"Ey el-hannas! Onların fenalıklarının asıl sebebi de sensin. Âlemi onlara darlaştırdın, damar-ı hayatı kestin, evlâd-ı nâmeşruunu onlara karıştırdın..." Burada “evlad-ı nameşru”dan kasıt şahıs mıdır yoksa bir fikir, düşünce bir cereyan mıdır ?
Değerli Kardeşimiz;
"Her bir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârane siyasetiyle cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, altı hutuvatıyla âlem-i İslâmı ifsad için insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis menbaları ve tabiatlarındaki muzır madenleri, fiilî propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor."
"Kiminin hırs-ı intikamını, kiminin hırs-ı câhını, kiminin tamahını, kiminin humkunu, kiminin dinsizliğini, hattâ en garibi, kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor."(1)
Yukardaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, İslam alemini bozmaya ve karıştırmaya çalışan bir şahıs değil, şahısların vekaletinde icra edilmeye çalışılan fikri cereyan ve ideolojilerdir. Bu risale (Hutuvat-ı Sitte) İngiliz işgaline ve onların tuzaklarına karşı kaleme alınmıştır.
Zamanın İngiliz hükümeti Batı medeniyetini ya da Batı'nın çirkin ve meşru olmayan fikir ve ideolojilerini, siyasi yollar ile İslam memleketine ve İslam aleminin kalbi olan İstanbul’a dayatmaya ve sokmaya çalışıyorlar. Üstad Hazretleri de bu oyunu ve tuzağı bozmak için bu risaleyi telif ediyor.
(1) bk. Hutuvat-ı Sitte.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü