"Ervâh-ı bâkiyeleri dahi birer esmâ-i İlâhiyeye istinad ederek devam eder, belki kendine lâyık bir saadete gider." izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Eğer zîruh ise, zevil'ukulden değilse, onların zeval ve firakı bir adem ve fenâ değil; belki vücud-u cismanîden ve vazife-i hayatın dağdağasından kurtulup, kazandıkları vazifenin semerelerini bâki olan ervahlarına devrederek, onların, o ervâh-ı bâkiyeleri dahi birer esmâ-i İlâhiyeye istinad ederek devam eder, belki kendine lâyık bir saadete gider."(1)
Allah’ın herbir ismi ayrı ayrı bir mâna ve hüküm ifade eder; beka âleminin varlığını iktiza edip isterler.
Mesela; Allah insanın fıtratına ebedî yaşama arzusunu takmıştır. Beka duygusunu verip, bu duyguyu tatmin edecek ahireti icat etmemek, Allah’ın sonsuz hikmeti ile bağdaşmaz. Öyle ise Hakim ismi ahireti iktiza ediyor. Eğer ahiret olmazsa, dünyadaki bütün hikmetler abes olur. Zira dünyadaki bütün hikmetlerin yönü ve yüzü ahiret âlemine çevrilmiştir, ona işaret etmektedir. Sonsuz hikmeti, eserleri ile sabit olan Allah’ın, ahiret yurdunu kurmayıp insanları hiçlik kuyusuna atması hikmetle bağdaşmaz. Mutlak yokluk hikmetsizliktir, Allah ise hikmetsiz iş yapmaktan mukaddes ve münezzehtir.
Ruh sahibi bir kuşun o güzel ve tatlı mânaları bu dünyada ifade ettikten sonra, ölüm ile yok olup hiçliğe atılması, Allah’ın sonsuz hikmetine münafidir. Öyle ise hiçbir zîruh, ölüm ile yokluğa ve hiçliğe gitmiyor, ikinci ve daimî saadete gidiyor demektir.
Umumî intizamın tamamı açısından bakarsak, insanın neş’e-i uhra ile ahirete münasip bir bedene kavuşarak yeniden yaratılacağını düşünürsek hikmetin kemalde olduğunu anlarız. İnsan ölüm ile cennete ve ondaki köşklere kavuşacaktır. Cennet ehlinin sarayları, meskenleri daimîdir. Yani, onlar bu yerlerde ebediyen kalacaklardır. Bu nimetleri kaybetmeleri, bu meskenlerden çıkarılmaları söz konusu değildir.
Allah, dünyayı âhiretin bir vitrini şeklinde tanzim etmiştir. Öyle ise, isim ve sıfatlar, bu dünya vitrininde kâfi derecede tecelli ederken, asıl yerde, yani ahirette ise, tam tecelli edecektir.
İsim ve sıfatların bu vitrinde kâfi derecede tecelli etmesi kemalsizlik değil, tam aksine intizam içinde tam kemaldir, diyebiliriz.
Sonsuz hikmeti, eserleri ile sabit olan Allah’ın, ahiret yurdunu kurmayıp, insanları yokluk ve hiçlik kuyusuna atması, Hakim ismi ve hikmetle bağdaşmaz. Yani Hakim ismi ve hikmet mânası ahiret yurdunun kurulmasını iktiza edip istiyor.
(1) bk. Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup, Birinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü