"Bütün ilimlerin ve marifetlerin ve kemalât-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikîden gelen tafsilli ve bürhanlı marifet-i kudsiyedir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Marifet, Allah’ı isim ve sıfatları ile bilmek ve tanımaktır. Allah’ı bilmenin ve tanımanın ise çok şubeleri çok mertebeleri, çok dereceleri vardır. Allah’ın sadece varlığını bilip kainatta tedbir ve tasarrufunu inkar etmek ve rububiyet ve uluhiyetinin eserlerini ve ip uçlarını kainat üstünde okuyamamak da bir bilmektir, ama kafi bir bilmek ve tanımak değildir.

Halbuki Kur'an öyle bir marifet dersi veriyor ki, Allah’ın varlığının ve birliğinin yanında şuunatının, sıfatlarının ve isimlerinin kainattaki tecelli ve icraatlarını akla, kalbe ve hissiyatlara tesis ettirerek dem ve damarlarına işlettiriyor. Her hadisede Allah’ın rububiyet ve uluhiyetini göstererek tam bir marifet dersi veriyor.

Yıldız böceği küçük ışıkçığına itimat edip güneşin ışığına meydan okuduğu için, zifiri karanlığa mahkum olmuştur. Bunun gibi filozoflar da vahiy güneşine teslim olmayıp kendi kafa fenerlerine itimat ettikleri için, kainat karanlığı içinde taklidi bir imanı zor elde etmişler.

İbn-i Sina’nın, "Haşirde akıl ile gitmek imkansız, ama iman ile teslim oluruz." sözü, salt aklın olayları anlamakta ne kadar aciz ve ihatasız olduğunu gösterir. Ama aklı vahyin teslimiyetine ve terbiyesine verdiğin zaman, şu kainatın en ince ve en müşkül meselelerini açan bir anahtar hükmüne gelir. Kainatın ali ve yüksek bir mütefekkir nazırı olur.

Yani vahiyden uzak ve vahyin terbiyesine girmeyen salt ve soyut akıl, Allah’ı kamil manada bilemez ve tahkiki bir marifete yetişemez. Bu sebeple akıl vahyin tedbir ve terbiyesine girip, onun dairesinde işlemesi gerekir, yoksa şirk ve küfür bataklığında kaybolur gider. Tarihte sayısız dahi derecesinde filozoflar salt akılları ile kainatta boğulup küfür ve şirk çukurundan kurtulamamışlar.

İşte marifetin kudsi olması, aklın vahyin tedbir ve terbiyesine girerek her şey üstünde Allah’a açılan cihetleri okuyup talim etmesi anlamındadır. Salt akıl ile Allah’ı aramak da bir cihetle marifet kapsamına girer, ama bu marifet kudsi değildir. Yani vahye dayanmadığı için kısır ve kuru bir bilgi kırıntısıdır, Allah’ı hakkı ile tanıtamaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.023
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...