Risaleleri okuyan cami hocaları az! Gençler de anlamıyor! Üniversitelerde araştırma konusu yapılmıyor, fütuhat nasıl olacak?
Değerli Kardeşimiz;
Evvelâ; Risale-i Nurların okunması ve alaka görmesi her geçen gün sürekli yükseliyor. Bazı mesleki guruplarda bu trendin düşük seyretmesi umumi manada da düşük seyrettiğini göstermez.
İkincisi; Risale-i Nurların önünde halen kanuni engeller devam etmektedir. Üniversitelerde Risale-i Nurların tez ve araştırma konusu olması, bazı egemen çevreler için halen tabudur. Bu sebeple Risale-i Nurlara gönül vermiş binlerce akademisyen bu hususta hür olarak hareket edemiyor ki, teveccühünü izhar ve ilan etsin. Şerif Mardin gibi cemaatin dışında olan bir akademisyen Nur cemaati hakkında müspet ve objektif bir tez yazdı diye onu dışladılar hatta kariyerine engel olmaya çalıştılar. Bu da ülkemizde ifade ve eğitim hürriyetinin halen kemali ile olmadığını gösteriyor.
Üçüncüsü; gençlerin Risale-i Nurları anlamakta zorluk çekmeleri bir hakikattir. Lakin sohbetler ve izahlar bu engeli kaldıran mühim vesilelerdir. Bugün milyonlarca genç Risale-i Nurlara gönül verip onu anlamaya çalışıyor. Bu hususta büyük yollar kat edilmiştir. Risale-i Nurların fütuhatı alabildiğine yaygın ve geniş olduğu için "Fütuhat nasıl olacak?" sorusunu yanlış ve yersiz olarak görüyoruz.
Dördüncüsü; Risale-i Nurlar cami hocaları arasında da inkişafa başlamıştır. Zaten Risale-i Nurların gerçek sahibi cami hocalarıdır. Risale-i Nurların hocalar tarafından rağbet görmemesi bazılarında korku damarının bazılarında da önyargının olmasından dolayıdır.
Özetlemek gerektirse; inayeti ilahiye ile Risale-i Nur hizmetleri çok hızlı ve geniş bir şekilde inkişaf etmektedir. Bize düşen vazife bu hizmette ne kadar faydalı olabiliriz diye nefsi muhasebe ve murakabe yapmaktır. Geniş daireleri düşünüp "Neden böyle olmuyor?" diye ümitsizliğe kapılmamak gerekir. Bu hizmet tamir vazifesi gördüğü için, tahrip gibi kısa ve kolay olmuyor.
Risale-i Nurlar, asrın hastalıklarına çok tesirli bir tiryak olduğundan, insanların aklına, ruhuna, kalbine ve tüm hislerine hitap ettiğinden, aşkla ve şevkle tekrar tekrar okunuyor.
Osman Yüksel Serdengeçti bu hakikati şöyle ifade ediyor; “Yıllardır mukaddesatları çiğnenmiş vatan çocukları, mahvedilen nesiller, îmana susayanlar; onun yoluna, onun nuruna koştular. Üstadın Nur risaleleri elden ele, dilden dile, ilden ile ulaştı, dolaştı. Genç - ihtiyar, cahil - münevver, sekizinden seksenine kadar herkes ondan bir şey aldı, onun nuruyla nurlandı.” (Tarihçe-i Hayat)
Evet, Kur’an’ın manevî bir tefsiri olan Risale-i Nurdaki ulvi hakikatler, îman, marifet, ahlak, edep ve irfan sahasında büyük fütuhat yaptı, başta Arapça ve İngilizce olmak üzere kırktan fazla dile çevrildi, Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya kıtalarına kadar ulaştı.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü