"Dünyanın âkıbeti ne olursa olsun, lezâizi terk etmek evlâdır. Çünkü âkıbetin ya saadettir; saadet ise şu fâni lezâizin terkiyle olur. Veya şekavettir." ifadesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Tasavvufun mühim esaslarından biri, dünyayı terk etmektir. Şüphesiz bu terk, Üstadımızın ifadesiyle; “kesben değil, kalben” olmalıdır. Kesb; çalışma, kazanma demektir. Şu var ki, mahiyetine hem madde, hem mânâ dercedilen insan, dünyanın maddesine çalışırken, mâna yönünü ihmal etmemelidir. İnsan çalışmalı, helalinden para kazanmalı, fakat parayı kalbine değil, kasasına koymalı, servetiyle faydalı işler yapmalı, hayır ve hasenatta bulunmalıdır. Mevlâna’nın teşbihiyle, “Su, geminin içine girerse onu batırır, altında bulunursa onu yüzdürür.”

Dünyanın bir cazibedar kuvveti vardır. Bu cazibeden kurtulamayanlar hakikatin semasına yükselemezler.

Hırs ile kendini dünyanın servet ve şa’şaasına kaptırmış, zenginliğinden dolayı azmış olan Karun’a, kavmi şöyle demişti: Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez. Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez. (Kasas Suresi, 28/76-77)

Dünyadan nasibin ne olduğu hakkında Elmalılı Hamdi Yazır şu izahatta bulunur:

“Bazıları, 'helâl rızk ve meşru dünya zevki', diye anlamak istemişlerse de o geçici dünyanın kendisi demektir. Asıl dünyadan nasib ise, “Dünya ahiretin tarlasıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, I, 412.), muktezasınca, ahiret için edilen intifa, ahirete kalacak ameldir. Yoksa dünyadan nasip, nihayet bir kefendir.”

Bazılarının dünyayı terk noktasındaki “bir lokma, bir hırka” telakkileri, kendi hususî anlayışlarıdır. Asıl hüner, dünyayı ahiretin tarlası olarak görüp ondan ebedî saadeti namına azamî derecede faydalanabilmektir.

"İ'lem eyyühe'l-aziz! Yarın seni zillet ve rezaletlere maruz bırakmakla terk edecek olan dünyanın sefahetini bugün kemal-i izzet ve şerefle terk edersen, pek aziz ve yüksek olursun. Çünkü, o seni terk etmeden evvel sen onu terk edersen, hayrını alır, şerrinden kurtulursun. Fakat vaziyet maküse olursa, kaziye de maküse olur."(Mesnevi-i Nuriye, Zerre)

"Birinci yüzü, Cenâb-ı Hakk'ın esmâsına bakar; onların nukuşunu gösterir, mânâ-i harfiyle, onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz mektubât-ı Samedâniyedir. Bu yüzü gayet güzeldir; nefrete değil, aşka lâyıktır."

"İkinci yüzü, âhirete bakar; âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir; tahkire değil, muhabbete lâyıktır."

"Üçüncü yüzü, insanın hevesâtına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel'abe-i hevesâtı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünkü fânîdir, zâildir, elemlidir, aldatır. İşte, hadîste vârid olan tahkir ve ehl-i hakikatin ettiği nefret, bu yüzdedir."(Sözler, Otuz İkinci Söz)

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, Üstad Hazretleri dünyanın faniliği noktasından bu dünyanın ehemmiyetsizliğini ifade buyurmuş; ama ahiretin tarlası, ticaret yeri olması hasebiyle sevilmesini nazara vermiştir.

Dünya hayatı ancak iki şekilde neticelenir. Üstad Hazretleri, her iki halde de dünya lezzetlerini terk etmek gerektiğine işaret ediyor ve bunun sebeplerini izah ediyor.

Biri, iman ve salih amel neticesinde saadet-i ebediyeye mazhar olmaktır. Ebedî saadetin kazanılması da ancak, Allah’ın emirlerini yapıp, yasak ettiği şeylerden sakınmakla mümkündür. Yani ebedî saadetin kazanılması, haram lezzetleri terk etmek ile kayıtlıdır. Bu noktadan gayr-i meşru lezzetleri terk etmek elzemdir.

Dünya hayatının diğer neticesi ise, şekavettir, ebedî azap ve hüsrandır. Ölümü mutlak bir yokluk olarak gören birisi için de dünya lezzetlerini terk etmek evladır. Zira idama mahkûm bir adama, dünyanın en leziz yiyecek ve içecekleri getirilse veya asılacağı idam sehpası altınlarla süslense, onun acısını hafifletmez, tam aksine acısına acı katar.

Tahkikî iman sahibi bir mü’min, helal olan dünya lezzetlerini, ahiret lezzetlerinin bir numunesi nev’inden tadabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 15.222
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ümitvar
www.karakalem.net sitesinde Halil Köprücüoğlu Bey'in "TERKETMEDEN TERKETMENİN YENİ YOLU" adlı yazısını ilgilenenlere tavsiye ederim!
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
nuryuzlu

Çok güzel izahlar.. Teşekkür ederim. Allah istifademizi artırsın. Âmin. Vesselam.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...