Risaleler tefsir midir; neden Kur'an'dan çok okunuyor? Risalelerin hatasız olduğu söylenebilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur'un tefsir olup olmadığı konusunu Bediüzzaman'dan dinleyelim:
" 'Risâle-i Nur, Kur'ân'ın çok kuvvetli, hakîkî bir tefsiridir.' tekrar ile dediğimizden, bâzı dikkatsizler tam mânâsını bilemediğinden bir hakîkati beyân etmeye bir ihtar aldım. O hakîkat şudur:"
"Tefsir iki kısımdır:
"· Birisi, malûm tefsirlerdir ki, Kur'ân'ın ibâresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyân ve izah ve ispat ederler."
"· Ikinci kısım tefsir ise, Kur'ân'ın îmânî olan hakîkatlerini kuvvetli hüccetlerle beyân ve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pek çok ehemmiyeti var. Zâhir, mâlum tefsirler bu kısmı bâzan mücmel bir tarzda derc ediyorlar; fakat, Risâle-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısım esas tutmuş, emsâlsiz bir tarzda, muannid feylesofları susturan bir mânevî tefsirdir."(1)
"Hıfz-ı Kur'an'a çalışmak ve Risale-i Nur'u yazmak, bu zamanda hangisi takdim edilse daha iyidir?" diye sualinizin cevabı bedihîdir. Çünkü, bu kâinatta ve her asırda en büyük makam Kur'an'ındır. Ve her harfinde, ondan ta binler sevap bulunan Kur'an'ın hıfzı ve kırâati her hizmete mukaddem ve müreccahtır. Fakat, Risale-i Nur dahi o Kur'an-ı Azîmüşşan'ın hakaik-i imaniyesinin bürhanları, hüccetleri olduğundan ve Kur'an'ın hıfz ve kıraatine vasıta ve vesile ve hakaikini tefsir ve izah olduğu cihetle, Kur'an hıfzıyla beraber ona çalışmak da elzemdir."(2)
Risaleler tefsir ise, çok okunması takdirle karşılanmalı. Onu okumak Kur'an'ı anlamak içindir. Her Müslümanın Kur'an okuması gerektiği halde az okuyorlarsa, bu Kur'anı önemsemedikleri anlamına gelmemelidir. Bir tarihçi tarih kitaplarını, bir fizikçi fizik kitabını çok okuması, bu kitapları Kur'an'a tercih ettikleri anlamına gelmemelidir. Fizik kitabını çok okuduğu için tebrik ederiz. Kur'an'ı az okuyorsa teşvik ile dua ederiz. Allah her Müslüman'ın Kur'an okuma şevkini ve zevkini artırsın, eksikliklerini gidersin.
Risaleler beşer kelamı olmak hasebiyle elbetteki yanlışlar olabilir. "Risalelerde hata yoktur." şeklinde bir iddia söz konusu değildir. Tam aksine; Bediüzzaman çok risalelerde şu ifadeleri kullanır:
"Bütün Sözlerde konuşan ben değilim. Belki, işârât-ı Kur'âniye nâmına hakikattir. Hakikat ise hak söyler, doğru konuşur. Eğer yanlış bir şey gördünüz; muhakkak biliniz ki, haberim olmadan fikrim karışmış, karıştırmış, yanlış etmiş."(3)
"İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz."(4)
"İşaratü'l-İ'caz'ın ت tevafuku hakkında yanlışım ve sehvim hatırıma geldi, bir keffaretü'z-zünub aradım. Birden,.. ... elif gibi kerametkârâne vaziyetini gördüm, belki inşaallah, tevafukta sehivden gelen kusurlarıma ve yanlışlarıma bu da bir küçük keffaretü'z-zünub olur."(5)
"Aziz kardeşlerim, Üstadınız layuhti (hatasız) değil.. Onu hatasız zannetmek hatadır." (6)
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, On Dördüncü Şua, Muhtelif Mektuplar.
(2) bk. Kastamonu Lahikası, (44. Mektup)
(3) bk. Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf.
(4) bk. Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
(5) bk. Kastamonu Lahikası, (40. Mektup)
(6) bk. Barla Lahikası, (131. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü