Dünyada ekseriyetle küfür sürüyor, yeni yeni İslam'a girmeye başlandı. Evrim kabul edilmiş, ilim adamlarının çoğu ateist. Hâlâ büyük deccal var diyebilir miyiz?
Değerli Kardeşimiz;
Deccal, bir şahıs değil, bir şahs-ı manevîdir. Yani bir fikirdir. Sonuna "izm" gelen fikir cereyanları gibi. Ama her şahs-ı manevînin de bir temsilcisi vardır. Onların ölmesi, fikirlerinin de ölmesi demek değildir. Mesela Lenin öldüğü halde, komünizm hâlâ devam etmektedir.
Diğer taraftan, fikirlerin çürütülmesi, hemen yeryüzünden silinmesi manasına gelmez. Evrim teorisi laboratuvarda yapılan bir çalışma ile yanlışlığı kesin deliller ile ispatlanması halinde, ikinci adım olarak da insanlara bu düşüncenin anlatılması gerekmektedir. İnsanlara ulaştırılamayan bir bilginin tesiri de görülemez.
Risaleler, küfrün muhaliyetini ispat ile küfrün belini kırmıştır. Ancak bu bilgilerin halka ulaştırılması lazımdır. Böyle bir vazife ise herkese düşmektedir. Vazifemizi yapmadan, neticenin değişmesini beklemek fıtrat kanunlarına muhaliftir. Evet deccalizm öldürülmüştür. Ama bu ölümün her farafa duyurulması lazımdır. Hizmetler ise bunun için yapılmaktadır.
Peygamber Efendimiz (asm) geldiği zaman, hak gelmiş ve batıl zail olmuştu. Ama insanlara ancak yirmi üç senede anlatılabildi.
“Tesadüf, şirk ve tabiat”tan teşekkül eden fesad şebekesinin âlem-i İslâmdan nefiy ve ihracına, Risale-i Nur’ca verilen karar infaz edilmiştir.” (Mesnevi-i Nuriye)
İlmî kongrelerde bir nazariye ortaya atılıyor, sonra ispatlanıyor ve kanun şeklini alıyor. Ama bu karar, falan köye otuz sene sonra ulaşabiliyor.
İşte Risale-i Nur’daki tevhid bahislerinin yazılmasıyla şirkin kökü kesilmiştir. Tabiat Risalesi’nin yazıldığı gün, tabiatperestlik fikri mağlup olmuştur. Her varlığın sonsuz bir ilim, irade ve hikmetle yaratıldığının ispat edilmesiyle tesadüfün işi bitmiştir.
Üstad’ın koyduğu ehemmiyetli bir kayıt var, “âlem-i İslâm” kaydı. Yani artık İslam âleminde bu ifsat hareketi kök salamaz, taraftar bulamaz, hükmünü icra edemez. İslâm ülkelerinde, bu fesat şebekesinin bir kolu olarak faaliyet gösteren kişiler, bu ifsatlarına yine devam edecekler, ama bunu topluma mal edemeyeceklerdir, nitekim edemediler de.
Kendilerini bir şeylerle kandırmak ve avutmak isteyen inançsız cemiyet ve milletlerde batıl düşüncelerin kabul görmesi ayrı meseledir. Bunlarda, bir fikri ölçüp biçerek kabul etmek değil, nefislerinin hoşuna giden yanlış bir inanca sarılmak ve öylece düşünmeden yaşamak söz konusudur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü