"En kıymettar âletleri en kıymetsiz şeylerde sarf edip nefsine zulmettin." Üstad bu cümlede "nefse zulüm"den bahsediyor. Nefse zulüm olur mu, olursa nasıl olur?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Zulüm, başkasının hukukuna tecavüzdür. Başlıca şu üç şekilde kendini gösterir:

1. Allah’ın hukukuna tecavüz.
2. İnsanların ve sair mahlukatın hukukuna tecavüz.
3. Nefsin hukukuna tecavüz.

İnsan, Allah’a iman ve O’na ibadet etmekle mükelleftir. İmanının gereğini yapmaz veya amelinde başka şeyleri gözeterek hareket ederse şirke düşer. Şirk ise ayetin ifadesiyle “büyük bir zulümdür...” (Lokman, 31/13)

Sebeplere aşırı bağlanmak, mahlûkattan korkmak, insanların teveccühüne talip olmak, birer şirk örneğidir. Üstadımız bunların “şirk-i hafi” yani gizli şirk olduğunu ifade eder.

Haksızlık yapmak, zulmetmek, malı gasb etmek, gıybet yapmak, iftira etmek insanların hukukuna tecavüzdür.

İnsanın kendisine emanet olarak verilen maddî ve manevî cihazlarını Allah’ın emrettiği şekilde değil de nefis hesabına çalıştırması da nefse tecavüzdür. Nefsimizi ve malımızı Allah’a satmamızla ilgili ayette de nefis bu mânada kullanılmıştır.

Adaletin bir tarifi de her hak sahibine hakkını vermektir. Bu aletlerin hakkı onları Allah’ın razı olduğu gibi kullanmak ve onlarla ebedî bir saadeti kazanmaktır. Aksi yolda giden insan, kendini cehenneme ehil olacak bir vaziyete düşürür ve nefsine zulmetmiş olur.

“...Kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, nefsine zulmetmiş olur...” (Talak, 65/1)

âyeti de bu hakikati ifade etmektedir. Helal belli haram bellidir. Bunlara riayet etmeyen kişi, Allah’ın koyduğu sınırları aşmış ve nefsine zulmetmiştir.

Midesine haram lokma sokan, dilini yalan ve gıybette kullanan, aklı şer işlere yoran, hafızasına zararlı ve gereksiz bilgileri dolduran kişi, onlara zulmetmiş olur.

Kazancını içki ve kumar gibi gayrimeşru yollarda harcayan bir aile reisi; hem hukukullaha hem ailesinin hukukuna hem de nefsine zulmetmiş olur.

Burdaki nefis nefs-i emmare değil, insanın ruh ve cesedini oluşturan şahsıdır; "kendi" manasınadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 19.800
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ikraera
elinize sağlık Allah razı ola
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
birfakiradam
Nefis bize Cenab-ı Hak tarafından bütün lezzetlerin merkezi şeklinde ve hayatın devamı için gerekli olan şehevi ve gadabi duygularla cihazlandırılmış ve ve idare ve hizmeti insana verilmiş yaramaz bir çocuk gibidir. Nasılki çocuğumuzun hayatının devamı için bütün imkanlarımızı değerlendirip onun büyümesine ve gelişmesine yardımcı oluyoruz. Fakat bu demek değildir ki çoçuğun her isteği ona verilir. Mesela: onu sevindirmek için bir çikolata versek, veya bazen onu kırlara, parklara götürsek; bu onun fıtri ihtiyaçlarını gidermek veya onu ölçüsü dairesinde sevindirmek olur. B ikramlardan sonra çocuk bizden her gün çikolata ve buna benzer şeylerden aşırı derecede istese veya soğuk bir havada gezmeyi ısrarla istese, biz de onu memnun etmek için onun dediklerini ve her isteğini yerine getirirsek ona zulmetmiş oluruz. İşte bunun gibi, hayatımıza lazım olan zaruri ihtiyaçlar ve bazen nefsin arzu ettiği helal dairesindeki lezzet eğlenceler, kendimize bir ikram olduğu halde, nefsin bunun ötesinde yani helal dairesi haricindeki haram şeylere karşı isteklerini karşılamak ona zulüm olur.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...