On Sekizinci Pencere
İçerikler
-
"Mükemmel usta ve dülger unvanları, bilbedahe, mükemmel bir sıfata, yani sanat melekesine delalet eder. Ve mükemmel sıfat ve o mükemmel meleke-i sanat mükemmel bir istidada işaret eder..." Burada geçen "sıfat" veya "meleke-i sanat" hangisidir?
-
"Öyle de zeminin yüzünü, belki kâinatı dolduran müteceddid eserler, bilbedâhe, gayet derece-i kemalde bulunan ef’âli gösteriyor." Ef’al-i İlahiyeden Cenab-ı Hakk’ın zatının kemaline delalet eden hakikatlere kadar safha safha anlatabilir misiniz?
-
"Fenn-i sarfça nasıl ism-i fail masdardan yapılır; öyle de unvanların ve isimlerin dahi masdarları ve menşeleri sıfatlardır." ifadesini misallerle açıklar mısınız?
-
"Ve kabiliyet-i zatiye, tabir edemediğimiz o mükemmel şuûn-u zatiye, bihakkılyakin, hadsiz derece-i kemalde olan bir zata delalet eder." cümlesini izah eder misiniz?
-
Üstadımız On Sekizinci Pencere’nin sonunda nazara verilen tefekkürü bir mirac-ı marifet olarak ifade etmektedir. Burada marifetin miracı ne anlama gelmektedir?
-
"Şu masnuat adedince, hakikatın şuaını gösteren hadsiz delikli ve kafesli şu pencereyi ne ile kapatabilirsin?" derken, Üstad burada "delikli ve kafesli pencere"den neyi kastetmektedir?