Dokuzuncu İşaret
İçerikler
-
"Hakaik-i Kur’âniyenin komşuluğunda ve yakınında olan Medine münafıklarının dalâlette ısrarları ve hidayete girmemeleri..." Ebu Talip, Ebu Leheb, Ebu Cehil gibiler, adem-i kabul mü yoksa kabul-ü adem sınıfına mı giriyorlar?
-
"Hâlık-ı Zülcelâl, kâinatta ezdâdı birbirine mezc edip, birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve müdafi bir vaziyet verip,.." cümlesini devamı ile birlikte açıklar mısınız?
-
"Hizbullah olan ehl-i hidayet, o kadar inâyet ve rahmet-i İlâhiye ve imdad-ı Sübhâniyeye mazhar oldukları halde, neden çok defa, hizbüşşeytan olan ehl-i dalâlete mağlûp olmuşlar?" On Üçüncü Lem'a'nın Dokuzuncu İşareti'ni açıklar mısınız?
-
"Hizbullaha karşı meydana çıkabilmek için hizbüşşeytana bazı cihazat vermiş. İşte bu sırr-ı dakik içindir ki, enbiyalar çok defa ehl-i dalâlete karşı mağlûp oluyor." İzah eder misiniz?
-
"Hem âkıbeti görmeyen ve hazır zevke müptelâ olan insandaki nebâtî ve hayvânî kuvvelerin tatmini, telezzüzü, hürriyeti vardır ki, akıl ve kalb gibi letâif-i insaniyeyi insaniyetkârâne ve âkıbet-endişâne olan vazifelerinden vazgeçiriyorlar." İzahı?
-
"Hem tecavüz var ki, az bir amel ile çoklarına zarar verip ihafa noktasından ve firavuniyyet cihetinden onlara bir makam kazandırır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Hem tecavüz var ki, az bir amel ile çoklarına zarar verip, ihâfe noktasında ve firavuniyet cihetinden onlara bir makam kazandırır." Buradaki "ihafe" noktasını izah eder misiniz?
-
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın meslek-i kudsîsi, hem vücudî, hem sübutî, hem tamir hem hareket hem hududda istikamet hem âkıbeti düşünmek..." Kısaca izah eder misiniz; "hududda istikamet" ne demektir?
-
"Ve gayet zaaf ve aczde olan dalâlet ehli, mânen gayet kuvvetli olan ehl-i hakka muvakkaten galip oluyorlar ve mukavemet ediyorlar." Ehli hidayete mukavemet etmek için ehli dalalete verilen bazı cihazatlar nelerdir?
-
"Eğer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hayat-ı içtimaiye ve şahsiyesinde daima harikulâdelere ve mucizelere istinad etseydi, o vakit imam-ı mutlak ve rehber-i ekber olamazdı." bedenen daha çok işkence çekmiş olanlara nasıl imam ve rehber olabilir?
-
"Hakîm-i Zülkemâlin kavânin-i meşietine itaate alışsınlar ve desâtir-i hikmetine tevfik-i hareket etsinler." Burada neden "Hakim-i Zülkemal" ismi zikredilmiş ve ardından yine "desatir-i hikmet" denilip "hikmet" üzerinde durulmuş?