"Hâlbuki, hizmet-i Kur'aniyede bulunana, ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli, ta ihlasla, ciddiyetle hizmet-i Kur'aniyede bulunsun." cümlesini nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstad'ımız, hizmette, her tavsiyeyi herkese yapmıyor. Zira herkes her vazifeyi ve her yükü kaldıramayabilir. Nitekim “Ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli” ifadesini has ve birinci talebesi olan Hulusi Ağabey için kullanmaktadır.

Demek ki Hulusi Ağabey gibi, kabiliyetli taleberin ve namzetlerin, tam ihlasla, sadakatle ve ciddiyetle hizmet etmeleri için, dünyayla bir şekilde alakalarını asgariye indirmeleri icap ediyor. Zaten bir insan ancak birkaç meslekte ihtisas sahibi olabilir. Bir işle meşgul olan başka işlerde ve mesleklerde geri kalabilir.

Öyle ise işi sadece hizmet-i imaniye olanların, başka dünyevi işlerle meşgul olmaları hizmeti aksatabilir. Hele dünyanın cazibesi, sefahati, meşguliyeti ve mesuliyeti, hayatını hizmet-i nuriyeye vakfedenler için ciddi bir sıkıntı meydana getirebilir.

İşte Muazzez Üstad'ımız herkesi kabiliyetine göre istihdam etmek için ihtisaslaştırıyor.

Ashab-ı Suffa gibi, Nur hizmetinde de hayatını davaya feda edenler için, ciddi hizmet, halisane vazife ifa etmek, maddi ve manevi vartalardan kurtulmak için Üstad'ımız iki şart tavsiye etmektedir.

- Ya dünya bize küsmelidir. Yani dünyanın sıkıntısı, çilesi, ağır imtihanları, musibetleri, çirkin yüzü ve faniliği, hadiselerle namzetin önüne çıkar. Dünya bu haliyle sanki "bana yaklaşma", der ve hizmet erbabını kendinden uzaklaştırır. Namzet de bundan ibret dersi alarak dünyadan ziyade, hizmete ve ukbaya yönelir.

- Ehl-i hizmetin dünyaya küsmesi ise; kuvvetli bir iman, dirayet, irade ve karar meselesidir. Burada şahıs esastır, kararı o verir.

Yani dünyanın malı, serveti, şöhreti ve cazibesi; o kararlı insanı yolundan çevirmez, hedeften saptırmaz. Dava adamı her şeye rağmen yürür ve gider. Bu hususta tarihte; saltanatı ve imkânı terk edip, sadece hizmet-i imaniye ile meşgul olan nice insan vardır.

Mesela, sahabelerden Abdurrahman bin Avf, velilerden İbrahim Ethem, Aziz Mahmud Hüdai ve Bediüzzaman Hazretleri bu lütufa mazhar olanlardan bazılarıdır.

Demek ki birincisinde, hizmeti tercih şartlarını, dünya ve sebepler hazırlıyor. İkincisinde ise şartları hazırlamak ve karar verip yürümek, dava adamanın ve namzetinin iradesine ve kararına bakıyor.

Dünyanın üç yüzü vardır:

Birisi mektep yüzü ki; bu mektepte Allah’ın isim ve sıfatları talim edilir. Dünyanın bu yüzüne küsmek ve darılmak olmaz. İnsanın en mühim gayesi, Allah’ın isim ve sıfatlarını talim edip hayatına tatbik etmektir. İşte dünyanın bu yüzünde bu mana hâkimdir, ona küsülmez ve yüz çevrilmez. Alabildiğine derinliğine inmek gerekir.

Dünyanın ikinci yüzü mezradır; yani ahiret hayatının tarlası hükmündedir. Bu yüzde insan ahiret âlemi için gerekli olan azığını ve mahsulü temin eder. Burada eker, orada biçer. Dünyanın bu yüzünü de terk edip küsmek olmaz. Zira dünyanın bu yüzü de ahiretin vasıtası ve direğidir. Bu noktada dünya tarlasında ne kadar çalışırsak, ahiret ofisinde o kadar mahsulümüz olur.

Üçüncü yüzü ise; mel’abegahtır. Yani dünyanın bu yüzü nefis ve hevanın bir oyun yeridir. Bu yüz tehlikelidir ve küsülmesi gereken bir yüzdür. Zira insanları gaflet ve dalalete atan dünyanın hep bu yüzüdür. Allah ve ahireti unutturan yüz bu yüzdür. İşte insanın dünyanın bu yüzüne sırt çevirmesi, küsmesi ve terk etmesi gerekir. Şayet insan dünyanın bu çirkin ve gafletli yüzünü terk etmez ise, Allah bazı musibet ve hastalıklarla onu terk ettirir ki, bu da dünyanın insana küsmesi demektir. Dünyanın insana küsmesi kaderden atılan ikaz ve ihtar taşlarıdır. Allah sevdiği kullarına dünyanın bu yüzünü zindan ederek küstürür.

Nur Talebeleri dünyanın üçüncü yüzüne hiç bakmamalıdırlar, baksalar da Risale-i Nurlar hesabına ve onu ilgilendiren cihetine bakmalıdırlar. Yoksa diğer iki yüzünde ne kadar bakılsa iyidir.

Burada mühim olan nokta; dünyanın lüzumsuz ve malayani işlerinin iman hizmetine set çekmemesidir. Yoksa bütün bütün dünyayı terk edin denmiyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 10.060
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin
O zaman herkesin tokadı,kaldırabileceği cinsten oluyor,manevi olarak bir adım daha ileriye götürmek için bu tarz tokatlar geliyor,diyebilir miyiz?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Diyebiliriz.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...