Allah'ın Sabûr isminin bizde tecelli etmesi için ne yapmalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
İbadet ve güzel ahlak, imanın iki meyvesi ve neticedir. İman ne kadar kuvvetli ve sağlam olursa, ibadet ve güzel ahlak da o nisbette kuvvetli ve sağlam olur. Öyle ise ibadet ve güzel ahlakımızı geliştirmek için, imanımızı tahkikiye çevirmeliyiz.
Cenab-ı Hak her kulun sabır ve teslimiyetine göre muamele eder ve ona göre mükâfatlandırır. Kimi insan sıfat-ı cemal, kimi sıfat-ı celal tecellisiyle terbiye olunur. Celal tecellilerine karşı sabretmek, cemal tecellilerine karşı da şükrütmek insanı terakki ve teali ettirir.
Beşeriyet makamı acz ve fakr makamıdır. Kul, başına gelen her hangi bir musibetten dolayı kazaya rıza göstermeli, Allah’ın her hükmüne razı olmalıdır ve o belanın izalesi için de O’na iltica etmelidir. Zaten kula bela gelmesinin bir hikmeti de, onun, Cenab- Hakk’a iltica etmesi içindir.
Sabredenler Allah’ın bir ismi olan “Sabur” ismine mazhar olurlar. Sabur, Allah’ın acele etmekten münezzeh olması demektir. İnsanın fazileti, şu fani âlemde necatına vesile olacak şeyleri acele etmeden istemesidir. Acele etmek, bir şeyi vaktinden evvel istemek, şeytanın vesvesesinden ileri gelir. Sabır ve teenni ile hareket etmek ise tevfik-i ilahinin eseridir.
İnsan, fıtratının gereği olarak çok acelecidir, her hatırına geleni hemen elde etmek ister. Arzu ettiği şeylerin akıbetini pek düşünmez. Ahiret nimetlerini bile dünyada görmek ister. Halbuki dünyadaki bütün nimetler ahiret nimetlerinin bir gölgesi hükmündedir. İnsan bundan gafil olarak gölgeyi asıl zanneder, ona çalışır, onun olması için dua eder ve bunda da aceleci davranır. Çoğu zaman nefsine tabi olarak fani zevklerin peşine düşer ve onları talep eder. Maksuduna sabır ile ulaşması lazım gelirken, acele ettiğinden dolayı ondan mahrum kalır.
Cenab-ı Hak, bu kâinatı bir anda değil, altı günde yani altı devrede yaratmıştır. Kâinatın meyvesi olan insanlar, hayvanlar ve bütün nebatatlarda da bu tedric kanunu cereyan etmektedir. İnsan vücudu bir anda kemale ermediği gibi, bir çekirdek de bir anda ağaç olmaz. Bu bakımdan insan, bu fıtrat kanununa riâyet ederek, her şeyin bir anda olmayacağını düşünmeli, işlerinde acele etmek yerine sebeplere riâyetten sonra neticeyi sabır ve tevekkülle beklemelidir. Zira Cenab-ı Hakk’ın inâyet ve tevfıki sabırlı insanların üzerinedir.
İnsan birçok belâ ve musibetleri sabır ile aştığı gibi, meşru arzu ve isteklerine de ancak sabır sayesinde nail olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü