Abdullah Bin Zübeyr'in, ordusu Müslüman olan Haccac'a karşı durması, Şeyh Said'in yaptığının doğru olmasına örnek olabilir mi? Yani Şeyh Said eski kitaplarda olan bu meseleler ile hareket ettiğinden haklı sayılmaz mı? Üstad yeni bir içtihat yapıyor gibi!.
Değerli Kardeşimiz;
Evvela, İslam hukukunda ve Ehl-i sünnet inancında dahilde, yani İslam toplumunun kendi bünyesinde harp etmesi caiz değildir. Bu cihad değil, fitne ve fesat olarak kabul edilmiştir. Harp ve cihat ancak harici düşmanlara karşı yapılır.
İslam memleketinde, idareci zalim ve haksız da olsa dahilde silahlı mücadele caiz değildir. Zalim ve haksız idareciyle mücadele ilmi ve düşünce bazında gerçekleştirilir. Emevi hükümetinin zalim idarecilerine rağmen, İmam Azam ve İmam Ahmed bin Hanbel gibi büyük imamlar, silahla mücadele yoluna gitmemiş, dahilde fitneye geçit vermemişlerdir.
İkincisi, bu konu âyette şöyle geçiyor:
“Eğer müminlerden iki topluluk birbiriyle vuruşursa, onların aralarını bulun. Buna rağmen biri öbürüne saldırırsa, bu saldıran tarafla, Allah’ın emrine dönünceye kadar siz de vuruşun. Döndüğü takdirde aralarını hakkaniyetle düzeltin ve hep âdil olun, çükü Allah âdil olanları sever.”
"Müminler sadece kardeştirler. O hâlde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki O’nun merhametine nail olasınız." (Hucurat, 49/9-10)
Bir Müslüman ülke başka bir Müslüman ülkeye saldırır, zulmeder, kan akıtırsa savunma amaçlı olarak savaş kaçınılmaz olabilir. Bu durumda ise saldıran taraf mesul olur. Müslümanların görevi ise masumların yanında yer almaktır.
Üçüncüsü, Abdullah bin Zübeyir (d. 624 - ö. 692), sahabelerden Zübeyr bin Avvam ile ilk halife olan Ebu Bekir bin Kuhafe’in kızı Esma bint Ebu Bekir'in oğlu, İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın eşlerinden biri olan Ayşe bint Ebu Bekir'in yeğenidir.
Abdullah bin Zübeyr, kendisi gibi I. Yezid’e biat etmeyen Hüseyin bin Ali'nin Kerbela'da aile efradıyla birlikte öldürülmesinin ardından, hilafetini ilan etti, Mısır ve Şam dışında İslâm devletinin diğer bölgeleri olan Hicaz, Yemen, İran, Irak ve Horasan halkı Abdullah b. Zübeyr'e bey'at etti. Hz. Abdullah dokuz yıl Mekke'de halifelik makamında bulundu. Yani Abdullah İbn-i Zübeyir (ra) asi değil halife idi. Asıl asi ve zalim olan onun mukabilinde bulunan Yezid idi. Dolayısı ile onu dahilde kıyama bir meşruiyet aracı görmek mümkün değildir.
Abdullah bin Zübeyr, 685 yılında tahta çıkıp halife olan Abdülmelik bin Mervan’ın Haccac bin Yusuf komutasındaki ordusuyla yaptığı savaşı kaybetti ve 692 yılında bu savaşta şehit edildi.
Sonuç olarak, sahabelerin döneminde içtihat ya da saltanat anlaşmazlığından tevellüt eden birkaç örnek dışında, İslam tarihinde dahilde gösterilen kıyamların hepsi fitne ve fesat olarak değerlendirilmiştir. Bu spesifik örneklere bakarak, "dahilde kıyam etmeyi meşru görmek" İslam’ın kolektif aklı olan Ehl-i sünnet düsturlarına uygun olmaz. Taraftarı ve gücü olmasına rağmen, Ehl-i sünnet büyüklerinde böyle bir kıyam görülmemiştir. Aksini iddia etmek bidat olur, kanaatindeyiz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü