Risalelerde Neden Siyasetten Çok Bahis Var?
Değerli Kardeşimiz;
Gerçek eğitim ve terbiye; faydayı temin ederken, zararlara karşı da korumaktır. Çocuğumuza iyi ve faydalı şeyleri göstermemiz tek başına yeterli olmaz. Zararlı ve tehlikeli şeylerden de korumamız gerekmektedir. Hatta bu asırda faydalı şeyleri yapmaktan daha öncelikli olan, zararlı şeylerden kaçınmaktır. Kur'an hayra teşvik ederken, şerri ve şeytanı da nazara vererek uzak tutmayı hedefler.
"İman ve hakikat noktasında, bu çeşit merakların büyük zararları var. Çünkü gaflet verecek ve dünyaya boğduracak ve hakiki vazife-i insaniyeti ve ahireti unutturacak olan en geniş daire ise siyaset dairesidir. Hususan böyle umumi ve mücadele suretindeki hadiseler, kalbi de boğuyor."
"Güneş gibi bir imân lazım ki, her şeyde, her vaziyette, herbir harekette kader-i İlahi ve kudret-i Rabbaniyenin izini, eserini görsün, ta o zulm-ü zulmette kalb boğulmasın, imân sönmesin; akıl, tabiat ve tesadüfe saplanmasın."
"Hatta ehl-i hakikat, hakikat ve marifetullahı bulmak için, kesret dairelerini unutmaya çalışıyorlar-ta kalb dağılmasın ve lüzumlu ve kıymetli şeye sarf etmek lazım gelen merakı, zevki, şevki, lüzumsuz fani şeylerde telef olmasın..." (1)
"Evet, haricî siyaset memurları ve erkân-ı harpler ve kumandanlara bir derece vazifece münasebeti bulunan siyasetin geniş dairelerine ait mesâili, basit fikirli ve idâre-i ruhiye ve dîniyesine ve şahsiyesine ve beytiyesine ve karyesine ait lüzumlu vazifesini geri bıraktırmakla onları meraklandırıp ruhlarını serseri, akıllarını geveze ve kalblerini de hakaik-i imaniye ve İslamiyeye ait zevklerini, şevklerini kırıp havalandırmak ve o kalbleri serseri etmek ve manen öldürmekle dinsizliğe yer ihzar etmek tarzında, kemal-i merakla, onlara göre mâlâyâni ve lüzumsuz mesâil-i siyasiyeyi radyoyla ders verip dinlettirmek, hayat-ı içtimaiye-i İslamiyeye öyle bir zarardır ki, ileride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir."
"Evet, herbir adam vatanıyla, milletiyle, hükümetiyle alâkadardır. Fakat bu alâkadarlık, muvakkat cereyanlara kapılıp millet ve vatanı ve hükümetin menfaatini bazı şahısların muvakkat siyasetlerine tabi etmek, belki aynını telâkki etmek çok yanlış olmakla beraber; o vatanperverlik, milletperverlik hissinden ve vazifesinden herkese düşen vazife bir ise, kendi kalb ve ruhundan idare-i şahsiye ve beytiye ve diniye, ve hâkeza, çok dairelerde hakikî vazifedar olduğu hizmet ve alâka ve merak on, yirmi, belki yüzdür. Bu ciddi ve lüzumlu bu kadar alâkaların zararına olarak, o birtek lüzumsuz ve ona göre mâlâyâni olan siyaset cereyanlarına feda etmek dîvanelik değil de nedir?"(2)
" Evet, bu zamanda siyaset, kalbleri ifsad eder ve asabî ruhları azap içinde bırakır. Selâmet-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı."
"Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedardır, azap çekiyor, perişandır. Bilhassa ehl-i dalâlet ve ehl-i gaflet, rahmet-i umumiye-i İlahiyeden ve hikmet-i tamme-i Sübhâniyeden habersiz olduğundan, nev-i beşere rikkat-i cinsiye, alâkadarlık cihetiyle, kendi eleminden başka nev-i beşerin şimdiki elîm ve dehşetli elemleriyle dahi müteellim olup azap çekiyor. Çünkü, lüzumsuz ve mâlâyâni bir surette vazife-i hakikiyelerini ve elzem işlerini bırakıp âfâkî ve siyasî boğuşmalara ve kâinatın hadisatına merakla dinleyerek, karışarak ruhlarını sersem ve akıllarını geveze etmişler..."
"Kur'an bizi siyasetten men etmiş, ta ki elmas gibi hakikatleri, ehl-i dünyanın nazarında cam parçalarına inmesin."
"Bu alakasızlık ve içtinabın en ehemmiyetli sebebi: Mesleğimizin esası olan ihlas bizi men ediyor. Çünkü, bu gaflet zamanında, hususan tarafgirane mefkureler sahibi, her şeyi kendi mesleğine alet ederek, hatta dinini ve uhrevi harekatını da o dünyevi mesleğe bir nevi alet hükmüne getiriyor. Halbuki, hakaik-i imaniye ve hizmet-i nuriye-i kudsiye, kainatta hiçbir şeye alet olamaz. Rıza-ı İlahiden başka bir gayesi olamaz. Halbuki şimdiki cereyanların tarafgirane çarpışmaları hengamında bu sırr-ı ihlası muhafaza etmek, dinini dünyaya alet etmemek müşkülleşmiş. En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfik-i İlahiyeye dayanmaktır."
"O geniş ve büyük dairede vazife az ve küçük olmakla beraber, cazibedarlık cihetiyle meraklıları kendiyle meşgul eder, hakiki ve büyük vazifelerini onlara unutturur veya noksan bıraktırır. Hem her halde bir tarafgirlik meylini verir, zalimlerin zulümlerini hoş görür, şerik olur.' mealinde orada denilmiştir." (3)
Bu gibi ifadeler, siyasetin zararlarını ortaya koymakta ve siyasetin bu zararlarından uzak durulması gerektiği anlatılmaktadır.
Dipnotlar:
(1) bk. Emirdağ Lahikası-I, (30. Mektup)
(2) bk. Kastamonu Lahikası, (30. Mektup)
(3) bk. age., (84. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü