"Eskiden beri boğazımızı sıkan ve daima bizi istila etmeye fırsat bekleyen ve dehşetli kuvvet alan ve taraftarlar bulan..." Burada neyden bahsediliyor?
Değerli Kardeşimiz;
"Ben, dünya hâlini bilmiyorum, fakat eskiden beri boğazımızı sıkan ve daima bizi istila etmeye fırsat bekleyen ve dehşetli kuvvet alan ve taraftarlar bulan ve bizi istinadsız zannıyla fırsat bekleyenin istilasından ve esaretinden Âyetü’l-Kübrâ ve arkadaşlarının serbestiyeti çok hadise ve emarelerle, şimdiye kadar Risale-i Nur, sadaka gibi, belaların define bir vesile olduğundan, bu da bu belaya karşı vesiledir denilebilir." (Emirdağ Lâhikası-I, 25. Mektup)
Bu boğaz sıkma ve istila etme işi, eskiden beri Üstad'la uğraşan, ona her türlü eza ve cefayı reva gören ve vücudunu ortadan kaldırmaya çalışan dehşetli bir cereyana işarettir. Üstadımız bu hususu şöyle ifade etmektedir:
" Otuz sene evvel Darü’l-Hikmet azası iken, bir gün, arkadaşımızdan ve Darü’l-Hikmet azasından Seyyid Sadeddin Paşa dedi ki:"
“Kati bir vasıta ile haber aldım; kökü ecnebîde ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi, senin bir eserini okumuş. Demişler ki: ‘Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi (yani zındıkayı, dinsizliği) bu millete kabul ettiremeyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız.’ diye senin idamına hükmetmişler. Kendini muhafaza et.”
"Ben de 'Tevekkeltû alallah, ecel birdir, tagayyür etmez.' dedim."
"İşte bu komite, otuz sene, belki kırk seneden beri hem tevessü etti, hem benimle mücadelede her bir desiseyi istimal etti." (bk. age., 145. Mektup)
Eskiden beri İslam âleminin boğazını sıkan ve esaret altına almak isteyen başta İngiltere ve müstemleke Avrupa devletleri de olabilir. Bu paragrafta Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşına çekilmek istenmesine rağmen, bundan manevî olarak muhafaza edildiğine işaret edilmektedir.
Risale-i Nur'un Anadolu'da imana hizmet etmesi bereketine, Türkiye maddî ve manevî afatlardan korunmuş ve İkinci Dünya Savaşı gibi dehşetli ve büyük bir beladan halas olmuştur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü