm eder ve mânen onların hukukuna tecavüz eder.”(23. Lem’a)
Kâfirler Allah'ı ve ahireti inkâr ettiğinden, ölüm teskeresiyle ahirete giden canlıların yok olduklarını zannediyor. Allah'ı tanıyan ve tesbih eden mevcudatı, hadsiz cenazeler suretinde görüyor.
Mü’minin nazarında bütün mevcudat dost ve kardeştir. Dağlar, taşlar gibi büyük cirimler Allah'ı tesbiheder. Bütün ölümler terhistir, ebedîbir âleme gitmektir.
Görüldüğü gibi kâinatta gördüğümüz mâna, bakış açımıza, yani itikad-ı kalbimize göre değişiyor. Kâfir, aynı kâinata bakıp cehennemî bir halet yaşarken; mü’min aynı kâinata bakıpcennet esintilerini hissedebiliyor.
Hayata ve hâdiselere iman gözlüğü ile bakılırsa, hâdiselerin arkasındaki güzellikler tezahür eder, hikmetler anlaşılır.
Münkir, kâinatı hikmetsiz, manasız, işe yaramaz ve tesadüfün oyuncağı olarak gördüğü için, her şey ona azaplı ve sıkıntılı olarak yansır. Mü’min ise eşyanın ve hâdiselerin başıboş olmadığını, her varlığının çok hikmetli olarak yaratıldığını, her şeyin dizgininin Allah’ın kudret elinde olduğunu, bütün mahlûkatı O’nun tedbir edip nizama koyduğunu, bildiği için, her şey ona sevimli ve huzurlu olarak yansır.
Yine ibadet bir gözlüktür. Onu takmayanlar, mevcudatın yapmış oldukları fıtri ibadetleri göremezler ve okuyamazlar. Sağlam bir iman nasıl her şeyin ardında Allah’ın kudret elini ve tasarrufunu zahir bir şekilde gösteriyor ise, sağlam bir ibadet de mevcudatın lisan-ı hal ve lisan-ı kal ile yapmış oldukları ibadetleri zahir bir şekilde gösterip ilan eder. Bu, Allah’ın insanın âlemine koyduğu mühim bir kanun ve prensiptir. Bu kanunun ve prensibin konulmasının sebebi de, her şeyde Allah’a giden yolu görebilmek içindir.
“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”(1)
Bu ibareler, uğursuz ve çirkin bakmanın muhalif manalarını ifade eder ki, bunun manayı muhalifinden uğursuz bakmanın ne denli çirkin olduğu çıkar. Yani "Çirkin gören çirkin düşünür, çirkin düşünen de hayattan elem ve azap duyar" demektir. Öyle ise hayata ve hâdiselere iman ve ibadet gözlüğü ile bakarsak, her şeyin sırrı ve hakikati çözülür, arkasındaki güzellikler tezahür eder ve insan da huzurlu ve bahtiyar olur.
Böyle bir bakış açısını elde edebilmek için, insanın kalbini imanın nuru ile nurlandırması, aklını marifetle tenvir etmesi ve nazarını keskinleştirmesi elzemdir. İnsanın kalbinde ve nazarında ne varsa, hayatı ona göre şekillenir ve hâdiselere o nazarla bakar. Asıl mesele, kalp ve nazarın nasıl ve ne ile terbiye edildiğidir. Zaten insanın diğer cihazları kalbe ve akla bakar; onlarda ne varsa hükmü de ona göre olur.
İşte Risale-i Nurlar bize iman ve hidayet gözlüğünü takıyor. Yukardaki esasları ve incelikleri yakalamamıza mükemmel bir vesile oluyor. Tahkiki iman dersleri ile hayatımızı ve hayatımıza taalluk eden şeyleri nurlandırıp hakiki cihetlerini bize okutturuyor.
(1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü