"Eâzım-ı müçtehidîn hapis çekmiş ve İmam-ı Ahmed ibni Hanbel gibi bir mücahid-i ekber, Kur’ân’ın bir tek meselesi için hapiste pek çok azap verilmiş..." Bu hangi meseledir acaba?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem kalbime geldi ki, madem İmam-ı Âzam gibi eâzım-ı müçtehidîn hapis çekmiş ve İmam-ı Ahmed ibni Hanbel gibi bir mücahid-i ekber, Kur’ân’ın bir tek meselesi için hapiste pek çok azap verilmiş ve şekvâ etmeyerek, kemâl-i sabırla sebat edip o meselelerde sükût etmemiş. Ve pek çok imamlar ve allâmeler, sizlerden pek çok ziyade azap verildiği halde, kemâl-i sabır içinde şükredip sarsılmamışlar."(1)
Ahmet bin Hanbel (ra)’in davası, meşhur "mihne davası"dır.
Mutezile mezhebi Allah’ın Kelam sıfatını inkâr ettikleri için, “Kur’ân-ı Kerim Allah’ın kelam sıfatından değil, yaratma sıfatı olan kudret sıfatından gelmiştir”, diyerek, Ehl-i sünnete muhalefet ediyorlar. Mutezile mezhebinin "Kur’ân-ı Kerim mahlûktur, yani yaratılmıştır" demelerinin ardında, Allah’ın hak ve sabit olan kelam sıfatını inkâr vardır. Bu da Ehl-i sünnet akidesine ters bir düşüncedir.
İşte Ahmed bin Hanbel (ra) bu batıl düşünceye muhalefet etmiş; "Kur’ân mahlûk değildir" diyerek, onun kudret sıfatından değil, sabit ve daimi olan kelam sıfatından gelen bir hidayet rehberi olduğunu ilan etmiştir.
O dönemlerde Abbasi halifeleri Mutezile mezhebini savunduğu için, iktidar sultasını da kullanarak başta Ahmed bin Hanbel olmak üzere Ehl-i sünnet âlimleri üzerinde büyük bir baskı uyguluyor ve zulüm ediyorlardı. İşte Ahmed bin Hanbel’in çektiği bu sıkıntılara ve maruz kaldığı zulümlere tarih “mihne” adını veriyor. Üstad Hazretlerinin de işaret ettiği hâdise budur.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Altıncı Lem'a, On Altıncı Rica.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü