Deccal şahıs mıdır? Şahs-ı manevi veya fikri bir akım olarak yorumlamak doğru mudur?

Soru Detayı

Kardeşlerim soru detayı buraya sığmadı, şu linkten sorumu okuyabilirsiniz: https://1drv.ms/w/s!AikDsne-Fzqpg0MlRVdxQgeSyyGk?e=eUdenZ Sorum baya uzun oldu. Allah razı olsun.

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

- Temim-i Dari’nin deccal hadisi (cessase) meşhurdur. Ancak diğer hadislerde zikredilen deccalın vasıflarından farklı bir tablosu vardır. Onun için o konuda fazla söylenecek söz yoktur.

- Bu uzun soruda bizi ilgilendiren konu: Bediüzzamanın "deccal" hakkında “bu bir felsefe, fikir akımı, şahs-ı manevi olduğunu” beyan etmesidir. Bu ise birçok hadisin şahıs olarak gösterdiği deccalın profiline uymaz.

İşte biz bu konuya cevap arayacağız ve bu konuda Üstad'ın söylediklerini birkaç madde halinde arz etmeye çalışacağız:

a) “... Öyle ise o eşhas (Hz. İsa, Hz. Mehdi, deccal), hatta o müthiş Deccal dahi çıktığı zaman çokları, hatta kendisi de bidayeten deccal olduğunu bilmez. Belki nur-u imanın dikkatiyle, o eşhas-ı âhir zaman tanılabilir."

"Alamet-i kıyametten olan Deccal hakkında hadîs-i şerifte 'Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü eyyam-ı saire gibidir. Çıktığı zaman dünya işitir. Kırk günde dünyayı gezer.' rivayet ediliyor. İnsafsız insanlar bu rivayete muhal demişler. Hâşâ şu rivayetin inkâr ve ibtaline gitmişler. Halbuki وَالْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ hakikatı şu olmak gerektir ki:

"Âlem-i küfrün en kesafetlisi olan şimalde, tabiiyyunun fikr-i küfrîsinden süzülen bir cereyan-ı azîmin başına geçecek ve uluhiyeti inkâr edecek bir şahsın, şimal tarafından çıkmasına işaret ve şu işaret içinde bir remz-i hikmet vardır ki: Kutb-u şimalîye yakın dairede bütün sene, bir gece bir gündüzdür.”(1)

b) “...Âhir zamanda Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelecek, Şeriat-ı Muhammediye (A.S.M.) ile amel edecek mealindeki hadîsin sırrı şudur ki:

"Âhir zamanda felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkâr-ı uluhiyete karşı İsevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılab edeceği bir sırada, nasılki İsevîlik şahs-ı manevîsi, vahy-i semavî kılıncıyla o müdhiş dinsizliğin şahs-ı manevîsini öldürür; öyle de Hazret-i İsa Aleyhisselâm, İsevîlik şahs-ı manevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı manevîsini temsil eden Deccal'ı öldürür; yani inkâr-ı uluhiyet fikrini öldürecek.”(2)

Burada Hz. İsa ve Deccalın şahs-ı manevileri yanında gerçek şahısları da söz konusu edilmiştir. Zaten hiçbir fikri akım yoktur ki, o silsilenin başında bir şahıs bulunmuş olmasın! Her fikir akımın mutlaka bir şahsı da vardır.

c) “Hadîs-i sahihte rivayet edilen: 'Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın geleceğini ve şeriat-ı İslâmiye ile amel edeceğini, Deccal'ı öldüreceğini' imanı zaîf olanlar istib'ad ediyorlar. Onun hakikatı izah edilse, hiç istib'ad yeri kalmaz. Şöyle ki:

"O hadîsin ve Süfyan ve Mehdi hakkındaki hadîslerin ifade ettikleri mana budur ki: Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:

"Birisi: Nifak perdesi altında, risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m) inkâr edecek Süfyan namında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine bağlanan, ehl-i velayet ve ehl-i kemalin başına geçecek Âl-i Beyt'ten Muhammed Mehdi isminde bir zât-ı nuranî, o Süfyan'ın şahs-ı manevîsi olan cereyan-ı münafıkaneyi öldürüp dağıtacaktır."

"İkinci cereyan ise: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyan-ı Nemrudane, gittikçe âhir zamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir...Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder...o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur edecek...Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır.”(3)

d) “...Deccal'ın şahs-ı surîsi insan gibidir. Mağrur, firavunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan; surî, cebbarane olan hâkimiyetine, uluhiyet namını vermiş bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat şahs-ı manevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azîmi, pek cesîmdir. Rivayetlerde Deccal'a ait tavsifat-ı müdhişe ona işaret eder. Bir vakit Japonya'nın başkumandanının resmi, bir ayağı Bahr-i Muhit'te, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Artür Kal'asında tasvir edilmiş. O küçük Japon Kumandanı'nın bu surette tasviriyle, ordusunun şahs-ı manevîsi gösterilmiş.”(4)

e) “Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: Âhir zamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev'-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.”(5)

Hülasa, Risale-i Nur’da deccalın şahs-ı manevisinden söz edilirken, onun insan olan şahsı asla inkar edilmemiş, bilakis aynı yerlerde ona da özel vurgu yapılmıştır.

Bu gibi hadisleri inkâr eden bazı yarım hocalara karşı Üstad bu hadisleri müdafaa edip onların güzel tevillerini gösterdiği halde, bu kez ona karşı yersiz itirazların varlığı gerçekten tuhaf ve gerçeklerden pek uzaktır.

Dipnotlar:

(1) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal.
(2) bk. Mektubat, Birinci Mektup.
(3) bk. age. On Beşinci Mektup.
(4) bk. age.
(5) bk. age. Yirmi İkinci Mektup, Birinci Mebhas.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...