Celcelutiye duası vahiy midir; kaynakları nedir? Bu duanın aslını ve manasını yazar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Hz. Peygamber (asm)'e gelen vahiy, biri sarih / açık vahiy, diğeri zımni /gizli vahiy olmak üzere iki çeşittir.
Sarih Vahiy: Bu çeşit vahiy, doğrudan doğruya Allah'tan geldiği için, Hz. Peygamber (asm)'in onda hiçbir müdahalesi yoktur. O, bu hususta sadece bir tebliğ edici veya bir tercümandır. Bu sarîh vahiy iki şekilde ortaya çıkmıştır:
a. Kur'an-ı Kerim: Resul-i Ekrem Efendimiz (asm)'in buradaki vazifesi, sırf tebliğden ibarettir.
b. Kutsi hadisler: Manası Allah tarafından ilkâ edilen bu çeşit vahiyler konusunda da Hz. Peygamber (asm)'in vazifesi, sadece tercümanlıktır.
Zımni Vahiy: Zımni vahiylerde söz konusu olan herhangi bir husus, hulasa hâlinde gelir ve ana hatlarıyla vahiy ve ilhama dayanır. Konunun tasviri, şekillendirilmesi, izah edilmesi ise, Resullulah Efendimiz (asm.) tarafından yapılır. Hz. Peygamber (asm), vahy-i zımni ile gelen hususları bazen ilhamla, bazen vahiyle, bazen de kendi kutsi feraset ve içtihadıyla izah eder.
Celcelutiye kasidesinin kendisi değil, onun aslını ifade eden muhtevası itibariyle bir kutsi hadis gibi veya zımni bir vahiy olarak telakki edilebilir. Bu nevi vahiylerin Kur’an’da yeri yoktur.
Asli muhtevası itibariyle zımni bir vahiy olarak telakki edilen Celcelutiye'yi, Hz. Ali (ra) şerh edip açıklayarak manzum bir kaside hâlinde tanzim etmiştir. Kasidenin kendisi Arapça’dır ve Arapça kaside olarak tanzim edilmiş, ancak Allah’ın bazı isimleri ve diğer birtakım kelimeler Süryanîce'dir. Bunun birçok hikmeti olabilir:
Evvela, âlimlerin bildirdiğine göre, Celcelutiye, engin bir muhtevaya sahiptir. Derin sırları ihtiva eden ve ism-i âzam sırrını taşıyan bir kasidedir. Daha önce İbranice ve Süryanice konuşan birçok peygamber bu kasidenin aslî muhtevasıyla münacatta bulunmuş ve o sayede birçok sıkıntılardan kurtulmuşlardır.(bk. Gümüşhanevî, Mecmuatu’l-Ahzab, Şazelî bölümü, s. 508-525). Hz. Ali (ra) de bu muhtevayı tanzim ederken eski peygamberlerin hatırasını yâd etmek maksadıyla Süryanîce kelimeler kullanmış olabilir.
İkincisi; İsm-i âzam sırrını taşıyan bu mühim kasideyle ehil olanların dikkatini çekmiş ve bazı sırları onlarla paylaşmış olabilir.
İmam-ı Gazzalî, hocası İmam Nureddin el-Isfahanî, İmam Ahmed el-Bunî ve Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’ye göre, Celcelutiye kasidesinin aslı vahiydir. Zahir ve batın ilimlerinin meşhur üstadları olan bu âlimlerin kanaatlerine iştirak etmek ve onların malumat ve beyanlarına itimad etmekte -ilmen ve dinen- bir mahzur görmemekteyiz. Ancak bu kasidenin aslının vahiy olduğuna inanmamak da, inanmak da, kişiyi dinen mes’ul etmez.
Celcelutiye, Resul-i Ekrem Efendimiz (asm)’ın derslerine istinaden, Hz. Ali (ra) tarafından telif edilen Süryanice bir kasidedir. Esas manası bedi' demektir. Mecmuat-ül Ahzab'ın birinci cildinde yer almaktadır. Bediüzzaman, İmam-ı Gazzalî gibi birçok imamların Celcelûtiye'yi şerh ettiklerini söylemiştir. Konu ile alakalı birçok eser telif edilmiştir.
İmam-ı Gazzalî’nin Celcelutiye şerhi, Ziyaaddin Gümüşhanevî Hazretlerinin tanzim ettiği Mecmuatu’l-Ahzab adlı eserinin “Şazelî” adlı cildin 508. sayfasından itibaren başlar. Ancak bu şerhler, kelimelerin manasından ziyade kasidede yer alan beyitlerin hassalarını açıklayan bir mahiyettedir. Süryanice kelimelerden az bir kısmının manası verilmiştir.
Celcelutiye'nin kendisi ise, aynı cildin, 499-531 sayfaları arasında yer almaktadır. Kasidedeki bütün beyitlerin altında onların ebced karşılıkları da yazılmaktadır.
Hz. Ali (ra) tarafından Celcelutiye adıyla ve cifir ilmine göre birçok tarih de düşürülerek Süryanî diliyle nazmedilmiş ve kaside hâline getirilmiştir. Yüksek ve tesirli bir duadır. Bir isimler hazinesidir. Allah’ın rahmetini celbetmesi hasebiyle bir rahmet hazinesi veya bir cennet hazinesi demek de mümkündür. Allah'ın en büyük ismi olan ism-i azam bu duanın içerisinde gizlenmiş olduğundan, bu duayı okuyarak Allah’a sığınan kimsenin, dünya ve ahiret işlerinde çok kolaylıklar ve bereketler göreceği müjdelenmiştir.
İmam-ı Gazzalî Hazretleri nakleder ki:
Cebrail Aleyhisselam Peygamber Efendimiz'e (asm) dedi ki:
"Ya Muhammed! Rabb'in sana selam ediyor ve selamın en mükerremini sana tahsis buyuruyor. Sana bu hediyeyi ihsan buyurdu."
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm): "Ey kardeşim Cebrail! Bu hediye nedir?" dedi.
Cebrail Aleyhisselam: "Bu hediye, içinde İsm-i Azam ile en geniş kasem bulunan büyük duadır." diye cevap verdi.
Peygamber Efendimiz (asm): "Ey kardeşim Cebrail! Bu duanın adı nedir? Keyfiyeti nasıldır?" diye sordu.
Cebrail Aleyhisselam dedi ki:
"Ya Muhammed! Bu duanın adı Bedi'dir (Celcelutiye). İçinde en yüksek kasem ve İsm-i Azam vardır. O İsm-i Azam ki:
1. Arş-ı A’la’nın kenarına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Allah’ın arşını taşıyan melekler bu arşı kaldıramazlardı!
2. Güneşin kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, güneşin ışığı ve nuru olmazdı!
3. Ay’ın kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, ay ışık veremezdi.
4. Cebrail Aleyhisselam'ın kanadına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Hz. Cebrail yeryüzüne inemez, semaya çıkamazdı!
5. Mikail Aleyhisselam'ın başına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı yağmurlar ve damlalar ona itaat etmezlerdi.
6. İsrafil Aleyhisselam'ın alnına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı sur’a üfleyemezdi.
7. Azrail Aleyhisselam'ın elinin üzerine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, mahlûkatın canlarını alamazdı.
8. Yedi kat göklere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı gökler yükselemezdi.
9. Yedi kat yerlere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, yedi kat yerler, şimdi olduğu gibi sabit olmazdı! Bu ismi Adem Aleyhisselam okumuştur! (İmam-ı Gazzalî, Celcelutiye, s.561)"
Celcelutiye Duası
"Bede'tü bibismillahi ruhi bihi nehtedet
Ila keşfi esrarin bibatinihi intavet"
"Ve salleytü fişşani ala hayrı halkihi
Muahmmedin men zahaddalalete velğalet"
"Ilahi lekad aksemtü biismike daiyen
Biacin ehvecin celcelutin helhelet"
"Efizli min’el envari ya rabbi feyzuhü
Bissirri ve ahya meyyiti kalbi bisalsalat"
"Linuhyi hayătel kalbi min densin feyzuhü
Bikayyumin kămessirru fîhi feeşrekat"
"Ve subbe ală kalbi şeăbiybe rahmetin
Bihikmeti mevlănel aziymi binăalet"
"Fesübhăneke Allahümme yă hayre hălikin
Veya hayre hallăkin ve ekreme ben beat"
"Tübelliğuni kasdi ve küllü măribi
Binuri senail ismi verruhi kad alet"
"Ifdi li minel envâri feyzate menzilin
Aleyye ve ahyâ meyyiti kalbi bağlemehet"
"Elâ ve elbisni heybeten ve celâleten
Ve feffe yedel a’dâi anni bitaytağat"
"Ela vahcubnî min adüvvin ve hâsidin
Bi hakkı şemâhın eşbehin selemet semet"
"Elâ vakdi yâ rabbâhü binnuri hâcetî
Ve yessir ümurî ba’de usrin kad inkadat"
"Ve hallısni min külli hevlin ve şiddetin
Bineassin hakîmin katiussirri esbelet"
"Ve selleme bibahrin va’tini hayre berrihâ
Vesbel aleyyessetre ve esfi minel ğalet."
"Ve asmim ve ebkim sümme a’mâ adüvünâ
Vâharesi yâ zelcelâli bihavsemet"
"Ve fî havsem mea devsem ve berasem
Tehasnet bil’ismi aziymi minel ğalet"
"Ve ellif kulûbel âlemiyne biesrihâ
Aleyye ve elbisnîl kabûle bişelhemet"
"Ve âhrisni ya zelcelâli bikâfi kemen
Ve besrin ümûri bihurmeti taytağat"
"Ve ahzilhüm yâ zelcelâli bifazli men
Ileyhi sehat daben elfelâti ve şettet"
"Ve bârik lenâ Allahümme fî külli kesbenâ
Ve halle ukûdel usri ya yûhirtecet"
"Feyâhü ve yâyûhü ve yâ hayre bâriin
Ve yâ men lenel erzâke min cûdihi nümet."
"Nerüddü bikel a’dâe ve seyyidî
Ve bil’ismi nermiyhim minel büdi bişşetet"
"Feente ricaî ya ilâhi ve seyyidî
Fekul limîmil ceysi in rame bî ğalet"
"Feyâ hayre mes’ûlün ve ekrim men atâ
Veya hayre me’mûlin ilû ümmetin halet"
Celcelutiye Kasidesi Tercümesi
Bismillahirrahmanirrahim
1. "Bismillah ile başladım; ruhum, onun sayesinde o besmele içinde saklı olan çok sırları keşfetti."
2. "İkincisinde onun yarattıklarının en hayırlısı olan Hz. Muhammed'e salavat getirdim. O Muhammed ki (dünyadan) bütün dalalet ve yanlışlıkları gidermiştir."
3. "Ey İlâhım! Senin ismine dayanarak dua ettim. Hep açık olan ve gittikçe parlayan Ehad ve Bedi' isimlerinle sana yalvarıyorum."
4. "Kadîr ve şanı yüce olan isminle senden istedim. Ey güçlü (kadîr) Allah’ım, sen işlerimi kolaylaştır."
5. "Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım! Daima, umut ederek sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi' isimlerini şefaatçi yaparak yüksek sesle bağırıp sana yalvarıyorum."
6. "Denizin ortasına vurulan kılıç gibi olan isimlerinle ey yaratanların en hayırlısı olan Allah’ım! Hâdiseleri yönlendiren, savaş ve barışı sağlayan isimlerinle sana yalvarıyorum ki, bu fitne ateşi söndürülsün!"
7. "Ey İlâhım! Her derde, her işe ânında müdahale eden ve sür’atli bir şekilde icabet eden Allah, Ehad ve Bedi' isimlerinle sana yalvarıyorum."
8. "Ki kalbin hayatını canlandırasın, yani ondaki kirleri gideresin. Kayyûmiyetinle onu ayakta tutasın, o kayyûmiyet sırrı onda hep var olsun ve daima parlasın."
9. "Bu Hayy ve Kayyûm nûrunun çok şimşeklerinden bir ziya üzerime parladı, yüzüme (kalbime) bir parıltı geldi ve şimşek çaktı."
10. "Ve kalbimin üzerine rahmet sağanakları döküldü. Kerîm olan, Mevlâ’mız Allah’ın hikmetiyle... Ve bu şekilde, bu rahmet, hikmet, kerem hakikatleri konuştular."
11. "Bundan sonra her yönden nurlar beni kuşattı. Ve büyük olan sahibimiz Allah’ın haşmeti, bizi yüceltti."
12. "Allah’ım seni tenzih ederim, sen yaratanların en hayırlısısın. Ve çok mükemmel bir şekilde çok çok yaratansın ve biat (antlaşma) yapanların en iyisisin!"
13. "Allah’ım! Beni maksadıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri şeklinde toplanan Hurûf-u Mukattaa hakkı için..."
14. "Muskama emanet olarak bırakılan harflerin sırrı hürmetine; isimlerinin nûrunun parlaklığı hürmetine; yüce olan ruhların hürmetine;"
15. "Bana nurlardan parlak bir feyiz akıt; üzerime gelsin, Nûr isminle kalbimin ölülüğünü dirilt!"
16. "Ey Allah’ım! Bana bir heybet ve celâl giydir. Düşmanların ellerini ilim sayesinde benden uzaklaştır."
17. "Allah’ım! Benimle her nevi düşman ve hased arasına perde koy, yüce olan ve barışı temin eden Kadîr ve Azîz isimlerinin hürmetine!"
18. "Tecelli etmekte olan Celâl ve azametinin nûruyla; merhamet ve şefkatinle; çok çok bereketli olan Kuddüs isminle, sen bu karanlıkları aydınlığa çevir."
19. "Ey bu milletin Rabbi olan Allah’ım! Sen Nûr ile ihtiyacımı yerine getir. Öyle bir Nûr ki, tecellisi seri olur. Ve hemen iş biter."
20. "Her bir peygamberini bir ism-i a'zama mazhar edip onları mucizelerle muvaffak ettiğin gibi, sen Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır." (Mucize değil de sen bana yetersin!)
21. "Ey azamet ve kibriya sahibi, sen sadece bana (ilmî) bir keramet ver; ilim esrarı bana açılsın çünkü sen bütün akılların ve zekâların sahibisin. Onlar ancak seninle açılıyorlar." (Burada " Halîm " kelimesi şefkatli manasından ziyade aklı, zekâyı hikmet dairesinde kullanan ve taşkınlıklara yol vermeyen zât demektir. Ki Araplar böyle kişilere akıllı / hikmetli manasında "Halîm" derler. Bu hakikat Sabûr isminin bir nevî tecellisidir.)
22. "Beni her türlü korku ve şiddetten kurtar; ince manası, kesin olan, hikmetli ve kuşatıcı bir söz ile..."
23. "Ey Celâl Sahibi Allah’ım! Beni "kün" kef' i ile koru! Ey heybetten ve muvaffakiyetsizlikten dolayı kırılan kırık kalpleri tamir eden ve onları canlandıran Allah’ım!"
24. "Bana (ilimden) bir deniz ver ve o denizin karasının en hayırlı kısmını bana nasib et; çünkü sen benim melceimsin ve bütün sıkıntılar, ancak seninle gider..."
25. "Ve üzerime rızkı rahmet seli gibi yağdır. Çünkü insanlar azmış olsa da sen onların umudusun."
26. "Sen düşmanlarımızı sağır, dilsiz ve kör et; (bizim ne yaptığımızı bilmesinler...) Ey güçlü Allah’ım! Sen Celâl ve büyüklüğünle onları kekeme eyle!" (Millete yanlışı anlatmasınlar!)
27. "Alîm ve Ganî isimlerinle beraber Kudretinin dairesinde, İsm-i A'zam'ınla yanlış yapmaktan korundum."
28. "Bütün insanların kalplerini üzerime cevir. Ve Selâm isminin hürmetine bana onlardan bir kabul duygusu nasib et!"
29. "Ya İlâhî işlerimi kolaylaştır ve bize izzet ve yücelik ver. Alî ve A'lâ isimlerinin hürmetine!..."
30. "Ve üstümüze örtünü sarkıtıver; kalplerimize şifa ver; Sen, korkulardan dolayı hastalanan kalplere şifanın ta kendisisin!"
31. "Ey Allah’ım! Bütün çalışmalarımızı bize bereketli kıl ve her şeyi kolaylaştıran "Hû" isminle bütün zorluk düğümlerini çöz!"
32. "Ey İlâhî! Allah, Hû, Hàyra'l-Hàlikîn isimlerinle ve bütün rızıkların, güzelliklerin onun cömertlik hazinesinden gelişip gelen Cevad isminle sana yalvarıyorum."
33. "Senin kudretinle, her cihetten gelen bütün düşmanları reddediyoruz, geri gönderiyoruz! Ve sen ism-i A'zam'ınla, uzaktan onlara vurup, onları dağıtıyorsun!"
34. "Ya Rabbi, Ya Ze'l-Celâl Allah’ım! Çöl kelerinin gelip kendisine şikâyette bulunduğu, Hz. Muhammed hürmetine sen o düşmanlarımızı rahmetinden mahrum et!" (Onları başarısız kıl!)
35. "Ya İlâhî! Umudum sensin, efendim sensin; eğer bana tam isabet edecek bir ok atmak istemişlerse, sen onların okunu yamult!" (onlara dönsün!)
36. "Ya Rabbi! Kesin olan iraden ile bütün zarar verenlerin tuzaklarını ve içlerinde sakladıkları kinlerini benden çevir."
37. "Ey kendilerinden dilekte bulunulanların en hayırlısı ve ihsan edenlerin en hayırlısı; ey umut edilenlerin en hayırlısı, Sen gelmiş geçmiş bu ümmete rahmet eyle!" (Onları muvaffak eyle!)
38. "İsmi Nûr ve güzellik olan yıldızımı parlat; günler ve asırlar boyunca, ey sürekli parlayan Nûr olan Allah’ım!"
39. "Senin Allah, Ehad, Celâl, Celîl, Bedi', ..., isimlerin hep parlamaktadırlar."
40. "Bütün dualara kesin cevap veren isimlerini sayarak..." "O isimlerinin ortaya çıkıp parlamasıyla çevrenin bereketiyle....."
41. "Nûr lambası, tutuşturuluyor, gizlice açıklanıyor. Lambaların lambası tutuşturuluyor, gizlice aydınlanıyor."
42. "Celâl ve Hàlık isimlerinin nûruyla; ve kibriyanla; çok bereketli olan Kuddüs ismiyle; bu fitne ateşi söndürüldü."
43. "Allah, Hû, Samed, Cebbar, Kahhar isimleriyle ve savaş deniziyle yükselen düşmanlık ateşi söndürülecektir."
44. "Allah, Hak, ..., Cemîl, Vedûd ve Mucîb, ... isimlerinin hürmetine..."
45. "Mürîd, Cemîl, Zâhir isminle taksim edilen; yüce ve yüceltilen ayetlerin (ve tefsirlerinin) şanı hürmetine..."
46. "..." ; 47. "..."; 48. "..." (1)
49. "Selâm isminle duamı kabul et ve benimle beraber ol; düşmanlara karşı bana sen kâfi gel; çünkü onlar çok azdılar."
50. "Ey yüceler yücesi, sen gerçekten yücesin; sen gerçek Haksın, diğer işler sadece araya giren bir rüzgâr esintisi gibidir."
51. "Senin dergâhına gelen ve iltica eden bütün havl (kasdî güç) ve şiddetli saldırı, ancak seninledir ve senin bu kuvvetinle ancak zulmet dağılır."
52. "Tâhâ, Yâsîn ve Tâsîn ile bizim için ol, saadetimiz için Tâ Sîn Mîm ile bize dön!"
53. "Kâf, Hâ, Yâ, Ayn ve Sadlarıyla; bizi kuşatan her kötü gözden korunuruz!"
54. "Hâ, Mîm, Ayn sonra Sîn ve Kaflarıyla; Selâm isminle her nevi kötülükten korunuruz!"
55. "Kaf ve Nûn ve onlardan sonraki Hâ Mîm ile yine korunuruz. Ve Duhan suresinde sağlam bir sır vardır."
56. "Elif Lam ile ve Nîsâ sûresiyle ve Mâide ukùduyla; En'âm ve Nûr surelerinde bir nur parlamıştır."
57. "Elif Lâm sonra peşlerindeki "Ra" sırrıyla; Nûr isminle bütün (süflî) ruhanîlerin üstüne çıktım."
58. "Elif Lam sonra Mîm ve Ra'sı ile ruhların mecmaına yükseldim. Fakat hakiki Ruh çok yücedir."
59. "Kitabın (Kur'an'ın) bütün Hâ Mîm'lerinin sırrıyla üzerime Nûr isminin fazlı aksın, ey bölümlere ayrılmış Nûr!"
60. "Amme, Abese, Nâziat ve Târik sûrelerinle Ve's-Semâ-i Zâti'l-Burûc ve Zilzal sûrelerinde..."
61. "Tebâreke, sonra Nûn, sonra Seele Sâil sûreleri hürmetine. Hümeze, Ve'ş-Şemsi Küvvirat surelerinde..."
62. "Ve'z-Zâriyât-i Zerven, Ve'n-Necmi İzâ Hevâ ve İkterabet sûreleriyle bana işler yakınlaştırıldı."
63. "Bütün Kur'an sûrelerinin içinde hizip ve ayet olarak, okuyanın okuduğu ve manen nâzil olduğu kadar sırlar vardır."
64. "İşte ey Allah’ım! Senin fazlınla bu şekilde yazdırdığın üstün kitaplar hürmetine sana yalvarıyorum."
65. (Mealen) "Rahman ve Rahim isminin tecellisiyle yeni ve harika olarak esmâ-i hüsnâna dayanılarak yazılmışlar ve Hakîm ismiyle taksim edilmişler."
66. "... Senin esmâ-i hüsnân sırrıyla fetih ve nasrı (ilâhî yardımı) sür’atli netice verirler."
67. "Kibriya ve hâkimiyetinin nuruyla ey efendim! Âyetü'l-Kübra ile beni âni felaketlerden emin kil!"
68. "Ey İlâhım, zuhûr ve kemalâtının hakkı için ve bu şekilde odaklanan esmâ-i hüsnân ile beni dağınıklıktan kurtar..."
70. "Bunlar Nûr harfleridir. Yüce ve yüksektirler. Asâ-yı Mûsa ismiyle de karanlık dağıldı."
71. "Ya Rabbi onun sırrıyla sana yalvarıyorum. Gayet zillet içindeki birinin yalvarışıyla… Ki; onunla insanlar hidayet buluyor…"
72. "Bu manadaki bütün kelimelerin şan ve şerefi, üstünlüğü vardır. Günler ve çağlar devam ettikçe; Ya Rabbi sen şefkat et!"
73. "Ya Rabbi, gerçekten ben Seni çağırdım; bütün ayetlerle ve ayetlerin içindekileriyle Sana yalvardım!"
74. "İşte bütün bunlar nur kelimeleridir, onların hususiyetlerini topla. Ve manalarını tahkik et; bütün hayır onlarla tamamlanır…"
75. "İşte Ya Rabbi, bana muahhar bir yardımcıyı daima hazır et: Allah’ın ifriti; onunla bütün sıkıntılarımı gider…"
76. "O ifrit içinde bana itaat eden bir hizmetkârı musahhar kıl; Fatiha ve peşinde gelen Kur'an hurufâtı hürmetine…"
77. "İşte Ya Rabbi! Senin o İsm-i A'zam'ınla Sana yalvarıyorum ki; onunla dua edildiği zaman bütün işler kolaylaşır."
78. "Ya İlâhî! Sen zayıflığıma acı, zellelerimi bağışla; o dua sayesinde ki, bütün peygamberler onlarla dua etmiş ve yalvarmıştır…"
79. "Ey Hàlikım! Ey Efendim! İhtiyacımı kaza et. Ya Rabbi bütün işlerim sana teslimdir…"
80. "Ya Rabbi! Hz. Muhammed'in sana olan yakınlığıyla (velayetiyle) sana yalvarıyorum ve onda birleşen Esmâ-i Hüsnâ'n ile Sana yalvarıyorum."
81. "Sen cömertliğinle, af ve safhınla tövbelerimizi kabul etmekle miskin olan kuluna muamele et; beni kötü bakışlardan koru!"
82. "Beni hayra, doğruluğa ve takvaya muvaffak eyle ve yüksek cemaat ile Firdevs Cennetine yerleştir."
83. "Hayatımda ve öldükten sonra ve kabrin karanlıklarını üstümden atıp, nuru görünce bana şefkatle muamele et."
84. "Ve haşirde ya İlâhî amel defterimi beyaz kıl; eğer tartılarım hafif gelirse, sen onları ağırlaştır."
85. "Beni hızla Sırat sınırından geçir. Beni ateşin (cehennemin) ve içindekilerin sıcaklığından koru!"
86. "Ve işlediğim bütün günahlarda bana müsamaha göster. Çok çok kabarık olsa da benim bütün günahlarımı affet…"
87. "İste ey şanı yüce İsm-i A'zam'ı taşıyan! Sen tehlikeli bütün durumlardan kurtulacaksın, sonunda selamete ereceksin."
88. "Dövüş, çekinme; savaş, korkma; vahşilerle mamur olmuş bütün her yere bas!"
89. "Karşıla, kaçma; dilediğin her düşmanla mücadele et; her yeri kuşatmış olsalar da kralların şiddetinden korkma!"
90. "Korkacağın bir yılan olmayacak; göreceğin bir akrep olmayacak ve sallanarak sana gelen bir arslan olmayacak!"
91. "Kılıçtan korkma, hançerin darbesinden korkma, mızraklardan korkma ve okların şerrinden de korkma!"
92. "İşte bunu okuyanın mükâfâtı Zât-i Ahmediye'nin şefaatidir. Ve cennetlerde saf olmuş hurilerle beraber haşrolacaktır."
93. "Ve bil ki, Hz. Muhammed Mustafa peygamberlerin en hayırlısıdır. Ve Allah’ın dağınık (çeşit çeşit) yaratıklarının en üstünüdür."
94. "Her ihtiyacın anında O'nun (asm) makamını kendine şefaatçi yap; Ondan iste ki zulümden ve azgınlardan kurtulasın…"
95. "Ya Rabbi! Her gün ve her saat, her eşya hareket ettikçe, Sen, mücteba olan Hz. Muhammed Mustafa'ya salât ve rahmet indir."
96. "Sen o Resul-i müctebaya ve bütün ailesine salât indir; yer bitkileri ve rüzgârın esintileri kadar."
97. "Yeri ve göğü dolduran bir salât ile ona salavât indir. Parlayan gök gürlemeleriyle beraber, yağan bulutların yağmuru kadar…"
98. "Ey Muhammed (asm), bizzat Allah ve meleklerinin sana salât ve selam etmesi sana yeter."
99. "Sen de daima, yalvararak ona selam ve barış elini uzat. Güneş doğup günler ve çağlar geçtikse…"
100. "Haşim ailesinden temiz olanlara da selam et. Hacıların hac edip verdikleri selam sayısınca…"
101. "Ya İlâhî! Ömer ile beraber Ebu Bekir'den razı ol; sâbit-kadem olan Haydar ile beraber Osman'dan da razı ol:"
102. "Ve böylece bütün Âl ve Ashabtan da razı ol, evliya, salihler ve içlerinde barınanlardan da razı ol…"
103. "Bu Hz. Muhammed'in amcasının oğlu olan Ali'nin makalesidir. Mahlukatla alakalı bütün bilgi sırları ve gizli bilgiler onda toplanmıştır."
Dipnotlar:
(1) Bu isimlerin meali tam bilinmemektedir.
Aziz Günel bu üç beyte söyle meal vermiştir:
"Rahatlık buldu, kanallara girince;
Yükseldi zirveye yürüyerek çıkınca;
Kanallardan geçerken yardıydı vadileri;
Mayalanmış, büyümüş ve yükselmiş bir gelişme ile;
Şişmiş, süratli yükselmiş dağlar
Onun varlığıyla kâinat mamur olmuş."
“Selâm isminle duamı kabul et...”
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Celcelutiye nedir?
Celcelutiye, Hazreti Ali Efendimiz’in şerh ettiği, Arapça, içinde yer yer Süryanice kelimeler de bulunan bir kaside, bir duadır. Celcelutiye kasidesinin kendisi değil, onun aslını teşkil eden muhtevası itibariyle kudsi hadis gibi veya zımnî (gizli) bir vahiy olarak telakki edilebilir. Celcelutiye, Peygamber Efendimizin (asm) telkinatlarına göre yazıldığı ve hadisler de vahiy kaynaklı olduğu için Celcelutiye de netice itibariyle vahiy kaynaklıdır. İçerisinde pek çok gaybi haber vardır.
Celcelutiye kasidesinin kaynağı nedir?
"Ramuzu’l-Ahâdis" adlı eserin de sahibi olan büyük âlim ve mutasavvıf Ahmed Ziyaeddin Gümüşhânevî’nin “Dersaadet-1311" neşir tarihli "Mecmuatu’l-Ahzab" adlı üç ciltlik eserinin, “Şazeli” adını taşıyan cildinin 499-531 sayfaları arasında yer almaktadır.
Celcelutiye kasidesinde Hz. Ali (ra) neden Süryanice ibare ve kelimeler kullanmıştır?
Süryanice ve İbranice, Müslümanlarca, Hıristiyanlarca ve Yahudilerce bilinen ortak bir lisandır. Süryanice ebced ve cifir ilmine uygunluğu dolayısıyla, ilim çevrelerince tercih edilir. Havas ilmine göre bazı gizli ilimlerin daha veciz ifadesine imkân verir. Arapça ile birlikte kullanıldığında mana derinliği artmaktadır.
Ayrıca, bildirildiğine göre daha önceleri İbranîce ve Süryanîce konuşan birçok peygamber bu kasidenin aslî muhtevasıyla münacatta bulunmuş ve o sayede değişik sıkıntılardan kurtulmuşlardır. (1) Hz. Ali (r.a) de bu muhtevayı tanzim ederken eski peygamberlerin hatırasını yad etmek maksadıyla Süryanîce sözcükler kullanmış olabilir.
Celcelutiye kasidesi ile meşgul olan büyük zatlar olmuş mudur?
Evet olmuştur. İmam Gazalî, Celcelutiye kasidesi için bir şerh yazmıştır. "Mecmuatu’l-Ahzab"ın Şazeli cildinin –derkenarda- 508-526 sayfaları arasında yer almaktadır. İkinci bir şerhi de bir Kutb-u azam olan Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri yazmıştır. Bu da aynı kitabın 527-551 sayfaları arasında bulunmaktadır.
Celcelutiye kasidesinin içeriği ve konusu nedir?
Celcelutiye’nin konusu, aslen Allah’a, Esma-i Hüsnası ve Kur’an surelerinin isimleriyle ile yapılan bir münacattır. İçinde İsm-i Azam’ı taşıyan bu dua, ilm-i cifir ve ebced hesabı kaideleriyle gelecekten bazı haberlerin şifrelerini taşır.
Hz. Ali (ra)’ın cifir ilmi ile meşgul olduğu ve bazı haberleri bildirdiği söyleniyor. Bir örnek verir misiniz?
Elimizde Hz. Ali’ye isnad edilen Kitab’ül-Cefr el-Cam’ ve Misbah’un-Nur el-Lami’ adlı eser bulunmaktadır. 1287 Hicri yılında basılan nüshası da elimizde bulunmaktadır. Bu kitaplar doğrudan cifir ve ebced hesabıyla alakalıdır. (2)
Hz. Ali (ra) meşhur Ercuze kasidesinde, “Dokuz karn sonra (o günün ıstılahında, karn 60 yıldır), şark kavimleri, Arab üzerine hücum edecek, galebe edip hayvan gibi Arab’ı kesecek. Bunlar, öyle müthiş fitneler, musibetler ki, en karanlık geceden daha ziyade karanlık olacak.”demiştir. (3) Bu kasidede Hz. Ali (ra) Abbasî devletinin başına gelen yıkım felaketine “tarih vererek” işaret etmiştir. Buna tarihte Hülagu fitnesi denir. Hülagu 1258’de Bağdat’ı işgal ederek halkı kılıçtan geçirmiş, Abbasi Halifesi Musta’sımı ve bütün aile efradını öldürtmüştür. Cengiz Han’ın torunu, Tülay Han’ın oğludur. Tarihte en çok kan döken hükümdar olarak bilinir. Abbasi Devleti’ni yıkan Moğol Başkumandanıdır.
Cifir ilmi nedir? Ebced ile cifir arasındaki fark nedir?
İlm-i cifir, “gelecekte vuku bulacak olayları değişik metotlarla öğrettiğine inanılan ilmin adı” şeklinde tanımlanır.(4) Sosyolog İbn Haldun’a göre ilm-i cifir, bir disiplinden ziyade şahsî kabiliyetle ilgili olup, ilham ve keşif ilişkisi üzerinde durur. (5)
Ebced ile cifir yöntemleri arasındaki en önemli fark şudur: Ebced gerçekleşmiş olanın, cifir ise gerçekleşmesi muhtemel olanın ilmidir. (6)
İmam Gazali Celcelutiye’nin şerhini yaparken nasıl bir yöntem izlemiştir?
İmam Gazali’nin Celcelutiye şerhi, Ziyaaddin Gümüşhanevî Hazretlerinin derlediği Mecmuatu’l-Ahzap adlı eserinin “Şazelî” adlı cildin 508. sayfasından itibaren başlar. Ancak bu şerhler, kelimelerin açıklamasından ziyade kasidede yer alan beyitlerin hassalarını açıklayan bir mahiyettedir. Süryani kelimelerden az bir kısmının anlamı verilmiştir.
Celcelutiye duası hangi beyitler ile başlayıp hangi beyitler ile bitmektedir?
Bede'tü bibismillêhi rûhi bihî nehtedet
İlê keşfî esrarin bibatinihi intavet
1.Bismillah ile başladım; ruhum, O'nun sayesinde o besmele içinde saklı olan çok sırları keşfetti.
Megâlü aliyyi vebni ammi Muhammedin
Vesirru ulûmin lil [k]halêigi cummiat
103. Bu Hz. Muhammed'in amcasının oğlu olan Ali'nin makalesidir. Yaratıklarla ilgili bütün bilgi sırları ve gizli bilgiler onda toplanmıştır. (7)
Celcelutiye duasına itibar etmeyen kişilere karşı nasıl bir tutum sergilemeliyiz?
Celcelutiye duası “Amelî hüküm” ihtiva eden bir metin değil; feyizli bir münâcâttır. Otorite hadis kitaplarında geçmemektedir. Zaten hadis kitaplarının her birinin, bütün sahih hadislerin ve sıhhatli rivayetlerin hepsine yer vermesi teknik olarak mümkün değildir. Peygamber Efendimiz’in (asm) dâr-ı bekâya irtihalinden sonra ümmet haklı olarak topyekûn hadis toplama seferberliğine girişmiş, genelde “amelî hüküm” ihtiva eden ve kaybolmak tehlikesi arz eden hadislerin rivayetine ehemmiyet verilmiş ve kitaplarda toplanmış, münacat ve zikir cinsinden olan hadisler için aynı hassasiyet gösterilememiştir. Fakat bazı büyük zatlar Celcelutiye gibi sırlı duaları nakletmiştir.
İtiraz edenler ile uhuvvet bağını veya îmânın halâvetini rencide edecek tartışmalardan uzak durmak isabetli olacaktır. Çünkü bu kasidenin aslının vahiy olduğuna inanmamak da, inanmak da, kişiyi dinen bir sorumluluk altına sokmaz, bu duaları okuyan feyizdâr olur, okumayan feyzinden mahrum kalır ve kendisi bilir.
Celcelutiye kasidesininde içinde bulunduğu Mecmuatu’l-ahzab nasıl bir eserdir? İçinde hangi evrad ve ezkarlar vardır?
Tasavvuf, Hadis, Fıkıh ve Akaid alanlarında önemli eserlerini Arapça olarak kaleme alan Gümüşhanevî’nin evrâd ve ahzâbın derlenmesinden meydana gelen Mecmûatü’l-ahzâb’ isimli üç ciltlik kitabı, alanında hem muhteva ve hem de hacim bakımından ilk sırada yer alan önemli bir eserdir. Mecmûatü’l - ahzâb’ın muhtevası kısaca şöyledir:
I. Cild:
Mecmûatü’l - ahzâb’ ın birinci cildinde ilk olarak Ebu’l-Hasan Şazeli’nin 31 Hizbi yer alır. Ayrıca bu cildde Şeyh Ali Vefa, Şeyh İbrahim Dusuki, Muhammed Sünüsi, Şeyh Abdulğani Nablüsi, Şeyh Sadreddin Konevi, Hz. Ali, İmam Gazzali, Şeyh Ahmed Ulvan el-Yemeni, Üveys el-Karani, Hz. Hasan ve Hüseyin, İmam Remli, Hz. Enes, Ebu’s-Suud, Ebu Cafer Mansur, Şeyh Şihabuddin Sühreverdi, Şeyh Ahmed el-Buni’ye ait hizbler yer alır. Sonra Hz. Hızır’ın virdi ve duası, 19 kaside bulunur ki bunlar, Adulkadir Nablüsi, İmam Gazzali, Kadı Zekeriyya el-Ensari, İmam Şafii, Ömer b. Farıd, ve Zeynulabidin’e aittirler.
Bu cildde 91 hizb, 32 kaside, 5 salat, 5 vird, 1 münacat, 1 evrad, 1 dua, yer alır.
II. Cild:
Bu ikinci cilt, Şeyh Bahauddin en-Nakşibendi’nin virdiyle başlar. Burada 25 vird, 5 evrad, 17 salat, 36 hizb, 9 münacat, 12 na’t, 3 kaside, 3 esma-i ashab, 5 evrad, 2 dua, 1 istiğar, 1 Ayatü’z-Zebür, 4 kaside, 1 Hiye bulunur.
III. Cild:
Şeyhi Ekber’in Salatıyle başlayan bu cildde 197 dua, 41 salat, 19 hizb, 3 evrad, 2 vird,17 tesbih, 1 vifk, 1 münacat bulunur. Bunlardan başka Mecmuatu’l-ahzab’ın sayfa kenarlarında da bazı risaleler vardır.(8)
Kaynaklar :
Benim anlamadığım Bediüzzaman hazretleri gibi müdakkik, muhakkik bir zat neden sağlam kaynaklardan zikirler,dualar tavsiye etmiyor, elbette bir bildiği vardır, ama bir bildiği vardır demek yeterlimi? Celcelutiyye hakkında türlü varsayımlar söyleyenler var hali ile bana kaynak göster diyorlar, ben gümüşhanevi hazretlerini ve said nursiyi(r.h) kaynak gösteriyorum onlarda insan hata yapabilirler diyor.... sağlam bir kaynak istemektede bir nebzede olsa hakları var, ve haklılar zira üstadın dediği gibi çok silik söz ticarette geziyor... Ehli sünnet ile gelemediğj için insanlar hali ile temkinlide yaklaşıyor....