"Kuvve-i maneviye-i itikadları cesur birer zabit gibi, kuvve-i maneviyeyi ehl-i imanın kalplerine verip müminlere manen mukavemet ve cesaret veriyorlar." Nur Talebesi manevi zabıta mı?
Değerli Kardeşimiz;
Manevi destek, manevi zabıtalık, manevi muhafızlık, manevi bereket gibi mefhumlar, gözle görülür, elle tutulur ve akılla ölçülür bir şey değildir.
Mesela; bir beldede bir Allah dostu olsa, onun o beldeye manevi himmetleri ve çok büyük menfaati olur. Ama bu himmet ve menfaat müşahhas ve maddi şeylerle izah edilemez. Mesela rahmet yağsa, büyük bir bereket ve bolluk olsa, insanlar bunu sebeplere verir, işin manevi cihetini göremez. Ama işin hakikatinde o bereketin inmesinde o Allah dostunun bir vesilelik ciheti vardır.
Nur talebelerinin bulundukları belde, kasaba ve şehirlerde manevi bir zabıta ve muhafız olması da benzer bir durumdur. Nur talebelerinin hiçbir menfi harekete kalkmamaları, hep müsbet hareket düsturu ile hizmet etmeleri bunun açık delilidir. Nur Talebeleri ve onların mesleği olan iman hizmeti manevi bir sigorta gibidir.
Üstad Hazretleri akıl almaz zulüm ve işkencelere maruz kaldığı, senelerce hapis yattığı, sürgüne gönderildiği, daima tarassut altında tutulduğu hâlde, menfi hiçbir harekete karışmamış, daima müsbet hareket etmiş, bedduayı bile menfi hareket saymış; kendisine hapishanelerde yer hazırlayıp, zulmedenlere bile hakkını helal etmiş, talebelerine de sabrı ve müsbet hareketi tavsiye etmiştir.
Diğer bir husus, âmi bir mümin zihinleri ifsat eden batıl bir fikirle karşılaşsa ve dese ki "Nur Talebeleri Allah’ın varlığını ve birliğini iki kere iki dört katiyetinde ispat ediyorlarmış, ben bunu işitmiştim." Bu duyum bile o âmi adamın imanını muhafaza etmeye kâfi gelebiliyor.
Nur Talebeleri bu manada avam-ı mümininin arkasında kuvvetli ve sarsılmaz bir kale gibidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü