Yirmi Sekizinci Lem'a, Bir Tenbih'teki; İkinci Hikaye'yi açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"İkinci hikâye: Bir vakit ihtiyar bir kadının sekiz oğlu varmış. Her birisine mevcut sekiz ekmekten birer ekmek verdi, kendine kalmadı. Sonra, her birisi ekmeğinin yarısını ona verdi. Onun ekmeği dört oldu; ötekiler yarıya indi."
"Kardeşlerim, ben de kırkınızın her birinin musîbet hissesinin mânevî eleminin yarısını kendimde hissediyorum. Kendi şahsıma âit elemi, aldırmıyorum. Bir gün fazla muztar bulundum, 'Acaba hatamın cezâsı mıdır çekiyorum?' diye geçmiş hâleti tetkik ettim. Gördüm ki, bu musîbeti kaynatmaya ve tahrik etmeye hiçbir cihette müdahalem olmadığını ve bilâkis kaçmak için mümkün tedbirleri istimâl ediyordum. Demek, bu bir kazâ-yı İlâhîdir. Ve bil-iltizam bir seneden beri müfsidlerin tarafından aleyhimize ihzâr ediliyordu. Kaçınmak kàbil değildi. Alâküllihâl başımıza geçirecek idiler. Cenâb-ı Hakka yüz bin şükür ki, musîbeti yüzden bire indirdi."
"İşte bu hakîkata binaen 'Senin yüzünden bu belâyı çektik.' diye minnet etmeyiniz. Belki beni helâl ediniz. Ve bana dua ediniz. Hem birbirinizi tenkid etmeyiniz. Demeyiniz ki: 'Sen böyle yapmasaydın, böyle olmayacaktı.' Meselâ, bir kardeşimiz iki üç imza sahibini söylemesiyle, müfsidlerin pek çok zâtları belâya atmak için düşündükleri plânı küçültüp, çoklarını kurtarmış. Değil zarar, belki büyük menfaat olmuş. Çok mâsumların bu belâdan kurtulmasına bir vesile oldu."(1)
İhtiyar kadının hikâyesinin tafsilatı budur. Üstad Hazretleri Nur talebelerine; "Üstadımızın yüzünden musibet ve sıkıntı çekiyoruz" demeyin. “Bunda kaderin de bir hissesi olduğunu düşünün ve tam rıza ile hareket edin” diyerek, suizanların yolunu kapıyor. Ya da bazı ağabeylerin dikkatsiz davranmalarına ve ihtiyatsız hareketlerine aşırı mana yükleyip, bütün musibet ve sıkıntıları ona bina etmenin yanlış olacağını ihtar ve ikaz ediyor.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a, Bir Tenbih.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar